Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tv100 canlı yayınında Talat Atilla ve Tamer Korkmaz'ın sorularını yanıtladı.

Bekir Bozdağ'dan açıklamalarından satır başları:

SANDIKTA ŞÜPHE VAR DEMEK YENİLGİYE MAZERET BULMA ÇABASIDIR 

- Dünyada en güvenilir seçim yapan ülkelerin başında Türkiye gelir. Bu seçimde de sonuçta milletin iradesi sandığa yansıdı. Bu seçimlerin de büyük bir olgunlukla geçmesi büyük önem taşıyor.

Seçim yaklaştıkça baz partilerin seçim şaibe karışacağı iddiaları attığını biz her seçimde görüyoruz. Daha sandık gelmeden yenilgilerine bahane üretiyorlar. Kendi seçmenlerini aldatmaya dönük bir takım mazeret bulma çabasından başka bir şey değil. Bir parti "Sandıkta şüphe var" demeye başlamışsa o parti kaybetmeye başlamış demektir.

Seçim sonuçarı başımızın tacıdır. Bugüne kadar sandıkta kazandığımız, kaybettiğimi yerler oldu. Kazandığımızda yönettik, kaybettiğimizde devrettik. AK Parti, Cumhurbaşkanımız milletin iradesini başının tacı gören bir anlayışı temsil ediyor. İktidar sandıkla gelir, sandıkla gider. Yönetim sandıkla değişir.

"DARBE" SÖYLEMİ ABD'NİN SÖZLERİNE ATFEN BİR CEVAPTI

Talat Atilla: İktidardan bu seçimlerin bir darbe teşebbüsü olduğuna dair değerlendirmeler oldu. Bu değerlendirmelerin sosyolojisi neydi? 

- Bazı arkadaşların bunu ifade eden söylemleri oldu. Biden'ın "Biz hükümeti seçim dışı yollarla yıkacağız" söylemine atfen söylenmiş bir söylemdi. Sayın Biden daha başkan seçilme döneminde "Türkiye'de biz artık seçim dışı yollarla devrime yolundan vazgeçtik" açıklaması yaptı. Bu ne demek, biz başka yolları denedik ama olmadı, biz muhalefeti desteklemek suretiyle iktidarı devireceğiz anlamına geliyor. Br taraftan terör örgütleri, bir tarafta ABD, bir tarafta bazı Avrupa ülkeleri iktidarı devirmek için çaba içine girdiler ve bunu da gizlemediler.

Adaylardan birini devirmek üzere bütün terör örgütleri alenen destek veriyor, açıklamalar yapıyor. O zaman bizim şu soruyu sormamız gerekmez mi "Türkiye'nin kaderini PKK mı, FETÖ mü, ABD mi tayin decek?" Acaba Kılıçdaroğlu'na yetki verseydi bu halk, bu terör örgütlerinin etkisi ne olacaktı? İşte buna halk en güzel cevabı sandıkta verdi, "Başkanımı ben kendim seçerim" dedi.

- Sayın Kılıçdaroğlu'nun seçime giderken söylediği yalanlara bakın. "Bana saldırı olacak" dedi. Savcılar soruşturdu, hani nerede? Çelik yelek giydi, haber yaptırdı onu da. "Kaset çıkacak, feyk olabilir" dedi. O da yok. Ben bunu söyleyince de tepki gösteriyorlar. Yahu yalan söyleyen birine ben ne diyebilirim. O akşam seçimi kazandık, yüzde 60 alacaz, parlamentoda çoğunluk bizde dediler. Hepsi yalan çıktı. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylediler. Millet yalan söyleyene fırsat vermez. Herkes sorguluyor, millet çok akıllı. Ama malesef muhalefette aldatma siyaseti sürüyor. Millet de yanıtını verdi. Ama ideolojik davrananları söylemiyorum, onlar zaten ne derse desin oylarını verir.

- Bizden 1 tane kaset, ses kaydı çıktı mı? Kimseye karşı böyle bir şeyimiz olmadı. Ama bize karşı çok oldu. Bel altı vuran garı ahlaki, gayri hukuki hiç bir yol bizde olmadı, olmaz. Ama Sayın Kılıçdaroğlu, gelişine bakın bir kere kasetle geldi. Sayın merhum Baykal'a neler olduğunu gördük. Durduk yere bir genel başkan "Benimle ilgili bir kaset çıkarsa feyktir" açıklaması size de garip gelmiyor mu? Her insan şüphe der böyle bir açıklamadan.

KILIÇDAROĞLU OKLARI BAŞKA YÖNE ÇEKMEYE ÇALIŞTI

- (Muharrem İnce'ye kaset komplosu): Sayın Muharrem İnce büyük bir iftiraya uğradı. Büyük bir kumpas ve şantajla karşı karşıya kaldı. Kendisi de yapanın FETÖ olduğunu açıkladı. Ortada iftiraya uğrayan bir siyasetçi var, üstelik adresi de gösteriyor. Bize düşen iftiraya uğrayanın beyanını esas kabul etmektir, aski yönünde bir delil yoksa. Bununaksini ispat eden bir delil Kılıçdaroğlu'nun elinde var mı? Yok. Aksine FETÖ'nün bu işin içinde olduğuna dair deliller var. Ama bütün bunlara rağmen Sayın Kılıçdaroğlu kalkıp Rusya'yı suçluyor. O zaman ben de soruyorum; kalkıp Rusya'yı adres göstermek sanırım Kılıçdaroğlu'na yol gösterenlerin akılsızlığırdır bu. Herkes biliyor ki Rusya'ya bu işin uzaktan yakından alakası yok. Kılıçdaroğlu bir saldırı yaparak okları başka yöne çekmeye çalıştı. Ama Kılıçdaroğlu "Bunu yapanları kınıyorum, bu bir suçtur" şeklinde bir açıklamayı da ben görmedim.