CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Soner Dağıstanlı ile Konuşan Türkiye adlı radyo programına katıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın aşılanma çağrısına ilişkin açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu, "Dün akşam sayın Sağlık Bakanı aradı, çağrı yaptı. "Tabii" dedim. "Ben de gerekirse refakat ederim" dedi. Bugün, yarın aşı olacağım." dedi.

Çin tarafından geliştirilen Sinovac aşısına ilişkin kaygısı olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Liyakatten bahsediyorum ben. Doktorlar aşı olmamızı söylüyorsa aşı olacağız. Aşı olmak gerekiyor." diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun açıklaması şöyle oldu:

"Aşı olunması gerekiyorsa Bilim Kurulu'nun sözcüsü olacaktı kamuoyuna o açıklama yapacaktı. İnsanlarda güvenip gider aşı olacaktı. Kaldı ki 1.5 kişilik aşımız var. Yeni aşıların gelmesi lazım. Kamuoyuna aşı takvimi sunulması lazım. Vatandaşların tedirginliğe kapılmalarına gerek yok. Zaten bu aşı küçük dozda yapılıyor dolayısıyla vücut dirençli hale geliyor koronavirüse karşı."

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle oldu:

Bir siyasi iktidarın temel ölçütü, işsizliği ne kadar çözmüş, istihdamı ne kadar arttırmış ölçütü budur. İnsanların kendilerini işsiz bırakan iktidara dur demeleri lazım. Sandığa gidecek. İş yoksa oy yok diyecek.

İşsizlik sorununa atılacak ilk neşter, kaynaklarının yatırım için harcanacak olmasıdır. Türkiye, Londra'daki bir avuç tefeciye milyarca lira faiz ödüyor. Vatandaştan topladığınız vergiyi faiz olarak öderseniz istihdam yaratamazsınız. Fabrikaların olması lazım. Bu bir ekonomik ve siyasi tercihtir. Eğer tercih yatırıma dönüşebilseydi işsizlik olmazdı. 18 yıldır yöneten insanlar Türkiye'yi bu noktaya getirdi. Gençlerin düşünmesi lazım. 18 yıldır istediği kararı çıkarıyor, istediği kişiyi atıyor. Neden bu fakirlik, yoksulluk var? Açlık var bu ülkede. Açlığın olduğu ülkede temel sorun siyasi iktidardır. Önümüze sandık gelecek. AK Parti'ye oy veriyorsan işsizlikten şikayet etmeyeceksin. "Kendim ettim kendim buldum" diyeceksin. 10 milyon işsiz varsa bir ülkede gelecek olmaz. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Sandık geldiğinde emekten yana tercihimizi kullanmalıyız.

Eskiden Türkiye'de Devlet Planlama Teşkilatı vardı. Niye kapattılar, ne gerekçe ile kapattılar? Vergiler nereye harcanacak, nereye yatırım yapmalıyız bunun hesabını yapardı bu teşkilat. Siz kapattınız sonra bunu kim planlıyordu? Damat planlıyordu ve Erdoğan'dan talimat alıyordu. Sonra gidip borç aldılar. Borç alan ne alır emir alır. Şimdi emir alıyorlar. Aldıkları borcun faizini ödemek için borçlanıyorlar. Bu kısır çark içinde Türkiye istihdam yaratabilir mi?

Biz iktidara geldik 3 gün sonra işsizlik çözüldü böyle bir şey yok. Önce halkımıza ve dünyaya güven veren bir devleti inşa etmek zorundasınız. Herkesin can ve güvenliği olduğu, medya özgürlüğü olduğu, adaletin olduğu... Elbette dışardan borç alınabilir. O güvenlik sağlandığından sonra faizin düştüğünü göreceksiniz. Her şeyden önce şeffaf olacaksınız. Siyasetin namuslu insanlar tarafından yapılması lazım. Çöp konteynerlardan insanlar besleniyor ve iktidar bunu görüp bir şey yapmıyorsa büyük bir sorun var demektir.

Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı tehlikededir. Naptı Erdoğan? Merkez Bankası başkanına dedi ki faizi indireceksin. İndirmedi. Görevden alarak yeni birini atadı. Yeni kişiye faizi indirdiler. Dolar, Euro nereye çıktı? Damadı değiştirdi, yerine başkasını getirdi. Şimdi onlar faizi yükselttiler. Neden? Kimse para vermediği için. Bu tabloyu yaratan siyasi iradedir. "Borç alan emir alır" diye Erdoğan söylüyordu.

128 milyar doları dolar, euro yükselmesin diye sattılar. Kim aldı? 128 milyar doları kim aldı? Bize borç verenler aldı. Devlet açıkça soyuluyor. Bunu sorduk, cevabı var mı? Yok. Ben bilmiyorum, 600 milletvekili de bilmiyor.

Siz yemi, gübreyi dışardan getirseniz fiyatta artacaktır. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin saman ithal edeceğini düşünür müydünüz? Dolar ödüyorsunuz dışarıya, kendi çiftçinizi değil başka ülkelerin çiftçisini destekliyorsanız. Aç olan, açlık yaşanan bir Türkiye var. Açlıkla mücadelenin en temel yolu çiftçiyi desteklemektir. Tarımı da planlamanız lazım.

Kredi alan öğrenciler daha çok yoksul ailenin çocukları. Bunların silinmesi lazım. İş olmazsa nasıl ödeyecek bunları? İş yoksa kimden alacaksınız bu parayı? Bu tür politikalar gençleri umutsuzluğa itiyor.
Bunların silinmesi lazım. Herkesin borcu, vergileri siliniyor. Bu insanların neden silinmiyor. Arkası yok bu insanların diye. "İş yoksa oy da yok" sloganını üretin. Dünya kadar boş kadro var. Dışarda da dünya kadar işsiz var. Bu kadrolar neden boş?

EYT'liler iş bulsa dahi çalışamıyor. Çünkü çalışırsa emekli maaşı düşecek. Daha fazla primi oluyor maaşı düşüyor düşünebiliyor musunuz?

Darbe hukuku ürünü olan YÖK'ü kaldıracağız. Her üniversite gerçek anlamda özerk olacak. Bütün gençlere açık ve net çekimdir. Her üniversite bilim üretecek, gelenekleri olacak. Rektörü de o üniversitenin iradesi seçecek. Dolayısıyla siz dışardan neden politik tercihle rektör atıyorsunuz. Darbe hukukundan arınmış bir hukuk oluşturacağız.

Herkes istediği siyasetçi eleştirebilmelidir. Erdoğan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan her türkü eleştiriyi, hakareti yapacak. Biz söylediğimiz zaman vay efendim "Ben cumhurbaşkanıyım". Niye cumhurbaşkanı koltuğuna sığınıyorsun sen?

Kılıçdaroğlu'ndan Abdulkadir Selvi'nin "Erdoğan'ın sinir sistemini hedef alan açıklamalarda bulunuyor" ifadesine yanıt

Selvi ne yazar beni çok ilgilendirmez. Tarihi okumasını isterim, tarihi bilsin. İnönü'yü okusun. Bu ülkede açlık varsa ben gidip kimi eleştireceğim? Aç olan çocuğu, işsiz olan genci mi eleştireyim? Yönetim kötüyse kimi eleştireyim, Trump'ı mı? Merkel'i mi? Bakın bir ülkeyi yöneten kişi egemen güçlerin taleplerini koşulsuz yerine getiremez ama getirdi.

Öğrenciler haklı bir eylem yapıyor. Protesto ediyorlar, kırmadılar, yıkmadılar. Siz bu öğrencileri terörist ilan ediyorsanız dünyanın gerçekliğinden kopmuşsunuz demektir. Olması gereken nedir? Öğrencileri dinlemek, konuşmaktır. Talepleri haklıysa haklı taleplerini dile getirmek lazım.

Erdoğan gideceğini görüyor. O yüzden pek çok ziyaretler yapıyor. Erdoğan'ın açıkça çıkıp, "Seçimler olur, seçimlerde halk beni seçmeyecekse ben burdan ayrılacağım. Hiçbir taşkınlık çıkmayacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan yaşanmayacaktır. Hakimlere talimat verdim, seçimi iptal ettirdik. Halk bana rağmen, osmanlı tokatını indirdi" demesi lazım.