Deniz Olgun'un moderatörlüğünde Gazete Kritik'in 'Kritik Sorular' programının bugünkü konuğu Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen oldu.

Başkan Esen, yaz aylarında belediyelere aktarılan kaynakların yetersizliğine dikkat çekerek'' Yaz aylarında artan dönemsel yoğunlukta belediyelere gönderilen pay merkezi idarelerce dikkate alınmıyor. Bu haliyle de olsa hiç bir gerekçe bizi vatandaşa hizmet etmekten alıkoyamaz.'' dedi.

Başkan Esen'in konuşmasından satır başları:

BELEDİYELERE KAYNAK AKTARIMINDA YAZ AYLARINDA ARTAN NÜFUS DİKKATE ALINMIYOR

Antalya’ya gelen yaklaşık 20 milyon yerli ve yabancı turisti hesaplarsak ve yanına da 2,5 milyon kendi nüfusunu eklersek yaz aylarında iki katından fazla nüfusa hizmet edilmektedir. Aynı durum Konyaaltı için de geçerli. Planlaması 200.000’e göre yapılmış bir ilçeyken yazın 600.000 bin kişiye hizmet etmek zorunda kalıyoruz. Yani 600.000 bin kişinin çöpünü toplayıp, park ve temizliğini yapıyoruz. Bu turizmin yaşandı yerlerde olası bir durumdur. Dolayısıyla birçok platformda turistik yerlerde görev yapan belediye başkanlarına kaynak aktarımı konusunda yaz aylarında artan nüfusunda dikkate alınması gerektiği konusunda söylemler defalarca dile getirildi. Yaz aylarında artan dönemsel yoğunluk, merkezi idarelerce belediyelere gönderilen pay dikkate alınmıyor. Bu haliyle de olsa hiç bir gerekçe bizi vatandaşa hizmet etmekten alıkoyamaz. Konyaaltı Belediyesi olarak gerekirse bir yerine iki kişilik çalışır o eksiği vatandaşa hissettirmemeye çalışırız.

KONYAALTI’NDA VATANDAŞA MASKE DAĞITMAYA DEVAM EDİYORUZ

Belediyeler yapıları gereği ani orta çıkan sorunlarda hemen harekete geçen hemen olay yerinde vatandaşa yardım eden organizasyonlardır. Salgın sürecinde de belediyeler aynı refleksi gösterdiler. Biz de Konyaaltı’nda yapılması gerekenleri aciliyet sırasına göre yapmaya başladık. Bunlardan ilki böyle bir küresel salgında hastalığın yayılmasını önleyici tedbirlerdi. Bunlar ortamların dezenfeksiyonları, vatandaşların ihtiyaç duyduğu hijyenik malzemeler ve maskeydi, biz bunları Konyaaltı’nda hala ihtiyaç duyulan yerlerde gerçekleştirmeye devam ediyoruz.

TURİSTİK İŞLETMELER STANDARTLARIN ÖTESİNDE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALDI

Bu sene turizmin kaderi korona nedeniyle birçok unsura bağlı. Bunlardan bir tanesi de işletmelerin hijyenik unsurlara uygun olup olmamasıdır. Bunların hem işletmeler tarafından sağlanması hem de gerek yerel yönetim ya da Turizm Bakanlığı’nca denetlenmesine bağlıdır. Turistik işletmelerin hemen hemen tamamı belirtilen standartlarında ötesinde önleyici tedbirleri almış durumdalar. Dolayısıyla turistik işletmeler korona ve hastalık nedeniyle oluşan riskleri bertaraf etme anlamında üzerine düşeni yapmış vaziyettedir. Yerli turistler yurt içinde seyahat yasağı büyük oranda kaldırıldığı için Antalya’yı ziyarete gelmekte ancak bu Antalya’daki turizm yatırımlarının bu seneyi hasarsız atlatılabilmesi için yeterli değil. Bu yüzden muhakkak yabancı turistin Türkiye’ye gelmesi lazım. Turizmin kaderi yerli turistin ne kadar geldiğiyle değil dışarıdan turist getirebilmekle orantılı olduğu için bu seneyi minimum hasarla atlatabilmesi merkezi hükümetin uygulayacağı stratejilerle yabancı turistlerin geldiğinde güvende olacağı hissi vermesiyle mümkündür.

KONYAALTI İÇİN ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ KONTROLLÜ BİR BÜYÜMEDİR

Antalya, Türkiye’nin genel nüfus artışının tam iki katı oranda nüfus artışına sahip. Aynı oranın biraz daha fazlası Konyaaltı için geçerli. 1999 senesi ile benim seçildiğim süre zarfında Konyaaltı neredeyse 20 kat büyüdü. Konyaaltı 200 sene de yaşaması gereken büyümeyi 20 sene de yaşadı. Bu Konyaaltı’nın güzel bir yerleşim alanı olmasına bağlıdır. Yapılacak tesisler, projeler Konyaaltı’nın daha yaşanır daha cazip bir kent olması için fakat bir taraftan projelerle Konyaaltı’ndaki yaşam kalitesini artırırken bir taraftan da kontrolsüz büyümeyle Konyaaltı’nın asıl özelliğini kaybettirmememiz lazım. Bizim birinci temel hedefimiz; Bu bölgedeki yapılaşmanın ve nüfus artışının belirli bir kontrol çerçevesinde olmasıdır. Sınırsız alanları imara açıp, sınırsız bir şekilde yapılaşma sağlayarak Konyaaltı nüfusunun önümüzdeki yılda da beş kat artmasına sebep olmamamız gerekiyor.

SİYASET ÇOK UZUN YILLAR BOYUNCA YAPILACAK BİR İŞ DEĞİLDİR

Siyaset başka hiçbir sektörde yaşanılmayacak hazzı yaşatan bir mecradır. İl başkanı olarak da yapılsa belediye başkanı olarak da yapılsa sonuçta insanlar bir beklentiyle size yöneldiğinde bu sorunların çözümüne odaklanıldığında ve çözüldüğünde yaşanılan haz bir çok sektörde yaşanılmaz. Bu birine yardım etmek değildir, bir vakıfsınızdır başka türlü hayırlar yapabilirsiniz ama insanların size bu benim derdimi çözer bakışı bambaşka bir hazdır. Dolayısıyla dün il başkanı olarak görev yapmak bana düştü bugün belediye başkanı olarak görev yapmak bana düştü yarın bambaşka bir görev olabilir hangisi olursa olsun siyaset nankör bir mecradır bazen yapılan işler gözden kaçabilir ama ara sırada olsa insanların sizi takdir etmesi büyük bir mutluluktur. Bu yüzden görevlerim arasında bir karşılaştırma yapamam. Eğer bir başarı varsa bu benim empati özelliğimdendir. Bana yönelen vatandaşın yerine kendimi koymaktan beni hiçbir şey alıkoymaz. Siyaset çok uzun yıllar boyunca yapılacak bir iş değildir. Yeni heyecanlı insanların, hizmet etme arzusu yüksek insanların sık sık birbiriyle yer değiştirdiği bir mecra olmasında fayda vardır.