DHA - Şişli'de 9 Aralık 2020 günü Tuğba Erçakar (26) arkadaşı Ceylan A'nın evindeyken ayrılmak istediği erkek arkadaşı Mehmet Hanifi B. tarafından darp edilmişti. Kendini korumaya çalışan genç kız, erkek arkadaşı tarafından defalarca yumruklanmıştı. Evdeki güvenlik kamerasına yansıyan ve Tuğba Erçakar'ın "Sesimi duyurmak istiyorum" diyerek paylaştığı olay, sosyal medyada gündem olmuştu. Sanık Mehmet Hanifi B. olay nedeniyle iki defa gözaltına alınmış, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığında Uzlaşma Bürosu'nda taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması üzerine Mehmet Hanifi B. hakkında Tuğba Erçakar'a yönelik "Basit yaralama" ve "Tehdit" suçlarından 10 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle, şikayetçi Ceylan A.'ya karşı da "Hakaret", "Kişilerin huzur ve sükununu bozma" ve "Tehdit" suçlarından 1 yıldan 5 yıla kadar hapsi cezası istemiyle dava açılmıştı.

"PİŞMANLIK DUYMAKTADIR"

İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi, Mehmet Hanifi B. hakkındaki yargılamanın basit yargılama usulü ile yapılmasına karar verdi. Taraflardan dosya üzerinden beyanlarının sunulmasının istenmesi üzerine Mehmet Hanifi B. avukatı Sedat Çakar aracılığıyla dosyaya savunmasını sundu. Savunma dilekçesinde, Hatice Tuğba Erçakar'a kasten yaralama hariç, diğer suçların hiçbirini kabul etmedikleri belirtildi. Dilekçede, "Kamera kaydından da görüleceği üzere müvekkilin hareketlerinin hayatın olağan akışı içerisinde akli sağlığı ve dengesi yerinde olmadığı açıkça görülecektir. Müvekkil zaten bunların nasıl yaşandığını hatırlamamaktadır ve pişmanlık duymaktadır. Psikolojik olarak rahatsızdır. Anksiyete bozukluğu ve panik atak vardır ve bu hususlarla ilgili olarak reçete ve belgeleri sunmuştuk. Zaten bunca denli uzun bir ilişki içerisinde müştekilerin bu durumu bilmemelerinin imkanı olmamakla birlikte müvekkil de tanışıklıklarında dile getirmiştir" denildi. Mehmet Hanifi B'nin dilekçesinde, müşteki Erçakar'a "hiçbir tehdit, hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma" eyleminde bulunmadığı, müşteki Ceylan A'nın iddialarının ise gerçeklikten uzak ve soyut olduğu, fake (sahte) hesaplardan atılan mesajların da sanığa ait olmadığı anlatıldı. Dilekçede, müşteki Ceylan A'nın evinde neden kamera bulunduğunun da değerlendirilmesi istenerek "Müvekkilim mücevherat (altın model çizimi,işleme vs.) sektöründe çalışmaktadır. Salonda bulunan bir kameranın her zaman kayıtta olabileceği hayatın olağan akışına sığan bir durum mudur? Her zaman kayıtta olan bir kameranın belleğinin ne denli büyük olması gerektiği açıkça ortadadır" ifadeleri de kullanıldı. Dilekçede, sanığın beraati ya da hakkında lehe hükümlerin uygulanması, ceza verilirse kamuya yararlı bir işte çalışmak yerine adli para cezasına karar verilmesi ve şartları oluştuğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması talep edildi. 

MÜŞTEKİ TARAF SANIĞIN CEZALANDIRILMASINI TALEP ETTİ

Öte yandan müşteki Tuğba Erçakar'ın avukatı Ayşegül Mermer de sanıktan şikayetçi olduklarını, Erçakar ve diğer müşteki Ceylan A'nın soruşturma aşamasında bir çok defa hakaret ve tehditlere maruz kaldıklarını belirterek sanığın cezalandırılmasını talep etti. Hakimin tarafların sunduğu dilekçeler üzerinden değerlendirme yaparak ileriki günlerde karar vermesi bekleniyor.