Koronavirüsün kaynağı olarak, Çin'in Yunnan eyaletindeki bir at nalı yarasa kolonisi gösteriliyordu. Ancak bilim insanları bu açıklamaları tutarsız buldu ve salgının başka hayvanlardan kaynaklandığı konusundaki çalışmalarını hızlandırdı.

Güçlü bir katalizör haline gelen koronavirüs salgını, birçok yeraltı pazarını ve çeşitli egzotik et tedarik kanallarını ortadan kaldırmayı başardı. Ancak tüm bu mücadeleye rağmen, koronanın farklı kaynaklarının da mevcut olabileceği düşünülüyordu ve korkulan da oldu.

ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA BÜYÜK SALGINLAR OLABİLİR

2017 yılında Guangxi gümrüğü tarafından ele geçirilen 18 malay pangolinin donmuş dokularında 6 koronavirüs RNA örneği bulunmuştu. Bir başka pangolin eti partisinde, 2018'den itibaren üç örnek daha bulundu.

Son olarak ise 2019'un başında el konulan pangolinlerde KOVID-19'a çok benzer virüs izleri tespit edildi. Verilere göre tüm numunelerin genom dizilimlerinin, yüzde 85.5 ila 92.4'ünün COVID-19 ile benzerlik gösterdiği açıklandı. Bu benzerliklerden biri olan ve “taç” olarak adlandırılan sivri uçların görünümünün bile tamamen aynı olduğu belirtiliyor.

DAHA SIKI ÖNLEMLER ALINABİLİR

Yaşanan bu gelişmenin sürpriz olduğunu söylemek mümkün değil. Zira bilim insanları, KOVID-19'un benzersiz olmadığını, gelecekte insanlığı tehdit edecek büyük bir virüs ailesinin üyesi olduğunu belirtmişlerdi. Çin makamlarının ise ileride büyük salgınlara neden olabilecek bu iki yeni tip koronavirüs'ün potansiyel taşıyıcılarını dikkatlice izlemeleri ve bu yönde sıkı önlemler almaları gerekiyor.