Korkusuz yazarı Barış Yarkadaş, Meral Akşener, “Cumhurbaşkanlığına değil, Başbakanlığa talibim” çıkışının -Cumhur İttifakı’nın ezberini de bozduğunu kaydetti.

Cumhur İttifakı’nın İYİ Parti üzerinden bir “HDP-Millet İttifakı gerilimi” yaratmak istediğine dikkat çeken Yarkadaş, "Kılıçdaroğlu ve Akşener, yaptıkları son çıkışla Millet İttifakı’nın içine çekilmeye çalışıldığı bu yapay gerilim tuzağını boşa çıkardı" dedi.

Barış Yarkadaş'ın 27 Eylül tarihli köşesi şöyle:

İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener’in Halk TV’de Suat Toktaş’a yaptığı açıklama, başta Millet İttifakı olmak üzere, bu ittifaka katılacak ya da ‘dışarıdan’ destekleyecek olan tüm partilerin elini rahatlattı. Kılıçdaroğlu’yla uzlaştıktan sonra konuşan Akşener, “Cumhurbaşkanlığına değil, Başbakanlığa talibim” diyerek Cumhur İttifakı’nın ezberini de bozdu. Çünkü; Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP-MHP-BBP ve Vatan Partisi, İYİ Parti üzerinden bir “HDP-Millet İttifakı gerilimi” yaratarak, muhalefetin enerjisini tüketmek istiyordu.

BOŞA ÇIKARDI

Kılıçdaroğlu ve Akşener, yaptıkları son çıkışla hem Millet İttifakı’nın içine çekilmeye çalışıldığı bu yapay gerilim tuzağını boşa çıkardı, hem de HDP yönetimi ile HDP tabanının Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına rahatlıkla oy verebilmesinin önünü açtı.

Akşener’in HDP’nin meşruiyetine ilişkin olumlu mesajları ve Musavat Dervişoğlu’nun “HDP meşrudur” şeklindeki açıklamasını desteklemesi de İYİ Parti açısından önemli bir dönüşümün işaretidir. Akşener’in son hamlesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçiminin “Çatı Adayı” olmasını da neredeyse kesinleştirmiştir.

NET MESAJ

Akşener’in “Başbakanlığa talibim” sözü, aynı zamanda kafalardaki kuşkuları da kaldırdı. Zira; AKP ve MHP’ye oy veren seçmenin bir kısmı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden memnun değil. Millet İttifakı ise bu sistemi değiştireceği ve “Parlamenter Sistem”e geçeceğini vaad ediyor.


Ancak bazı seçmenlerin kafasında, “Bu kadar geniş yetkiyi kimse bırakmak istemez. Ya Millet İttifakı da seçimi kazandığı halde parlamenter sisteme dönmezse ne olacak?” sorusu vardı. Akşener, “Başbakanlığa talibim” diyerek, seçimi Millet İttifakı’nın kazanması halinde bu sisteme geçileceğinin garantisini de vermiş oluyor.

DEMİREL–İNÖNÜ BENZETMESİ

Akşener’in TV’de yaptığı açıklamanın içeriği bir süredir CHP çevrelerinde dillendiriliyor ancak açıklamanın yapılacağı tarih konusunda net bir süre verilmiyordu. Dolayısıyla; Millet İttifakı’nın iki ortağı olan CHP ve İYİ Parti liderlerinin Akşener’in yapacağı çıkış konusunda uzlaştığı kesin… Akşener ile Kılıçdaroğlu, Türk siyaset tarihinde zor olanı başarıyor. Akşener, bu zorlu mücadelenin kodlarını yakın çevresiyle yaptığı değerlendirmelerde “Biz Süleyman Demirel ile Erdal İnönü gibiyiz” diyerek veriyor.

