Sözcü yazarı Emin Çölaşan iktidarın normalleşme için işaret ettiği 1 Mart tarihine dikkat çekti, "Şunu iyi bilelim ki, alınacak kararlar bunların sadece oy hesabına göre alınacak. Ne dersek kaç oy gider, ne yaparsak kaç oy kazanırız! Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık!" ifadelerini kullandı.

Emin Çölaşan şöyle yazdı:

"Sevgili okurlarım, önümüzdeki şu birkaç gün galiba epeyce heyecanlı geçecek ve beraberinde bir sürü tartışmaları da getirecek.

Kafalarda yer alan sorulardan bazıları şöyle:

-Korona yasakları ve halen uygulanmakta olan kısıtlamalar, iddia edildiği gibi kalkacak veya gevşetilecek mi?

-Eğer öyleyse bunun ölçüsü ne olacak?

-Eğer kalkacaksa bu iş Türkiye genelinde mi, yoksa iller düzeyinde mi gerçekleşecek?

-Esnaf ve çok sayıda işletmenin çalışanları zaten battı. Özellikle de restoranlar, kafeler ve kahvehaneler… Onların durumu ne olacak?

★★★

Türkiye'de uzun süredir yine çok ilginç, aynı zamanda yüz kızartıcı ve ciddiyetsiz uygulamalara tanık oluyoruz.

Gerek Saray ve gerekse iktidar bu konuda ne gibi kararlar alınacağını ne yazık ki bilmiyor.

Bir yanda sokağa çıkan vatandaşlarımıza kesilen yüklü para cezaları…

Öbür yanda ise muhteşem dünya liderimizin katıldığı kalabalık törenler…

Onlara yasak yok.

Partisinin il kongreleri.

Cenaze törenleri.

Kendi deyişiyle lebalep doldurulmuş parti kongreleri, hiçbir yasağın geçerli olmadığı cenaze törenleri…

Kalabalıklar omuz omuza, diz dize, yüz yüze!


Millete her gün kendi çapında baba nasihatleri veren, “Aman kalabalık ortamlara girmeyin, yoksa bu salgın hiçbir zaman bitmez” diyen Sağlık Bakanı bile Saray erkânıyla birlikte cenazelerde boy gösteriyor.

★★★

Varsayalım artık yeter deyip yasakları ve kısıtlamaları kaldırdılar.

O takdirde salgının daha beter yayılmasını nasıl önleyecekler?

Adına Bilim Kurulu denilen bir kurul oluşturmuşlardı! İşin uzmanı olan değerli hocalardan oluşuyordu.

Ne yapılacağına, hangi önlemlerin alınacağına sözüm ona onlar karar verecek, gelişmeleri onlar yönlendirecekti!

Ama gelin görün ki, ‘Ünlü ve popüler ‘ olmanın zevkine varan hocalarımız sadece ve sadece kendi adlarına kişisel açıklamalar yapıyor.

Fazla bir işlevleri kalmadı.

★★★

Evet… Varsayalım yasaklar ve kısıtlamalar kaldırıldı, esnafa ve çalışanlarına biraz olsun nefes aldırıldı.

Ama bunun kaçınılmaz bir sonucu olacak:

Salgın ister istemez yayılacak.

Varsayalım ki kaldırmadılar…

O takdirde on binlerce işletmenin sahipleri ve emekçileri yine aynı zorlukları, aynı işkenceyi yaşamak zorunda mı kalacak?

★★★

Size bir gözlemimi söylemek isterim.

Yasaklar başlayalı neredeyse bir yıl dolmak üzere… Hafta sonları dahil belli günlerde ve belli saatlerde herkes evinde oturuyor.

Bu süreç içerisinde hemen hepimiz belli alışkanlıklar elde ettik.

Virüs kapma korkusuyla örneğin en yakınlarımıza bile doya doya sarılamadık.

El sıkışmadık.

Ev ziyaretleri yapamadık…

Cenazelere gidemedik.

Ve giderek tembelleştik!

Evlerimizde pijamayla oturmayı benimsedik!

★★★

Bence, ötekileri bilemem ama yiyecek içecek işletmeleri yakında açılsa bile eski tadı vermeyecektir…

Zira virüs kapma korkusu sürüp gidecektir.

Neyse ki bu konuda çok önemli bir tesellimiz var!

Bu virüs, sayın dünya liderimiz başta olmak üzere ülkemizi yöneten fedakâr kadrolara bulaşmıyor!

Bunun nice örneklerine her gün tanık olmaktayız.

Zaten önemli olan onların yaşaması, eğer ölecek varsa sıradan vatandaşların ölmesidir!

★★★

Önümüzde 1 Mart'a sayılı günler kaldı…

Ne gibi kararlar alınacağını henüz hiç kimse bilmiyor.

İşin kötüsü, bizim Saray ve iktidar da bilmiyor.

Şimdilik Allah kerim deyip bekliyorlar.

İşin en acı tarafı da zaten bu.

Ne yapacaklarını, ne diyeceklerini bilmiyorlar.

Ama elleri mahkûm, isteseler de istemeseler de çok yakında bazı önemli kararlar almak zorundalar…

★★★

Bir yanda perişan duruma düşmüş esnaf ve çalışanlar.

Onlara destek olacak maddi güç hükümet tarafından esirgeniyor.

Memleketin kaynakları yandaşlara, israfa, yolsuzluğa ve çekilen peşkeşlere hortumlanıyor.

Öbür yanda ise salgının boyutları ve toplumun sağlığı…

Şunu iyi bilelim ki, alınacak kararlar bunların sadece oy hesabına göre alınacak.

Ne dersek kaç oy gider, ne yaparsak kaç oy kazanırız!

Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık!

Ucuz hesaplar bu konuda da sürüp gidecek.