Habertürk yazarı Nagehan Alçı, 14 Mayıs seçimlerine giden süreçte partilerin "ilk turda bitmeli" söyleminin tehlikeli olduğunu savunurken, "Hiç kimse kendini kandırmasın. Adeta açık hava tımarhanesine dönmüş bu Türkiye ortamında hiçbir yurttaş '50,2' gibi skorlara saygı duymaz, kitlesel protestolar olabilir. Kim kazanırsa kazansın netice bu olur. Huzursuz bir ortam doğar" dedi. 

Alçı, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu çevresinin bu yoruma karşı, "50,2’ye karşı 49,8 olsa haklısınız ama diğer taraf 45’lerde kalacağı ve arada beş puandan fazla fark olacağı için hiçbir huzursuzluk olmaz" yanıtını verdiğini söyledi. 

İşte Alçı'nın yazısını tamamı:

Son dört güne girdik. Hem AK Parti’nin hem CHP’nin önde gelen isimleriyle konuşuyorum. Bugün sizinle bu konuşmalardan edindiğim hava ile ilgili bir endişemi paylaşmak isterim.

Önce şunu söyleyeyim: İlk turda 53-54 gibi laflar parti kontrolündeki medya organları için hazırlanmış propaganda amaçlı uydurmalardan ibaret. Her iki tarafın da medyası gerçeklik zemininden tamamen kopmuş durumda.

Fakat diğer yandan hem Erdoğan hem Kılıçdaroğlu cephesindeki kurmaylar benzer teşhis noktasında birleşiyorlar.

“Seçimi ilk turda 50.2-50.3 gibi bir skorla bitiriyoruz.” söylemi her iki cephede de mevcut.

Parti örgütlerini de 14 Mayıs’ın son ve tek tur olacağı yanlış bilgisine göre hazırlıyor AK Parti ve CHP. Son düzlükte taraflar keskinleşiyor, tahkim oluyor. Kararsızlar da iki büyük adaya ve partiye dönüş yapıyor. İki taraf da “İlk turda 50.2-50.3 ile bitiyor ” söylemini artık propaganda için ifade etmiyor. Buna inanıyorlar.

Bunu seçmeni sandığa daha çok çekmek için propaganda amaçlı söyleseler anlayışla karşılarım. Fakat iş ciddiye binmeye başladı.

İlk tur takıntısının tehlikesi

Ben her iki tarafın da “İlk tur” takıntılı söylemini Türkiye için tehlikeli buluyorum.

14 Mayıs sükunet ve barış içinde geçmeli. Parti örgütlerinin “Son seçim 14 Mayıs” motivasyonuyla öyle geçmez. O yüzden herkesi sağduyuya davet ediyorum. 14 Mayıs gecesi bir şenlik ortamı olmalı, dehşet ortamı değil. İki tarafın da beklentisi bu kadar yükseltilirken benim 6 Mayıs 2023 tarihli yazımda tarif ettiğim olumlu tablo hayata geçmeyebilir. Endişeliyim.

Tüm yurttaşlarımıza soruyorum…

14 Mayıs gecesi “Tayyip Erdoğan ya da Kemal Kılıçdaroğlu 50.2 ile kazanmıştır” diye açıklama yapıldığında hanginiz bunu olgunlukla karşılarsınız?

Hiç kimse kendini kandırmasın. Adeta açık hava tımarhanesine dönmüş bu Türkiye ortamında hiçbir yurttaş “50.2” gibi skorlara saygı duymaz, kitlesel protestolar olabilir. Kim kazanırsa kazansın netice bu olur. Huzursuz bir ortam doğar.

Bu endişemi iki tarafa da ifade ettiğimde aynı şeyleri duyuyorum. Hem Erdoğan hem de Kılıçdaroğlu çevresi diyor ki: “50.2’ye karşı 49.8 olsa haklısınız Nagehan Hanım ama diğer taraf 45’lerde kalacağı ve arada beş puandan fazla fark olacağı için hiçbir huzursuzluk olmaz.”

Hem AK Partililer hem de CHP’liler anlaşmış gibi aynı söylemi tekrarlıyorlar. Bu varsayım tamamen yanlış. Kimin 50.2 aldığı açıklanırsa açıklansın “Aslında 50’yi geçemediler, hile var” denecektir. Ortalık karışacaktır. Kimse aradaki farka falan bakmaz. Günümüzün aşırı politikleşmiş ve polarize olmuş Türkiye toplumu doğru tahlil edilmeli.

Başkanlık sistemi ile yönetilip ikinci turu yaşamayan ülke neredeyse yok

Türkiye artık “Aman o iki haftayı yaşamayalım” başlıklı saçma sendromdan kurtulmalı. Başkanlık sistemi ile yaşayıp ikinci turu yaşamayan toplum neredeyse yok.

Bilakis seçim 28 Mayıs’a kalsa hiçbir ekstra gerilim olmayacağını düşünüyorum. Hatta o 2 hafta içinde bir sürprizle Erdoğan ve Kılıçdaroğlu yan yana gelse bile şaşırmam.

Ayrıca 28 Mayıs’ta kim kazanırsa kazansın tartışmasız en az (52-48) gibi salt çoğunluk çıkacaktır. Görünen manzara net. O zaman hiçbir tartışma yaşanmadan mükemmel bir süreç yaşanacaktır.

6 Mayıs 2023 tarihli yazım da o halde hayata geçecektir

28 Mayıs gecesi Tayyip Bey kazanırsa, Kemal Bey “Sayın Erdoğan kazanmıştır. Milletimizin takdiri böyle tecelli etmiştir. Tayyip Bey’i tebrik ederim” diyecektir.

Aynı şekilde 28 Mayıs gecesi Kemal Bey salt çoğunluğu elde ederse de daha önce yazdığım gibi mükemmel bir devir-teslim töreni ile Cumhurbaşkanlığı makamını Kemal Bey, Tayyip Bey’den devralacaktır. 13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu olacaktır. 28 Mayıs gecesi Kemal Bey kazanırsa Erdoğan çifti bizzat Kılıçdaroğlu çiftini Beştepe’de karşılayacak ve önce çaylar içilip, sohbet edildikten sonra medya önüne iki siyasi lider çıkacaktır. Demokrasinin erdemini vurgulayan konuşmaların ardından yeni Cumhurbaşkanı, o tarihten itibaren Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır.

Son derece güzel geçecek bu devir teslim töreninden sonra Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri olarak bu sefer partinin kendisine tahsis ettiği makam otomobiliyle yine polis eskortları eşliğinde partisinin genel merkezine doğru yola çıkacaktır.

Kemal Bey ve Selvi Hanım, bizzat kapıya kadar giderek Tayyip Bey ve Emine Hanım’a eşlik edeceklerdir.

Tüm Dünya, 28 Mayıs Başkanlık seçimini olgunlukla ve erdemle yaşamış Türkiye’den olumlu anlamda bahsedecektir.