İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Altılı Masa'da yaşananlarla ilgili çok sert bir açıklama yapmıştı. Ağıralioğlu, yaşananlarla ilgili yeni açıklamalarda bulundu. Ağıralioğlu, "Ben mızıkçılık yapmam. Kızgın veya kırgın da olsam Kemal Bey’e oy veririm. İstişare ile alınan karara ergen gibi karşı çıkmam." dedi. Ağıralioğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkındaki sözleri hakkında da konuştu.
 
 
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, aday belirleme sürecinde Altılı Masa'da yaşanan krizle ilgili TBMM'de zehir zemberek bir açıklama yapmıştı.


Ağıralioğlu'nun eleştirileri hakkında Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayın programında, "Meral Hanımla görüşmedim. Artık kavgaları bir tarafa bırakmak zorundayız. Geçmişin kavgalarının bu ülkeyi ne hale getirdiğini biliyoruz. Siyasetçi eleştirir ama saygıyı korumak zorundasınız. Ağıralioğlu da eleştirebilir. Kırgınlık duymadım. Biz altı lider Türkiye'nin geleceğine odaklandık geçmişine değil." demişti.

 Ağıralioğlu şunları söyledi:

Ben mızıkçılık yapmam. Kızgın veya kırgın da olsam Kemal Bey’e oy veririm. İstişare ile alınan karara ergen gibi karşı çıkmam. Sayın Kılıçdaroğlu'nun benimle ilgili verdiği cevabı çok nazik buldum. Bu ilk defa bir naziklikti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun İYİ Partililerle de helalleşmesi lazım. İYİ Parti'nin kırmızı çizgilerinin doğru anlaşılmasını isterim; ben testi kırılmadan uyarmış oldum.

Düzenlediğimiz basın toplantısının basın toplantısının muhteviyatıyla ilgili genel başkanımızla görüşmemiz olmadtı. En son 3 gün önce görüştük. Süreci değerlendirdik, masadan kaldırıldı, tekrar masaya avdet edildi. Bu süreçte önceliklerimiz ne olmalı, partilerimiz ne kadar kuvvetli çıkabilirse ona konsantre olmalı diye. Seçim, parlamentoda temsiliyeti ne kadar kuvvetlendirme yönünde istişarede bulunduk. Tek başına kalmanın, müstakil olmanın, zorlukları, avantajları hem GİK hem divanda görüşüldü. Genel başkan da masadan kalkarken de 'GİK'in onayıyla veriyoruz' demişti. Biz konuştuğumuz meseleleri sizin programlarınızda da üç dört senedir konuşuyoruz.

"MASA ÖNÜMÜZDEN KALDIRILDI, MASAYI ALIP GİTTİLER"

Biz süreç içerisinde gadre uğrayan partiyiz. Masada itiraz eden kalkan bizmişiz diye takdim edilen bir süreç yaşandı. Masanın kuruluşundan itibaren güçlendirmek için her şeyi yaptığı yerde bir milim oynamadık. İstişare, mutabakat, ortak akıl, usule ve esasa dair ne varsa hepsinin arkasında bir milim oynamadan duruyorduk. Masayı alıp gittiler. Sanki kuralı biz kalkmışız diye bir bedeli oldu bize. Masada 5 kişinin onayı alınmış oldu. Meral Akşener'e 'siz imzalamasınız da olur' diye riayetsizliğin bizim de ödediğimiz bedel var. Masa önümüzden kaldırıldı, masayı alıp gittiler.

"BU CÜRETKARLIK ASLA KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİLDİ"

İYİ Parti çok arzu ediyor ki 65-75 olsun. Süreci bütün takdim ettiğimiz esaslar çerçevesinde partinin siyasi menfaatini öncelemediğimiz için yaptıklarımızın nezaketsizlikle karşılaşması partiyi şoka soktu. Burada tekliflerimizin merkezinde daha çok mutabakatla kazanmak. Bu tekliflerimizin hassasiyetin merkezinde kaybetme korkumuzu anlamak ya da empati yapmak yerine kabalıkla mukabele edilmesi. Sonra masada yok sayılarak 'siz imzalamasınız da olur' cüretkarlığına kavuşması asla kabul edilir bir şey değil.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU'NUN VERDİĞİ CEVABI NAZİK BULDUM"

Masada kriz yaşandı. Biz kavga edersek de mutabık kalırsak da tutacağımız hat, iktidara yönelttiğimiz ahlaki üstünlüğümüzü muhafaza etmek. Bizden özür dilenmedi. Tekliflerimiz nezaketle karşılanmadı. Şunu demek zorundaydım; ahlaki üstünlüğünü kaybederek girdiğimiz yarışta daha hoşgörüsüz ve sizi tenkit edenlere saldırgansanız, milletinizin karşısına çıkıp benim böyle olduğunu bildiğim adayı bize dayatmada bulunamazsınız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun benimle ilgili verdiği cevabı çok nazik buldum. Bu ilk defa bir naziklikti. Teklifimizin merkezinde kazanmak vardı.

"PARTİMDEN RAHATSIZ DEĞİLİM, PARTİME YAPILANDAN RAHATSIZIM"

Dönüş sürecindeki Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı dair bütün bunlarla istişare süreçlerde yüzümüze vurulan kekremsi ifadeler, masada, maşeri muhalefet vicdanında bu işi görmezden gelin, anlayışlı olun diye İYİ Parti'nin hissesine tahammülü düşündü. Söylediklerimizin ciddiye alınmadığını gördüm. Ben partimden rahatsız değilim, partime yapılanlardan rahatsızım. İYİ Parti'nin kırmızı çizgilerin doğru anlaşılmasını isterim. Bize gizli ve hususi gündemimiz varmış gibi pazarlanıyor olması, sanki görüşmelerin böyle sızdırılması, mevki pazarlıkları yapıyormuş gibi İYİ Parti'nin ilzam edildiği. Ben testi kırılmadan uyarmış oldum.

