(DHA) –  Yoğun kar yağışının ardından oluşan buzlanma, vatandaşları zora sokuyor. Buzlu zeminlerde yanlış bir adım ya da bir anlık dalgınlık, yaşlılar ve çocuklar başta olmak üzere her yaş grubunda ciddi kırıklar ve yaralanmalara yol açabiliyor. Altınbaş Üniversitesi İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Gör. Özlem Karagöl, “İlk yardımda yanlış uygulama hayati tehlikeyi artırıyor. Yaralanan kişiyi hareket ettirmek felce yol açabilir” dedi. 


“BURKULMA SONRASI OLUŞACAK BELİRTİLER ÖNEMLİ”   


Buzlu zeminlerde yanlış bir adımın ya da bir anlık dalgınlıkların ciddi kırıklara ve yaralanmalara neden olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Özlem Karagöl, “Asıl önemli olan kaygan zeminden düştüğümüz an yapılacak ilk yardım müdahalesidir. Burkulma, çıkık ve kırıklar birbirleriyle karıştırılabiliyor. Vücudumuzda hareketi sağlayan birtakım eklemler var. Biz bu eklemler sayesinde hareketlerimizi sağlayabiliyoruz. Ayağımız kaydı ve yere düştüğümüz an eklem bölgesi ani olarak ayrılıp, tekrardan eski haline geri dönmesine burkulma diyoruz. Burkulmalar kırılma ve çıkıklara göre daha basit vakalar. Burkulma yaşandığında eklem kısa sürede eski haline geri döndüğü için sonrasın da oluşacak belirtiler bizim için önemli” diye konuştu.  


“YARALANAN KİŞİNİN AYAKKABILARINI ÇIKARMAMALIYIZ” 


Karlı havalarda temkinli olmanın önemli olduğunu belirten Öğr. Gör. Özlem Karagöl, “Burkulmanın yaşandığı bölge de şişme, morarma, kızarma ve harekete bağlı olarak ağrı meydana gelecektir. Böyle durumlarda ilk yardım olarak yapmamız ve yapmamamız gereken şeyler var. Öncelikle ayak bileğinde bir problem olduysa ayakkabı çıkarılması yanlıştır. Çünkü çıkarma esnasında topukta hareket meydana gelecek bu da burkulmanın ya da kırığın olduğu çevre dokulara zarar verecek. Belirti olarak ödeme bağlı şişme görüleceği için ilk yardım olarak; ayak bileğini tespit edip bir bezle sabitledikten sonra ayakkabının bağcıklarını çözebiliriz, fermuarlı ise fermuarı açabiliriz” dedi. 


“HASTANIN YERE BASIYOR OLMASI KIRIĞIN OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ” 


Kaygan olmayan ayakkabı seçimi yapmalıyız diyen Öğr. Gör. Özlem Karagöl, “Kırık olsa kolunu kullanamazdı. Hareket ettirebiliyorsan kırık yoktur.  Kırık olsaydı basamazdı ve kırık olsaydı yürüyemezdi gibi yaklaşımlar yanlıştır. Kazalarda ciddi bir sorun olup olmadığını anlamak için o bölgeyi rahat kımıldatabiliyor muyuz? diye sorulduğunu ve kımıldatabiliyorsak herhangi bir kırık yok diye düşünülmesinin de yanlıştır. Oysa bazen kırık bir kemiği kımıldatmak mümkündür. Hastalar hastaneye ulaşmadan önce basabilirler, sekerek yürüyebilirler ama sonuç olarak hastanın basıyor ya da yürüyor olması kırığın olmadığını düşündürmez” ifadelerini kullandı.   


Öğr. Gör. Özlem Karagöl sözlerine şu şekilde devam etti:   


“Kırıklarda harekete bağlı bir ağrı söz konusu iken çıkıklarda ise sürekli ve daim olan bir ağrı vardır. Kırıklara ilk yardım olarak yapacağımız temel şey kişiyi hareket ettirmemektir. Yaralanan kişiyi hareket ettirmek felce yol açabilir. Aynı zamanda kırık ve çıkık vakalarında sağlık kuruluşuna gidene kadar ağızdan yiyecek içecek vermemeliyiz. Tedavi olarak cerrahi bir operasyon olabilme ihtimaline karşılık en az 6 saatlik açlık önemli. Çıkık olan eklemi kendimiz ya da ilk yardımı uygulayacak kişilerin oturtmaması gerekir. Etrafta kan damarları, sinirler, kaslar var hareket sonucunda kalıcı hasara sebep verebilir.” 


“YUMURTA SÜRMEK, ET BAĞLAMAK YANLIŞTIR”   


Kırığa yumurta sürenlerin, balık saran ya da et bağlayanların olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Özlem Karagöl, “Bütün bu uygulamaların yanlış olduğunu vurguladı. İlk yardım olarak yaralanan bölgeyi kalpten yukarıda tutmak, ince bir bez üzerinden 2-3 saatte bir 15-20 dakika süre ile buz uygulamak, bandaj ile sarmak yararlı olacaktır. 1-2 gün içinde ağrı geçmezse bir uzmana başvurmak gerekir. Ancak hareket kısıtlılığı, ciddi derecede şişlik, aksama, basamama, şekil bozukluğu, parmaklarda morluk gibi bulgular varsa hemen bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu.