Cansu Durusoy - İnceler'in kişisel yolculuğundan hareketle 'Hayat bittim dediğin yerde yeniden başlar' mottosu ile yazdığı kitap Cinius Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturuldu.

Kendisini hayvan rehabilitasyon merkezinden tanıyanların "hayvanlara olan sevgisi gözlerinden okunan taze yazarımız" dediği İnceler çıkardığı kitabı ile ilgili sorularımızı samimiyetle cevapladı.

Hepşen İnceler, 212 sayfadan oluşan kitabını "Benim kitabım bir sosyolog ya da psikolog mesleğini icra eden kişinin yazdığı bir kitap değil. Ben okuyan ve kendini geliştirmeye çalışan bir bireyim. Kişisel gelişim geniş bir kavram. Hepimizin belli dönemlere girdiğinde, değiştiği ve dönüştüğü durumlar olur. Bazen biz buna büyümek de deriz bazen de başka tanımlamalarla ifade eden cümleler kurarız. Kitapta verdiğim her mesaj; hayatımda uyguladığım şeylerden oluşmaktadır." olarak yorumladı.

Sokak hayvanlarına yönelik farkındalık çalışmaları da yapan ve "Deveden Büyük Fil Var" kitabının gelirini de sokak hayvanlarına bağışlayacağını ileten Hepşen İnceler ile yaptığımız keyifli röportajımız:

-Öncelikle kısaca okuyucularımız için kendinizden bahsedermisiniz.

İnsanın kendini anlatması çok mümkün değil. Ancak şunu söylemeliyim; İstanbul Üniversitesinden mezun olan 10 yıllık bir veteriner hekimim. Kadıköy'de Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezinde çalışıyorum. Hayatta en hassas noktam merhametim. Toplam 3 köpeğim var annem ve bakanlarda yaşayanla birlikte 5. Tüm hayvanlar evimize sokaktan kurtarmak ya da tedavisini üstlenmek için evimize alınmış evimizin çocukları olmuştur. Kitabımın gelirini sokak hayvanlarına bağışlayacağım, bu şekilde farkındalık projesi yaratmak diğer bir amacım. Böylece kitabımla hem insanlara hem de hayvanlara yardımcı olma yolunda ilerleyeceğim. İnanıyorum ki; dünyayı iyilik kurtaracak.

- Böyle bir kitabın yazılması için çok yaşanmışlıklar olması gerektiğini düşünürsek, hayattaki dönüm noktalarınız nelerdir?

Hayatta herkesin bir dönüm noktası vardır. Bazen bir durum için plan yaparsınız ancak bir şeyi hesaplamazsınız o da hayatın planlarla paralel şekilde ilerlemediğidir. Benim en büyük dönüm noktam kitabı yazarken günce haline dönüştürdüğüm ayrılık sürecimdi ve tabii ki İstanbul'a yeniden dönüşüm. Veteriner hekimliği daha çok yardım projesine dönüştürmek için en büyük adımım bu sürecimdi.

- Kitabınızda vermek istediğiniz mesajları kendi hayatınızda uyguluyor musunuz?

Benim kitabım bir sosyolog ya da psikolog mesleğini icra eden kişinin yazdığı bir kitap değil. Ben okuyan ve kendini geliştirmeye çalışan bir bireyim. Kişisel gelişim geniş bir kavram. Hepimizin belli dönemlere girdiğinde, değiştiği ve dönüştüğü durumlar olur. Bazen biz buna büyümek de deriz bazen de başka tanımlamalarla ifade eden cümleler kurarız. Kitapta verdiğim her mesaj; hayatımda uyguladığım şeylerden oluşmaktadır. Okuyucu eğer benimle benzer durumda ise kendi ile bütünleşerek aynı şeyleri kendisi için de uygulayabilir. Aslında bu amaçla çok sade ve basit bir anlatım dili ile ilerledim. Hatta konuşma havası içerisinde kalmaya özen gösterdim.

- Hayatın adil olduğunu düşünmek insanlara gelecek için umut veriyor olabilir mi?

Bana göre hayatın adil olmasını beklemek bazı zamanlarda insanı umutsuzluğa sürüklüyor. Sürekli insan adalet duygusu bekleyerek yaşıyor. Oysa hayat öyle bir yer değil. Ben herkesin hayattaki sınavının farklı olduğuna inanıyorum. O yüzden de kitabımda hayatın adil bir yer olmadığını kabul etmelisin diyorum. Ancak yine de kimin sınavının ne olduğu asla bilinmez. Dışarıdan bakılınca yorumlayabileceğiniz bir şey değildir. İnsana umut verecek şey; zamanın herkesten daha adil davranacağı olmalıdır. Çünkü bu dünyada bir denge var; eksildiğin kadar eksiltirsin. Mutluluk yaydığın sürece de mutlulukla karşılaşırsın.

