Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Pazar gününden sonra CHP tabanı hesap soracak" dedi.

Katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayan Erdoğan, uzun süredir gündemde olan kira artış oranları konusuna ilgili olarak Adalet Bakanlığının ciddi tedbirlerle olayın üzerine gitmesi gerektiğini söyledi.  

Erdoğan'ın açıklamalarından önemli başlıklar:

-Hep kendimizle yarıştık. Seçim için direkt Kandil'in uzantılarından destek aldılar. Yüzde 1 bile oy potansiyeli olmayanlara 40 tane kadar vekil verdiler. 

-Herhangi bir rehavet olmasa dahi benim bir siyasetçi olarak tedbirimi almam lazım. Teşkilatımı da uyaracağım da zafer sarhoşluğuna kapılmasınlar. 


-Sivas bambaşkaydı. Caddeleri söylemiyorum, meydan 100 bin kişiydi. Muhteşemdi. Şu anda 7'li masanın etrafındakilerden biri de oralı. Buraya geldi mi diyorum, gelmedi, hangi yüzle gelecek diyorlar. CHP'nin Temel Bey ile idamına varıncaya kadar talepleri var. Sivas, acaba niçin böyle bir atılım yaptı. 3 vekil bizde 1 de MHP'de şu anda biz Cumhur İttifakı olarak Sivas'tayız. O coşku anlatılır gibi değil, Ankara-Sivas 2 saat, konfor yüksek. 1 ay ücretsiz deyince cazibe arttı. 

-Bir defa güçlü Türkiye ideali ve Türkiye yüzyılı vizyonu. Referans olarak baktığımızda Kılıçdaroğlu'nun var mı? 10 tane büyükşehir belediye başkanlığı var, buralarda siz ortaya ne koydunuz? İstanbul, Ankara sizde. 15 kez seçime girdi, hepsini kaybetti. Bu millet, durduk yere seni reddetmiyor. İstanbul, Ankara, İzmir deyip geçmeyin. Bunlar sizde, buralarda eseriniz yok, bu millet merkezi yönetimde size oy vermez. 

-Yerel yönetimde bir referansınız olursa, millet bunu yerelde gösterdiğine göre merkezi yönetimde de bunu ortaya koyar, der. İstanbul, Ankara tartışılmaz, taşır. 

-Türkiye Yüzyılı yol haritasını biz hayata geçireceğiz, eğitim, sanayi, ticaret, tarım, sağlık ve her şeyden önce terörle mücadele var, bunları bir kenara koyamayız. Terörle mücadele konusunda çok iyi bir duruma geldik. Diyarbakır'da eskiden akşam sokağa çıkılmazdı. Şimdi gençlerle birlikte rahatça geziyorsunuz. Bu bölgelere yatırım olmuyordu, şimdi yatırım başladı. Terör korkusu yatırımcıdan çekilince o da benim için artık sağlıklı bir zemin oluştu ben de gidip yatırım yapabilirim diyor. 

 
-21 yıllık kazanımlara bakarak bölge insanları da buralarda yatırıma girecek. Savunmada, Kızılelma'ya bakacak, öteki taraf da Togg' bakacak. Artış var oranlarında o da buradan geliyor. 

-Biz kazanınca kimse kaybetmeyecek. Yatırımcı yatırım yapacak. Turizmin en büyük yatırım dönemi bizde, 100 milyar dolar hedef koyduk. Mehmet Bey, çok ciddi bir performans ortaya koydu, sektörde ciddi sıçramalar oldu. Kovid'e rağmen onlarla bu yolu yürüdük ve şu ana geldik. Seçim ve icraat dönemi ayrı ancak siyasetin doğasında rekabet var, biz bunu her alanda teşvik ettik. Buna yönelik teşvik primleri de verilirse yarış başlar. 

-Bazı birileri gerilim ve kutuplaştırma ve siyaset dilini zehirleyerek yol alsın, biz kucaklamaya devam edeceğiz. Bizim kültürümüzden de gelen bir davranış o yüzden taviz vermeyeceğiz. Önemli olan o akşam sandıktan ne çıkacak. Kılıçdaroğlu kazanırsa terör örgütleri, Londra tefecileri kazanacak. Dergi kapaklarından millete ayar verenleri gördünüz. 

-Milletimin her bir ferdi, siyasi görüşü ne olursa olsun benim için önemli. Ne diyorlar, cehennemim kapısı, dipsiz karanlık. Yıkacağız, kaldıracağız. Bunları kullananların psikolojisinin iyi olması mümkün değil, bırakın millet, dürüst davranmayı sizden öğrenmesin. Bunlar toksik ilişkiler kurdu, işleri buralara getirdi. Hala umut aşılamak ve ufuk çizmek yerine negatif bir siyasi söylem kullanıyorlar. 

-Türkiye'de parlamentoda kadın sayısını artıran en önemli parti AK Parti'dir. Bizi parlamentoda 17 kadın vekil vardı, en geç vekiller bizim. En genci 24 yaşında ve 2 fakülte mezunu, teşkilatın kendi kademelerinden gelmiş bir kızımız. Parlamentoda adeta gençliğin temsilcisi konumunda olacaklar. Kadına şiddeti kesinlikle reddeden bir partiyiz. İki yerden geliyor, bizim değerler sistemimiz içerisinde kesinlikle yasaklanmıştır.

-AK Parti'nin içerisinde kesinlikle mümkün değildir, parlamentodaki kadın sayısını daha da artırmanın gayretinde olduk. Kadınlarımızın ve her bir vatandaşımızın özgür ve eşit yaşaması için gerekli adımları biz attık ama karşımızda hep CHP'yi bulduk. Neyi başardıysak hep CHP'ye karşı başardık.

-Kadınlarla ilgili söylemlerinde samimi değiller. Başörtüsüne özgürlük getirdiğimizde Kılıçdaroğlu iptali için hemen AYM'ye başvurdu. Yardımcısı olan kadın, üniversite kapılarında özellikle kızlarımızın başörtüleriyle ilgili o odalara da ikna odası adını koymuşlardı. Geçmiş dönem yardımcısı Nur Serter. Diyor ki, biz hiçbir zaman...

-Bu, senin yanındaydı, ikna odaları kurucusu. Kızlar neler çekti, benim kızlarım da aynı sıkıntıyı yaşadı, kızımı bir arkadaşımın müdür olduğu okula gönderdim. Bunlar hep aynı zihniyet, değişen bir şey yok. 

-Bunca insanlar, bu kızlar, mezun oluyorlar. Birçoğu doktor, mühendis, hukukçu, hakimi, savcısı var. Başörtülü kızlar. Hepsinin önü açık. Bizim partimizde başı örtülü başı açık hepsi var. Kadına şiddetin adeta yok olma noktasına geldiği dönem bizim dönemimizdir, şakası yok, ümüğünü sıkarız. Belediye başkanı olduğumdan beri her yerde, başı açık olanları trenden atacaklar dediler, Pendik Tuzla bölgesinde birisi düştü, atacak dediler, attılar. 

-Türk kadının gayretine, liyakatine güveniyorum, her alanda destekliyorum. İşçisinden eğitimcisine, emeklisinden ev hanımına hiçbir kadın, hakkını kaybetmedi ve nice haklara kavuştu. Kadınlarımızın başarıları karşısında şapka çıkarıyoruz.

-Eğitimde özellikle fersah fersah aşama kaydettiler, hepsi üst düzeyde görev alıyorlar. Kadınlarımızın önlerini aştık. Eğitimde yüzde 70'lerden 84'e çıkardık. Eğitimi başarırsak Türkiye'nin dünya standardındaki yeri yükselecektir. 

-Kazanırsak, önce istişareleri yapacağız, arkadaşlarımızla. Sonra öncelikle Kabine kuracağız. Külliye'deki arkadaşlarımla değerlendirmeler yapıp ülkemizi büyütecek adımları atacağız. 

-Cumhurbaşkanlığı ve partimin sözcüsü vasıtasıyla gerekli adımları atacağız, parlamentoda Cumhur İttifakı var, onlarla gerekli değerlendirmeleri yapacağız. 

-Benim milletim samimiyet testini çok iyi yapar, bu konuda kaybettiler. Bunların yaptığı takiyeciliktir, onu da millet yutmaz. Geçmiş halk partisi zihniyetinde kaldı, düne kadar terörist sevicilerdi, firarilere kapı açan, Selo'ya çıkmasını istiyorsanız oyu Kılıçdaroğlu'na vereceksiniz diyen Kılıçdaroğlu değil mi? Bu adam ne yaptı, 51 Kürt kardeşimizin Diyarbakır'da ölümüne neden oldu. Cezasını çekiyor ama çıksın diye bana oy verin diyor. Kandildekiler, destekleyin diyor. Onların desteğiyle devam eden Kılıçdaroğlu var, milliyetçiler bunu kabul eder mi? 

-Halk diyor ki her yerde bunları ne zaman indireceksiniz diyorlar. Allah razı olsun, diyorlar, buralarda her yer pırıl pırıl, yaylalara çıkıyor herkes, düne kadar çıkılmıyordu. Küçük Ağrı ile Büyük Ağrı arasına ne zaman teleferik çekeceksiniz, diyorlar. 

-Çanakkale'deki köprü, aklın kabul edebileceği değil ama azmederseniz yaparsınız. Kılıçdaroğlu gibi adamlar bunu yapamaz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık, karşımıza önce CHP'liler çıktı. Ben CHP çadırını ziyaret ediyorum, bana neden köprüye kendi adını koymadın diyorlar, çünkü o anlayışla yetiştiler.