ÇATI ADAYA BİR ADIM DAHA…

Yeniden güncel konuya dönersek; Meral Akşener’in son çıkışı, Millet İttifakı içinde yaşanan “Aday kim olacak?” tartışmasını büyük oranda sonlandırmış ve ittifaka nefes aldırmıştır. Millet İttifakı’nın seçime ‘’çatı aday’’ ile girmesi yönündeki eğilim güçlenmiştir. Akşener’in bu özverisi, seçimleri Millet İttifakı’nın kazanması halinde, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in Türkiye’yi uyum içinde yöneteceğinin de işaretini vermiştir.

Dönem dönem çok sert şekilde eleştirdiğim Akşener, ortaya koyduğu özveri ile önemli bir adım atmıştır. Şimdi sıra Millet İttifakı’nı genişletmektedir.

44 dakikalık taksi rezaleti!

Cuma günü yayımlanan yazımda “AKP ve MHP, İmamoğlu ve Yavaş’ı değil, halkı cezalandırıyor’’ demiştim. Sizce de öyle değil mi? İstanbul’da yaşanan taksi rezaleti bile bu söylediklerimizi bin kez doğruluyor!

YETİYOR–YETMİYOR…

Bildiğiniz üzere, İstanbul’da uzun bir süredir ‘’Taksi sayısı yetiyor / yetmiyor’’ tartışması var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentte 18 bine yakın ticari taksi olduğunu, bu sayının 1990’dan beri artmadığını ancak buna mukabil nüfusun arttığını belirtiyor. Dolayısıyla da 5 bin ticari taksinin daha piyasaya çıkmasıyla birlikte vatandaşların yaşamının kolaylaşacağını ifade ediyor.

ÖNEMLİ BİR DETAY

Keza; İBB yetkilileri de piyasaya çıkarılacak olan beş bin taksinin, taksi bulamadığı için trafiğe aracıyla çıkmak zorunda kalan 35 bin kişinin yönelimlerini değiştireceğini söylüyor. Yetkililer, “Yeni beş bin taksi, trafikten 35 bin aracın geri çekilmesini sağlar. 35 bin kişi taksiye yönelir” diyor.

HİZMETE ENGEL OLUYORLAR

İstanbul’un taksi sorunu, 30 Eylül günü ‘’yeniden’’ masaya yatırılacak. İktidarın yapısını bozarak sayısal çoğunluğu kendi lehine çevirdiği Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKOME) İmamoğlu’nun önerdiği ek beş bin taksi için SEKİZİNCİ KEZ toplanacak. UKOME, önceki yedi toplantıda, İmamoğlu’nun talebini reddetmiş ve 16 milyonluk şehri,
18 bin taksiye mahkum etmekte ısrarcı davranmıştı.

KENTİN MERKEZİNDE TAKSİ YOK

UKOME toplantılarında yeni taksilerin piyasaya çıkmasını engelleyen sorumsuz yöneticiler, belli ki ya bu kentte yaşamıyor ya da halkın hangi sıkıntıları yaşadığı onları ilgilendirmiyor.


Bu sorumsuz ve iktidarın emir eri haline gelmiş kişiler gelsin ve projeyi neden reddettiklerini evde düşen annesinin yanına gidebilmek için Kadıköy Rıhtım Caddesi’nde tam 44 dakika taksi bekleyen arkadaşıma anlatsın.

ARAYIN, REZALETİ GÖRÜN…

Evet yanlış okumadınız; bir dostum, kendisini arayan ve evde düştüğünü söyleyen annesinin yayına gidebilmek için Kadıköy’ün merkezinde cuma günü tam 44 dakika taksi bekliyor. Arkadaşımızın akrabaları panik yaşamasın diye ismini yazmıyorum. Ancak UKOME yetkilileri sorunu anlamak için arar ve bilgi talep ederse bu kişinin ismini verebilirim. Aramayacakları ve bu konuyla ilgilenmeyeceklerini biliyorum. Çünkü onlar hizmet etmek için değil, hizmetlere köstek olmak için bu görevi sürdürüyor.