Prof. Dr. Emre Bozkırlı, kalp damar hastalıklarının tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 40’ını açıklayacak şekilde dünyada en sık ölüme neden olan hastalık olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Bozkırlı, bu hastalıklara yol açan faktörlerin ileri yaş, cinsiyet ve aileden gelen kalıtsal nedenler gibi önlenemeyen faktörler ile sigara, tansiyon veya şeker yüksekliği olduğunu söyledi.

“SADECE YÜZDE 5’İNDE GENETİK FAKTÖR ETKİLİ”
 

Kolesterolün vücudun yapı taşlarından bir tanesi olup, hücre duvarı ve bir takım hormonların yapısında doğal olarak normal insan vücudunda yer aldığını belirten Prof. Dr. Bozkırlı, “Ancak dolaşımda kolesterol düzeylerinin aşırı yükselmesi damar yapısında bozulmalara neden olarak kalp damar hastalıklarına neden olabilir. Kan yağlarındaki yüksekliklerin yüzde 95’i hareketsiz yaşam tarzı, aşırı kalori alımı, rafine besinlerin aşırı tüketimi, şeker hastalığı, obezite, tiroid bezinin tembel çalışması, karaciğer ve böbrek hastalıkları gibi nedenlere bağlıyken, hastaların yaklaşık yüzde 5’inde zeminde aileden gelen genetik bozukluklar yer alır” diye konuştu.

“AİLESEL KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ TEDAVİ EDİLEBİLİR”
 
 
 

Prof. Dr. Bozkırlı, ‘ailesel kolesterol yüksekliğinin’ kötü kolesterol olarak adlandırılan LDL düzeylerinin çok artması ve erken yaşlarda kalp damar hastalıklarının görülmesi ile belirgin olan, kalıtımsal ama aynı zamanda tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Hastalığın kökeninde kötü kolesterol düzeylerinin aşırı düzeylerde artmasının yattığına değinen Prof. Dr. Bozkırlı, “Bu da damarların yapısını bozarak elastikiyetlerini kaybetmelerine, damarlarda yapısal bozukluk şeklinde plakların oluşmasına ve bu plakların zaman içinde yırtılması ile tıkayıcı özellikte pıhtıların oluşmasına neden olabilir” ifadelerini kullandı.

 

“20 YAŞIN ALTINDA BİLE GÖRÜLEBİLİR”
 

 
 
‘Ailesel kolesterol yüksekliğinin’ en sık rastlanan kalıtsal metabolizma hastalıklarından bir tanesi olduğunu ve damar yapısını bozarak kalp damar hastalıklarına, dolayısıyla erken yaşlarda ölüme sebebiyet verdiğini dile getiren Prof. Dr. Bozkırlı şunları söyledi: “Hastalığın iki farklı formu olup, ebeveynlerden sadece bir tanesinden kaynaklanan genetik bozukluk var ise heterozigot, hem anne hem babadan kaynaklanan genetik bozukluk varlığında ise homozigot hastalık tablosu görülür. Normal kişilerde kalp damar hastalıkları 60 yaşından sonra artarken, heterozigot hastalarda 40, homozigot hastalarda 20 yaş civarı, hatta daha da erken yaşlarda kalp damar hastalıkları görülebilmektedir.”