-Terörü kaynağında kurutma noktasında ilerliyoruz. Kılıçdaroğlu, biz Suriye'nin kuzeyinde adımlar atacağız diyorlar, Suriye'nin kuzeyinde bize yakın yerlerde ciddi manada operasyonlarımız var. Kılıçdaroğlu'nun beraber hareket ettiklerinin derdi başka.

-Sinan Bey'in bize katılımı herhangi bir pazarlıkla ilgili değil. Şu anda Cumhur İttifakı'nın bir elemanı gibi çalışmalara başlamış durumda, önemli bir gelişme, taban bu yapıyı görünce Antalya gibi bir yerde çok daha farklı yaklaşımı olacaktır. 

-Sinan Oğan Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere katıldı, ardından da Cumhur İttifakı'nı destekleme kararı almıştır, herhangi bir pazarlık yok, benim yapımda böyle bir şey yok, Kılıçdaroğlu'nun yapısında olan bir şey bu, toplamı 1 puan etmeyenlere 40 vekil verdi, kendi partisini adeta eritti. Pazar gününden itibaren oralar karışacak, kendi tabanı bunun hesabını soracak, ortaklar içerisinden de bazı kopuşlar olacak, detayına girmeyeyim. 

-Bu vatanı böldürtmeyeceğim. İlkesel anlamda Sinan Bey'le ortak noktalarda buluşuyoruz, terörle mücadele adımlarını kendisi de paylaşıyor, bunun yanında Türklük dünyası ile olan münasebetler, en önemli hassasiyetlerimizden.

-Türk Devletleri Teşkilatı konusunda da aynı yerdeyiz, mülteciler ile ilgili şunu da söyledik, Suriye'nin kuzeyinde briket evler diye bir planımız var, bir adım da Katar destek veriyor ve 1 milyon mülteciyi iskan edebileceğimiz bir konut yapımına Suriye'de başlıyoruz. Azami 1 seneyi bulabilir, buna 4-5 ay diyemeyiz ama briket evler çok seri. Bir yandan oralara yerleşim, 450 500 bin dönüş var. 

-600 bine yakın sığınmacı döndü, terörle mücadelede başarılı oldukça ve Suriye ile normalleşme sürdükçe daha çok dönüş olacak, Katar da desteğini sürdüreceğini söylüyor. 

-Kalkıp diyor ki 10 milyon geldi, 10 daha gelecek, bu adam yalancı ya. Ya yapma niye bu kadar yalancısın ya, biraz dürüst ol da vatandaş da sana inansın, her şey yalan üzerine kurulu. Şimdi asmışlar, Suriyeliler dö-ne-cek, aralarda tireleri koymuş, bu ne demek biliyor musunuz, yapamayacağım demek. 

-HDP, bu bütünleşmeden sonra desteğini çekerse şaşmayın. Bütün bunlara rağmen bizim de aldığımız dönüşler farklı, tepedekilerle taban aynı düşünüyor diye bir şey yok. Oğan'ın 5.2'sine, Özdağ diyor ya, o kadarı o yoldan gitmez diyor, kendisi için aynı şeyi söylemiyor, senin aldığın 2.2 senin yolundan gidecek mi? Çantada keklik değil bu oylar. HDP destek verse de HDP tabanı farklı hareket edebilir diyorum, evet. 

-Kılıçdaroğlu'na aba altından sopa göstermişler, terör örgütleriyle anlaşma yaparsan senin de iradeni ipotek altına alırlar, Selo'nun çıkmasını istiyorsanız bize oy verin, dedi. Sen kimsin ki, bu ülke hukuk devleti değil mi, adaletin gerekliliği neyse o olur. Bu ifade, bir hukuk tanımazlığın ifadesidir. Kılıçdaroğlu'nun hukuku siyasallaştırdığının da ifadesi.

-Malum, Gezi Olaylarının baş aktörlerinden birisi onu da bırakacağım, bir suçu yok ki diyor, nasıl bunu söylersin, her gün bunu böyle hizaya getiriyorlar. CHP'ye gönül veren seçmenler de adalet tanımayan bir Kılıçdaroğlu'na daha ne kadar tahammül edecek, böyle bir muhalefet olmaz. 

-Özdağ'a 3 bakanlık teklifi yapılmış, Numan Bey'e de özellikle AFAD gibi bir bakanlık, bir İçişleri Bakanlığı verilirse bağlı olduğu bakanlık ya, terörle mücadelede atılması gereken adımlar atılırsa kabul ederim demişler, o da kendisine Cumhurbaşkanımız bu tip taleplere kapalıdır, demiş. Biz kesinlikle bir pazarlık siyaseti yapmayız, adalet ve ahlak üzerine yaparız. İçişleri Bakanlığı talebi oldu, Cumhurbaşkanımız kabul etmedi deyince de ipler koptu. 

