CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kilis'te sivil toplum örgütü temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleri ile düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıda Kilis'ten milletvekili çıkaramadıklarını ve kabahatin kendilerinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Burada oyumuzun düşük olduğunu biliyorum. Bir milletvekili çıkaramıyoruz biliyorum ama bunun kabahati bizde. Önce çuvaldızı kendimize batıracağız ki söyleyeceklerimiz olsun. Gelmedik, sofranıza oturmadık, derdinizi dinlemedik, 'Niye oy vermiyorsunuz?' demedik. Vermez, niye versin? Şimdi adım adım Türkiye'yi geziyoruz. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir" dedi.

Kilis'in sınır şehri olduğunu ve sınır ticaretinin meşru zemine oturtulması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sınır ticaretinin, meşru bir ticaretin Kilis'e de Türkiye'de de çok şey katacağının farkında olan birisiyim. Biz sınır ticaretini açmalıyız, büyütmeliyiz. Suriye ile ilişkileri büyütmeliyiz, kalkındırmalıyız. İnsanlar geçimini sağlamak için kaçakçılık yapmasınlar. İş meşru zeminde olsun, biz de kazanalım Suriye de İran da kazansın. Önemli merkezler oluşturmalıyız. Bir kısmı Suriye'de bir kısmı Türkiye'de bir kısmı İran'da olmalı. Özel serbest bölgeler inşa etmek mümkündür. Bugünkü koşullarda yapamayız. Neden? Çünkü herkesle kavgalıyız. Barış, huzur, beraber olmak varken, kavganın kime ne faydası oluyor?" diye konuştu.

'KİLİS'E İZİN VERSİNLER, 11 OKUL YAPALIM'

Kilis'te esnafın ve çiftçinin şikayetçi olduğunu, gençlerin de iş bulamadığını anlatan Kılıçdaroğlu, eğitim konusunda da şikayetler aldığını belirterek, "Eğitim bir aileye, bir kişiye, sınıfa, topluma sınıf atlatan en önemli faktördür. Eğitimde felaket pozisyonda. Kilis'ten Milli Eğitim Bakanı'na çok açık ve net çağrı yapıyorum. Gittiğim yerlerde, 'Sınıflar 40'ar, 50'şer kişilik. Okul yetmiyor' dediler. Ben açık çağrı yapıyorum. 11 büyükşehir belediye başkanımız var; Milli Eğitim Bakanı izin versin, Kilis'in arzu edilen yerine birer okul yapıp teslim edeceğiz. Bu okullar sıradan olmayacak; içinde spor salonu, kütüphanesi, öğretmen dinleme yerleri olacak. Bize yerleri teslim edecekler, biz de bir yılda yapıp Kilis'e armağan edeceğiz. Çünkü çocuklarımızın ülkeye katkı sunmaları için iyi eğitim almaları lazım" dedi.

İntihar vakaları ve uyuşturucu kullanımının arttığını, kentte dolaşırken bir kişinin de oğlunun uyuşturucu kullandığını ve hayati tehlikesi bulunduğunu kendisine aktardığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu çok acı bir toplam. Bu tabloyu değiştirmezsek Türkiye'yi felakete sürükleriz. Uyuşturucu çetelerinin, baronlarının cirit attığı ülkeye döndü adeta Türkiye. Benim bu millete sözüm var. Allah nasip ederse 'Millet İttifakı' iktidar olursa o baronların hiçbirisini bu topraklarda yaşatmayıp, tamamını göndereceğim" diye konuştu. 

Şanlıurfa'da yaptığı toplantıda, Büyükşehir Belediyesi'nin kendilerine verilmesi durumunda çiftçiye elektriği bedava yapacaklarını söylediğini ve eleştirildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Söyledim ve 'Elinden tutan mı var? Yap' dediler. Yapabilir miyiz? Yaparız. Şimdi Denizli'de yapıyoruz. Denizli'de bir belediye başkanımız güneş enerjisi sistemini kurdu ve yakında gidip kurdelesini kesip, açılışı yapacağız. Burada çiftçiye elektrik bedava verilecek. Artan elektrik de satılarak çiftçi ve belediyeye gelir elde edilecek. Bu mümkün" dedi.

'BU SEÇİM, TÜRKİYE'NİN KADER SEÇİMİ'

Gençlerin umutsuz olduğunu dile getirerek, seçimler öncesi destek çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Gençler niye umutsuz? Bizler ve sizler babamızdan daha iyi bir eğitim aldık, daha iyi bir hayat standardı yakaladık. Bizim evlatlarımız bizden daha iyi eğitim gördüler ama daha düşük gelire mahkum ediliyorlar. O nedenle gençler umutsuz. Umudu yeşertmek hepimizin ortak görevidir. Hepimizin görevi geleceği inşa etmek olacak. Geleceği hukuk içinde, sevgi içinde inşa edeceğiz. Kısır tartışmalardan uzak olursak büyürüz. Neden liderler bir televizyon programında çıkıp yan yana tartışmazlar? Uygar insanlar gibi neden tartışamıyoruz. Oturalım, konuşalım, konuşalım. Yabancı değiliz, aynı ülkenin insanlarıyız. O kadar kamplaştık ki birbirimize farklı gözlerle bakmaya başladık. Neredeyse yollarımızı, caddelerimizi, evlerimizi ayıracağız. Türkiye'nin buradan çıkması lazım. Buradan beraber çıkaracağız. Bunların hayata geçmesini istiyorsanız, güçlü Türkiye istiyorsanız net olarak söylüyorum bize katılacaksınız. Herkesin bu ülkeye karşı sorumluluğu var. 'Yeter artık' derseniz demokrasi nasıl gelişiyor, Türkiye nasıl büyüyor, siyasetçi kendisine nasıl çeki düzen veriyor göreceksiniz. Artık o noktaya gelmek üzereyiz. Seçimler olduğunda sandığa gittiğinizde ön yargıyı bırakıp vicdanınızca oy kullanın, çünkü bu seçim Türkiye'nin kader seçimi olacaktır."