Korkusuz yazarı Barış Yarkadaş, Sezgin Baran Korkmaz ile gelişmeleri köşesine taşıdı.

Şöyle yazdı:

KRT TV’de yayımlanan Şimdiki Zaman programında, “Sezgin Baran Korkmaz hakkında hem ABD, hem de Türkiye’de yakalama talimatı var” dediğimde, Korkmaz bunu reddediyor ve aranmadığını söylüyordu. Korkmaz, ABD’nin isteği üzerine cumartesi günü saat 17.00’de bir süredir ikamet ettiği Avusturya’da gözaltına alındı. Belli ki; ABD açısından bardağı taşıran son damla Korkmaz’ın HALK TV’ye bağlanıp konuşması oldu. “Aranan” bir kişinin TV’de rahatça konuşması, ABD’lilerin Avusturya’ya baskı yapmasını kolaylaştırdı. Ve ABD’nin bu durumu bildirmesi üzerine Avusturya polisi Sezgin Baran Korkmaz’ı gözaltına almak zorunda kaldı.

Peki bundan sonra ne olacak?

Bir kısım hukukçu, Sezgin Baran Korkmaz’ın, hakkında açılmış olan kara para soruşturması yüzünden ABD’ye gönderileceği ve yargılamasının bu ülkede yapılacağını söylüyor. Bir kısım hukukçu ise Korkmaz’ın bir süre Avusturya’da kalacağını iade işleminin ise daha sonra gerçekleşebileceğini belirtiyor. Kısacası, her iki durumda da Korkmaz’a ABD yolu görünüyor.

NE YAPACAK?

ABD’deki yargılama sürecini iyi bilen bazı hukukçular, “Korkmaz her şeyi itiraf eder, ortağı olduğu Kingston Kardeşler ile kurduğu irtibatı, Türkiye’deki aracılarını ve bağlantıda oldukları Türk ve Amerikalı siyasetçileri anlatırsa” bir süre sonra özgürlüğüne kavuşabilir yorumunu yapıyor.


Bunun Türkçe’deki karşılığının “itirafçılık” olduğunu söylememize gerek yok sanırım… Ki; Korkmaz istese de istemese de bu sürecin bir parçası olacak. Çünkü; konuştuğu herkesi kaydettiği ve para verdiği herkesi kara kaplı defterine yazdığı anlaşılan Korkmaz’ın tüm bilgileri artık dolaylı olarak ABD’nin elinde.

ZOR BİR SÜREÇ…

Sezgin Baran Korkmaz ister istemez bu kayıtları kabul edecek ve en az cezayla kurtulmaya çalışacak. “ABD’yi 511 milyon dolar tutarında dolandırmak”la suçlanan Korkmaz ve ortağı Kingston Kardeşler için zorlu günler başlıyor. Tabii Türkiye için de…

Neden mi?

Sezgin Baran Korkmaz’ın, çok kısa bir sürede Koç Ailesi’nin kapı komşusu olabilecek denli zenginleşmesi, sadece ABD’lilerle yaptığı ‘ticari işbirliği’ ile açıklanamaz. Herkes biliyor ki; Korkmaz mevcut iktidar döneminde palazlandı, AKP’nin üst düzey isimleriyle içli dışlı oldu. ABD’den getirdiği 134 milyon dolar sayesinde siyaset, yargı ve medyada geniş bir ilişki ağına sahip oldu. Öyle ki; ocak ayının ilk günlerinde ofisi polis tarafından basıldığında bile, yargının en tepesindeki isimlerle mesajlaşıyor, duruma ilişkin bilgi alıyordu.

UYKUSUZ GECELER

Şimdi tüm bu yazışmalar, kayıtlar, bağlantılar, para alışverişleri ve uluslararası para dolaşımına ilişkin ayrıntılar ABD’nin elinde. Bakalım Sezgin Baran Korkmaz da tıpkı Reza Zarrab gibi her şeyi anlatıp özgürlüğüne kavuşmayı mı yoksa susarak ömür boyu turuncu kıyafetle yaşamayı mı tercih edecek? Korkmaz’ın her iki tercihi de Türkiye’deki bazı siyasetçi ve gazeteciler için uykusuz gecelerin habercisi olacak.

Veyis Ateş’in sesi….

Habertürk TV’nin yere göğe sığdırılamayan ve neredeyse tepe görevlerin tamamını üstlenen sunucusu Veyis Ateş’in nihayet ses kaydı da çıktı. TİP Milletvekili Ahmet Şık, firari Sezgin Baran Korkmaz ile Veyis Ateş’in yaptığı telefon konuşmasının kaydını Twitter hesabından yayımladı. Veyis Ateş, Korkmaz’ın kaydettiği ve Türkiye’de onlarca kişiye dinlettiği bilinen ses kaydında “klik ve lobiler”den bahsediyor, Korkmaz’ın işlerinin çözülmesi için açıkça para istiyor.

SAVCILARA ÇAĞRI

Ateş, böyle bir konuşmanın olmadığını ve kimseden 10 milyon Euro istemediğini HALK TV’de katıldığı programda Sözcü Yazarı İsmail Saymaz’a söylemiş ancak kimseyi ikna edememişti. Zira; İsmail Saymaz da ‘’Veyis ben o konuşmayı bizzat dinledim” diyerek, tartışmalara noktayı koymuştu.


Ahmet Şık’ın yayımladığı kayıt ise tartışmada yeni bir perde açıyor ve Veyis Ateş’in yargılanmasının yolunu açacak bir delil niteliği taşıyor. Hukukçular, bu konuşma kaydının en hafifinden “nüfuz ticareti” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek savcıları göreve davet ediyor.

Veyis Ateş’in ‘bayat’ numarası…

Ses kaydının da ortaya çıkmasıyla birlikte, artık taşlar yerine iyice oturdu. Kimsenin kafasında “10 milyon Euro istendiği”ne dair bir kuşku kalmadı. Ancak Veyis Ateş, ses kaydına rağmen, “O konuşma benim değil. Montajlama yoluyla oluşturulduğu açık” diyerek tarihin en çok bilinen ve en bayat numarasına sarılıyor.

Veyis Ateş madem kendinden o kadar emin, gelin bugüne kadar hep arkasında duran ve durmaya da devam eden HABERTÜRK TV’nin stüdyolarında dinleyelim o kaydı… Bakalım sesler kiminmiş?

KLASİK SAVUNMA

Veyis Ateş, aslında politikaya devam etse sanırım daha başarılı olurmuş. Hoş bu performansıyla, AKP’de tepe bir koltuğu kapması artık daha da kolaylaştı. Baksanıza, yolsuzluk yaptıkları ortaya çıkan profesyonel siyasetçiler gibi “Onlar montaj montaj” diye rahatlıkla yalan söyleyebiliyor. AKP bu performansı mutlaka değerlendirmeye alacaktır…