-Bu adam bir defa cahil ya. Referandum dediğin zaman şu anda senin parlamentoda 51 çoğunluğun olması lazım. 300 vekil Cumhur İttifakında. Böyle saçmalık olur mu, bunun kararını millet verecek, Erdoğan devam edecek derse mesele biter. Referandum seçimi yapsak onun için gitmemiz lazım. Erdoğan'a verdiğin zaman 323'e sırtını dayayarak devam edecek, sana verecek olsalar sen neye sırtını dayayıp devam edeceksin. Yasamada en ufak bir ağırlığın yok, yasama organı ağırlıklı olarak Cumhur İttifakında o nasıl yönlendirirse öyle olacaktır. 

-Daha önce de Yavuz Bey, kumar masasının gerçeklerini görüp, istifa etmişti, terörle ortak olan partileri de inşallah memleketim 28 Mayıs'tan sonra emekli edeceklerdir. Zaten, İYİ Parti kongre kararı da kaldı. 1 puanlık muhalefet var, 40 vekili var, şu anda başlarını ne kadar dinleyecekler. 

-Kriz tellallarının söylemlerine kimse kulak asmasın, bu çok yanlış olur. Bunun başını çeken de Kılıçdaroğlu ve şürekasıdır. Vatandaşımızı algılarla yönlendirmeye çalışıyorlar, daha önceden de sözcüsü, İYİ Parti'nin sözde MB başında olan kişi IMF ile görüştü, bize de borç almayı tavsiye etti, bizim böyle bir hevesimiz yok, Londra tefecilerine verdikleri sözleri yerine getirmek için Türkiye ekonomisinin dört koldan baltalıyorlar. Piyasaları hep manipüle etmeye çalıştılar, bunları yerinde çökerttik.

-Ekonomimiz, bankacılık ve finans sistemimiz son derece sağlam. Seçimi pazar günü hayırlısıyla kapattığımızda liderler buraya nasıl gelecekler, onlara borcumu iade etmek için ben nasıl süratle gideceğim, burayı sürekli takip eden dostlarımız var. 

-Bayrak yere düştüğünde bayrağını yerden alan bir lider var, Kılıçdaroğlu denen adam, benim bayrağıma laf edenlerle yol yürüyor, benimle bayrak konusunda yarışamaz. İlk dört madde ile sorunumuz yok, bu nasıl bir iddia. Bunu söylemek terbiyesizliğin daniskası. Benim ne terör örgütleriyle ilgim alakam var, bu terbiyesizliğin daniskasıdır.

-Çözüm sürecinde biliyorsun, katılanlar, bir defa Türkiye'nin bütün entel kanaat önderleri varsa onları davet ettik, o halkla görüşme ve çözüm sürecine yönelik bir adımdı, akil insanları toplamıştık. Bunları ispat edin, etmezseniz namertsiniz diyeceksiniz. 

-Eksik olduğumuz yerlerde, teşkilatım nasıl bir hata yaptı ki ben burada düşük oy aldım derim. Kılıçdaroğlu yüzde 90 aldı, ben 8. Ama biz oradaki hastanenin inşaatını durdurmadık, biz buyuz. Biz hizmeti nereye götürüyorsak, oraya da götürürüz. Oylarımızdaki değişiklikleri teşkilatlarla görüşüyoruz ama asla faturayı vatandaşa kesmiyoruz. 

-Toplu konut konusunda özel sektör bile 15 sene vadeyle konut satışlı yapıyor, peşinatlar bayağı düşük, vatandaşların önünü açacaktır. Kira artış oranlarında cebri adımlar atmak zorundayız. Bu konuda, Adalet Bakanlığının bu işin üzerine çok sert tedbirlerle gitmesi lazım85 milyonu bir avuç insanın aşırı kar hırsına kurban etmeyeceğiz, deprem bölgesinde de hızlı bir şekilde konutları tamamlayacağız ama asla fahiş fiyata kurban etmeyeceğiz. 

-Ustalığın üstü var mı, ustalık eserlerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bu bir şahlanış dönemi olacak, 21 yıldır yaptığımız hamleleri zirveye taşıyacağız. Aynı zamanda Türkiye Yüzyılının ilk dönemi de olacak. Teşkilatımız bir film çalışması da yaptı, büyük Türkiye zaferi için hep birlikte sandığa demiştik ya, bununla ilgili bir video hazırladık. 

-Geçen anket geldi, bizim lehimize bir sonuç görünüyor. Her bir oy çok çok kıymetli. Zafer sarhoşluğuna düşmeden sandıkları patlatacağız inşallah diyorum.