- "Hataların sayesinde olman gereken insana dönüşeceksin" dediniz kitabınızda. Siz olmanız gereken kişiye dönüştüğünüzü düşünüyor musunuz yoksa bu başarı daha başlangıç mı?

Hayat uzun bir yolculuk. Ben farkındalık sürecime yaşadığım hatalarımla ve beni eksilttiğini düşündüğüm üzüntü duygusu ile başladım. Sonrasında ise hatalarımın da bana ait olduğunu ve olmam gereken insana dönüştürdüğünü fark ettim. Bazen ne yaparsanız yapın, olacaklar öylece olur. Ve bu sizi geliştirir. Ben hayatımın o dönemi için dönüştüğünü düşünüyorum. Elinizde tuttuğunuz kitap da bunun ispatı. Ancak tabii ki bu daha başlangıç. Kısaca ruhun uyanışından sonraki ilerlemesi diyebiliriz.

- Kitabın özünde kapakta da belirttiğiniz gibi "bittiği yerde yeniden başlar" cümlesini veriyorsunuz. Peki yeni jenerasyon sorunlarından olan çabuk tükenmek, vazgeçmek ve pes etmek kelimeleri için nasıl bir yorumunuz olur. Yani aslında daha bitmeden bittiğini düşünenler için...

Hayatta yaşadığımız sürece umut daima var olacak. Bir olay yaşayacağız ve bitti sanacağız ya da gücümüz yetmiyor diye düşüneceğiz. Eğer yaşama bir şekilde tutunan bir bireysek, hayat bizi içine çekecek ve kendimizi devam ederken bulacağız. Yeni nesil belki daha çabuk yoruluyor, pes ediyor ancak bu geçici bir durum çünkü gelişmeye önem veren bir birey mutlaka hayatında bir noktaya geldiğinde, farkındalıkla tanışacaktır.

- Evcil hayvanlarla ilgili çalıştığınızı ve onlara karşı büyük bir sevgi beslediğinizi öğrendik takipçilerinizden. Hatta bir takipçiniz "Sevgisi gözlerinden okunan taze yazar" demiş sizin için. Hayata dair duruşunuzda ve okurlarınıza vermek istediğiniz mesajlarda hayvan sevgisinin nasıl bir etkisi var? İnsan-hayvan sevgi ilişkisi yaşama nasıl etki ediyor sizce?

Ben çocukluk yıllarımdan bu yana hayvan sevgisi ile yetiştirilmiş bir bireyim. Ailem ve benim için önce merhamet gelir. Bu yüzden de hayvanlar bizim hayatımızda aile üyeleri gibidir. 12 yaşımdan itibaren evde köpekle yaşamaya başladım. Ailem için Prensesimiz (15 yaşında vefat etti) bir evlattı. Hayvanları sevmeyen insanların, hiçbir insanı gerçekten sevebilme yetisine sahip olmadığını düşünüyorum. Hayvanların insanlar üzerinde rehabilite edici bir etkisi var. Onları izlerken hissettiğim mutluluğu herhangi bir durumda hissetmem mümkün olmuyor. Benim için merhamet ve masumiyetin kaynağı hayvanlar.

- Hayvanların psikolojik etkisini nasıl açıklarsınız?

Bence her birey evine bir evcil hayvan almalı ve onun büyümesini izlemeli. Emek harcamalı. Karşılıklı sevgiyi en güzel hayvanlardan görebiliriz hatta verdiğimizden çok daha fazlasına sahip olabiliriz. Psikolojik olarak ciddi anlamda çocuklarda sosyalleşme, iyileşme belirtilerinin görüldüğü araştırmalar mevcut. Yalnız mı hissediyorsunuz? hemen bir hayvan evlat edinin. Bakın size ne kadar iyi gelecek. Ancak ömür boyu sorumluluğunu alacağım diyerek yola çıkın çünkü hayvanlar da hayata küsebiliyor.

- Yeni bir kitap hazırlığınız var mı?

Yeni kitabımı yazmaya başladım. Benim için yazmak terapi niteliğinde. İnsanın paylaştıkça, yardımlaşma içerisinde oldukça çoğalacağına inanıyorum. İyilik gerçekten bulaşıcı ve öğretilebilir. Bu dünyaya daha çok fayda sağlamak en büyük misyonum.