Korkusuz yazarı Can Ataklı, son döneme gerilimi iyice yükselen Fransa- Türkiye ilişkilerini yazdı. 

Korkusuz yazarı Can Ataklı, bugünkü yazısının ilgili bölümünde Erdoğan'ın Macron'a söylediği sözleri değerlendirdi ve "Bu tür hakaretlerin hiçbiri bu ülkelerin medyasında yayınlanmıyor." dedi.

Ataklı bunun nedenini "Erdoğan’ın mutlaka iş başında kalmasını istedikleri için daha da sakin davranıyorlar." diyerek açıkladı.

Can Ataklı şöyle yazdı:

AKP Genel Başkanı yine çok şaşırtıcı bir konuşma yaptı.

Türkiye’nin neden askerini bazı ülkelerde yurtdışı göreve gönderdiğini soranlar müthiş bir ters mantıkla cevap verdi.

Erdoğan genişletilmiş il başkanları toplantısında “Ne diyorlar?” diye sorduktan sonra başladı sıralamaya.

“Bunlar ‘Türkiye niye Suriye’de? diyorlar ‘Türkiye niye Libya’da?’ diyorlar, ‘Türkiye niye Doğu Akdeniz’de?’ diyorlar, ‘Türkiye niye Afrika’da?’ diyorlar, ‘Türkiye niye Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Orta Asya’da?’ diyorlar. Velhasıl ‘Türkiye bunca mücadeleyi niye veriyor?’ diyorlar. Peki onların haklı olabileceğini varsayarak, soruları tersinden sorarak, Türkiye bu mücadeleleri vermezse ne olacağı üzerine gelin hep birlikte mantık yürütelim.”

AKP Genel Başkanı bundan sonra da askerlerimizi gönderdikleri ülkelerden çekilmemiz halinde neler olacağını kendi mantığına göre anlattı.

Şöyle dedi; “Mesela, Türkiye tamamen çekilirse Suriye bir anda barışa, huzura ve özgürlüğe mi kavuşur? Mesela Türkiye orada kurulan tezgâhı görmezden gelirse ertesi gün Kuzey Irak tüm teröristlerden mi temizlenir? Mesela Türkiye yaşananlara sırtını dönerse Libya’da darbeciler köşelerine çekilip ülkenin yönetimini meşru iradeye mi bırakır?”

Ardından Erdoğan önce Fransa Cumhurbaşkanı’nı sonra da Avrupa Birliği’ni hedef aldı.


Buradaki sözleri de şöyle: “Mesela, Türkiye her şeyden vazgeçerse, Fransa, başındaki kifayetsiz muhterisin yol açtığı savrulmalardan kurtulup sağduyulu bir siyasete mi yönelir? Mesela, Avrupa Birliği, Türkiye tüm haklarından feragat ederse uzunca bir zamandır ülkemize karşı uyguladığı çifte standardı terk edip bize verdiği sözleri tutmaya mı başlayacak? Mesela, böyle bir durumda bölgede hesabı olan devletler her şeyi bir kenara bırakarak çekip gidecekler mi? Mesela, sürekli ülkemize ekonomik tuzaklar kurmak için çabalayanlar pişman olup bize destek mi verecekler?”

Erdoğan bütün bunları sorduktan sonra “Şayet bu soruların hepsine gerçekçi ve samimi bir evet cevabı verilebilirse, izlediğimiz politikayı gözden geçirmek de üzerimize vacip hale gelir. Küçük bir kesim dışında Türkiye, özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde bu sorulara aklı başında olup da ‘evet’ cevabı verebilecek kimseyi görmedim, duymadım, tanımıyorum” dedi.

O halde ben kendimi söyleyeyim hemen. Üstelik sanmıyorum ki böyle düşünenler “küçük bir azınlık” olsun. Erdoğan, “Suriye’den çıkarsak şu olur” diyor, oysa girdiğinde bu sorunların hiçbiri yoktu.

Libya’ya girdik de ne oldu, ölümüne desteklediğimiz, uğuruna şehitler verdiğimiz adam Fransa’da Hafter’le buluşmaya gidiyor, bize haber bile vermiyor, ayrıca yakında istifa ederek AKP iktidarını yüz üstü bırakacak.

Kuzey Irak’a sanki ilk kendisi girmiş gibi davranıyor, oysa Türk silahlı Kuvvetleri 90’ların başında terörü bitirmiş sosyal aşamaya geçilmişti, 2000’lerde tek terör olayı bile kalmamıştı, şimdi içinden çıkamıyorlar.

Sonuç olarak Erdoğan kimsenin aklına bile gelmeyecek biçimde dış politikadaki korkunç hataları, inanılmaz beceriksizliği ve Türkiye’yi itibarsızlaştıran eylemleri büyük başarı gibi sunuyor.

Elbette alkışlayan oldukça ve devletin tüm gücünü de ortaya koydukça ne yazık ki “haklı gibi” görünebiliyor.

Erdoğan’ın sözleri Fransız medyasında yer alacak mı?

AKP Genel Başkanı Fransa Cumhurbaşkanı’na dün de çok ağır sözler söyledi.

“Kifayetsiz muhteris” dedi.

Kavgada söylenmez aslında.

Fransa sanıyorum NATO ve Avrupa Birliği tarafından “ebe” seçildi.

Türkiye ile uğraşma görevi Fransa’ya verilmiş anlaşılan

Diğer Avrupa ülkeleri ne yapmak istiyorlarsa bunu Macron üzerinden yapıyorlar.

Yoksa kimse Macron’un kendi başına ülkesinin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını savunduğunu ve bu nedenle Türkiye’yi hedef seçtiğini sanmasın.

Orası ayrı konu ayrı bir yazıda ele alırım, bugün dikkat çekmek isteğim nokta şu.:

Erdoğan çeşitli ülkelerin liderleri ile ilgili canı nasıl istiyorsa öyle konuşuyor.

“Şımarık” diyor, “Haddi bil” diyor “Bedel ödetirim” diyor “Hainler, alçaklar” diyor, diyor da diyor.

Peki bu sözlerin ilgili ülkelerin medyasında yer alıp almadığını merak ediyor musunuz?

Ben söyleyeyim.

Bu tür hakaretlerin hiçbiri bu ülkelerin medyasında yayınlanmıyor.

Niye?

Korktukları için mi?

Hayır.

Ciddiye almıyorlar.

Bu sözlerin iç politikaya yönelik olduğunu biliyorlar.

Ve en önemlisi Erdoğan’ın mutlaka iş başında kalmasını istedikleri için daha da sakin davranıyorlar.

Oysa bir de bize bakalım.

Macron “Hedefimiz Türkiye değil Erdoğan” dedi diye yandaş tetikçi medya yeri göğü inletti.

Yetmedi muhalefete de saldırdılar “Siz niye susuyorsunuz?” diye bir de hainlik imasında bulundular.

Yabancı medya bunu da ciddiye almadı tabii.

Ülkemiz hiçbir dönemde bu kadar ciddiyetsiz duruma düşürülmemişti.