Gazeteci Tamirak, "Sinirliyim, hem de çok ama çok üzgünüm! Benim de bir şekilde müdahil olduğum bu olay beni öylesine etkiledi ki...Evladını kaybeden bir babaya bu nasıl yapılabilir? Ah vicdan diyorum" ifadeleriyle başladığı yazısında aynı zamanda yakın dostu olan Adıyaman İl Tapu Müdürü olarak görev yapan Esat Denli'nin depremde ve sonrasında yaşadığı acı olayları aktarmıştı.

Depremde oğlu İbrahim'i kaybeden Esat Denli'nin deprem sonrasında yaşadığı ve acısını katlayan vicdansızlığı Özkan Tamirak şöyle anlatmıştı:

TELEFON BİZDE

... İbrahim hayatını kaybetmişti. Bir baba artık kurtulduğuna nasıl sevinebilirdi? Canı gitmişti. Gözü gibi koruduğu evladını kaybetmişti. Kırıklar içindeki bedeniyle yavrusunu toprağa verdi. Oğlundan bir tek anı aradı enkaz yığınlarının arasında. Yoktu, bir kez daha yıkıldı.

İstanbul’a tayini çıktı Esat Denli’nin Bayrampaşa Tapu Müdürü olarak. Geçtiğimiz günlerde rahmetli oğlunun bir arkadaşı arandı. “Son siz aranmışınız” dedi karşısındaki ses. Hemen ablasıyla irtibatladı. Sivas’tan aradığını söyleyen kişi bir telefon ve akıllı saatin kendilerinde olduğunu belirtti. Esat hemen o numarayı aradı. Kendilerine önce teşekkür etti; "Oğlumuz depremde rahmetli oldu. O telefonda anıları var. Bize kargoyla yollar mısınız” dedi. Umutlanmış, sevinmişlerdi.

 İşte vicdanları yaralayan o konuşmalar şimdi başlıyor. “Tamam manevi değeri var da maddi değerini ne yapacağız. Bize ne ödeyeceksiniz” demişti arayan kişi. Şok oldular. Arayan kişi bir hırsız mı yoksa dolandırıcı mı belli değildi. Ama oğlunun kayıp telefonunun ve saatinin görüntüsünü atmıştı. İbrahim’in anıları bu kişilerdeydi.

Arkadaşım Ferdi Turan ile "Nasılsın, bir şeye ihtiyacın var mı" demek için Esat’la buluştuk. Durgun, çok çok üzgündü. Bir anda bu konuyu anlattı. Dünyam başıma yıkıldı. "Acilen bir şeyler yapmalıyız" dedim. Böyle şerefsizler elini kolunu sallayarak gezmemeliydi. Evladının acısı, vücudundaki yaralarla Esat’ın mücadele edecek gücü yoktu. Ama bizim vardı.

SİVAS EMNİYET MÜDÜRÜ'NÜ ARADIM

 Hemen bilgileri alarak eskiden de tanıdığım Sivas İl Emniyet Müdürü Burhan Akçay’ı arayarak konuyu anlattım. İnanamadı, öfkelendi. O da iki evladı olan bir babaydı. Nasıl duyarsız kalınabilirdi? Hemen talimatını vererek asayişten sorumlu Emniyet Müdürü'nü görevlendirdi. Bu polisler için bir görevden öte vicdan ve namus meselesiydi.

Ben de burada İstanbul Emniyeti'nden destek istedim. Yürüyecek hali yoktu. Sağ olsunlar bir ekip Esat’ı evinden alarak Balat Karakolu’na götürdü. İfadesi alınarak Sivas’a gönderildi. Sivas polisi için bu konu bir vicdan soruşturmasına dönmüştü. Sivas Başsavcılığı da hemen harekete geçti. Müdüründen memuruna kadar herkes o telefonu bulmak istiyordu. Depremzede bir baba ancak böyle hayata dönebilirdi. Bunun farkındalardı. Kısa süre içerisinde adresi bularak eve baskın düzenlediler.

TELEFON MASANIN ÜZERİNDEYDİ

İbrahim’in telefonu masanın üzerinde duruyordu. Ama akıllı saati her yerde arasalar da bulamadılar. Bir baba ve oğlu gözaltına alındı. Vicdan yoksunu adam, “Ben kepçe operatörü olarak oraya gittim. Bulunca telefon ve saati aldım” diyordu ifadesinde. Polislerde bu adilik karşısında yıkılmışlardı.

 Sabah arayan Murat Müdür, "Mutlu haberim var, ama bir de üzücü haberim var. Telefon bulundu ama saati sanırım satmışlar" dedi. Olsun buna şükür dedik. Esat öylesine mutlu olmuştu ki bu haberi duyunca... Tabii ki ben de, Sivas Emniyeti de duygu dolu anlar yaşadı. Hırsız baba ve oğlu yargıya elbet bunun hesabını verecekler.

AKILLI SAATİ GETİRDİLER

Önceki gün ilk günden beri desteğini esirgemeyen Murat Müdür tekrar aradı. “Akıllı saati de getirdiler” müjdeli haberini verdi. İkinci kez gözyaşlarına boğulmuştuk. Sivas polisi İbrahim’in son kalan anılarını kargoya verdi. Bugün yarın Esat’a gelecek.

Ne desem, nasıl teşekkür etsem bilemedim. Evladını kaybeden bir babanın yüzünü az da olsa güldürdünüz. Sivas İl Emniyet Müdürü Burhan Akçay ve Murat Müdür'üm Allah sizden razı olsun. İyi ki polisimiz var.

ÖZKAN TAMİRAK YAZDI, TÜRKİYE GÜNDEMİNE OTURDU

Tamirak'ın bu vicdansızlığı ve sonrasında yaşananları aktardığı tv100.com'daki yazısının ardından Türkiye'nin gündemine oturan olay diğer gazete, TV ve internet sitelerinde de geniş yer buldu.