"BENİM İTİRAZIM GENEL BAŞKANIMIN MARUZ KALDIĞI MUAMELEYE"

Bu Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Cumhurbaşkanı adaylığı. Bu sürece nasıl bakıyorum? Nasıl yönetiyorsunuz? Muhalefetteki demomuz budur. Ben endişemi ifade ettim. Kurucusu olduğumuz masada bize böyle davranan yarın güçlü olduğunda bize ne yapar endişesi duyuyorum. Helalleşmek metaforuyla milleti sarıp sarmalarsanız İYİ Parti ile de helalleşeceksiniz. Benim itirazım partime yapılanlara, genel başkanımın maruz kaldığı muameleye. Ben genel başkanın istişare sürecine dahil olduğu mızıkçılık yapacağım iradesini temsil etmiyorum. Milletten duyduğumu masaya arz ediyorum.

"İYİ PARTİ'NİN COŞKU KAYBI BU SÜREÇTEKİ NEZAKETSİZLİKTİR"

İstişareden çıkan kararlara uyulmak zorundadır. Görülsün ki İYİ Parti kırıldı. 5 yıllık emekler var. Bu emeklerin bu şekilde heba edilmesine bir itirazdır. Biz insanız, kalbimiz var, umutlarımız var. İYİ Parti şimdi sahada gücünün kırılmasına sebep olan coşku kaybı var, o da bu süreçteki nezaketsizliktir. Ben siyasette İYİ Parti'yi hep üçüncü yol gibi bildim. Benim mesuliyet alanımda hep bir makul üçüncü yol. 'Hepimiz beraberiz' diyebilen, seçmenin hepsini canından aziz bilen herkesi kendinden bilebilen bir siyasi şuurun inşa edileceği kulvarda gördüm.

"BİR KİŞİNİN HER ŞEYİ İSTEMEYE HAK GÖRDÜĞÜ SİSTEM BU"

Partim adına hatırlattığım şey ilkeli mücadeledir. Mücadele edeceksek seçime, ittifaka hile karıştırmayalım. İlke alanından çıkmayalım. 'Önce yenelim sonra bakalım' dediğiniz andan itibaren siyaseti itibarsız hale getiriyorsunuz. Bir kişinin her şeyi istemeye hak gördüğü bir sistem bu. Anlaşamadığımız yerlerde problemleri çözerken iyi örnek olmalıyız. Hükümeti tenkit ettiğimiz ne varsa hepsinin çok daha fazlası CHP ile ayrıldığımız süreçte bize boca edildi. O beni şöyle ürküttü; eyvah ki eyvah dedim...

"MASA SANKİ CUMHURBAŞKANINI BELİRLEME MASASIYDI SANKİ"

İlk defa bu muhtevada bir tonlama gördüm. Bunun çok inşa edici bir şey olacağını demiştim. Kaybetme endişelerimizi münasebetsiz şeylere bağlamak yerine endişelerimizi gidermek. Masa sanki cumhurbaşkanı adayını belirleme masası, bu masanın sanki Kemal Bey'in adaylığını belirleme diye takdim edilmiş oluyor.

"PARTİME VE PARTİMİN MENSUBUNA HALEL GELMESİN İSTEDİM"

Sayın Tatlıoğlu'nun sitemi haklıydı. Biz istişarelerimizin içerisinde genel başkanımızın namusuna emanet ederek konuştuklarımız var. Biz masada üç gün önce genel başkanımızın görüşmesini 'Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı istiyor' diye istiskal edildik. Benim itirazımın gölgelemeye çalışılması inanılmaz rahatsız edicidir. Bu partidir ayrılan, üzülenler olacaktır. Kimse itibar suikasti yapılmayacak diye kavlimiz vardır bizim. Lütfen kalplerini onarsınlar, partime ve partimin mensubuna halel gelmesin istedim.

"KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ İHLAL EDİLİRSE HİÇ KİMSEYİ TANIMAYIZ"

Tam olarak itirazım 'bize mahkumsunuz, bize mahkumiyetinizi siyasi avantaja çevireceğiz' demek. Aslında HDP'ye imkanı doğmuştu. Meselelerini Türkiye merkezinde konuşabilirdi. Türkiye'de devlet millet bareberliğin, birarada yaşamak irademizin ortasına PKK naraları atmayacaksınız, yaptığımız operasyonlara işgal demeyeceksiniz. Ordumuz herkesi koruyor. Masaya bir koordinat çizilecekse, kırmızı çizgilerimiz ihlal olunca hiç kimseyi tanımayız.

"TÜRK MİLLİYETÇİLERİ ÖNÜMÜZDEKİ SÜRECİN İNŞA EDENİ OLACAK"

Memleket mücadelesine devam edeceğiz. Türk milliyetçileri dağınık olarak girdikleri, birbirlerini boğazlayarak son seçimlerini geçiriyorlar. Şu anda siyasetin maruz kaldığı, parmak sallama, had bildirmenin olmasının sebebi Türk milliyetçilerinin dağınıklığıdır. Türk milliyetçileri önümüzdeki sürecin inşa edeni olacaktır.