Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun danışmanı Cuma İçten, parti kurucularından Selçuk Özdağ'ın saldırıya uğramasıyla ilgili "Aslında emir Selçuk Özdağ'ın öldürülmesiydi" dedi.

“Filler ve siyasetçiler” başlıklı yazısında Cuma İçten, “Ne oldu da MHP AK Parti’ye teslim oldu” diye sordu. Selçuk Özdağ’a saldırıya değinen İçten, “Aslında emir Selçuk Özdağ’ın öldürülmesiydi” diye konuştu. Türkiye'de medyanın satın alındığını, hukukun askıya alındığını, seçmen iradesinin yok sayıldığını belirten Cuma İçten "Perinçek zihniyetinin AK Parti'yi ele geçirdiğini" belirtti.

MHP ve onun zihniyeti ile yıllarca mücadele ettiklerini belirten eski AKP milletvekili Cuma İçten "Peki ne oldu da AK Parti MHP’ye teslim oldu? AK Parti'ye kuruluşundan bugüne kadar en çok destek olan, referandumu, Cumhurbaşkanlığını, cumhurbaşkanlık sisteminin geçmesini sağlayan Kürt’lerdir, bunu Sayın Cumhurbaşkanı defalarca dile getirmiştir, peki sonuç? Kürtlere sırt dönüldü" dedi.

Selçuk Özdağ'a saldırıyla ilgili de İçten şunları söyledi:

"Geçen günlerde Cuma namazına gitmek için evinden çıkan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Selçuk Özdağ bazı alçakların terör saldırısına maruz kaldı, bu alçaklara emir verenler aslında genel başkan yardımcımızın öldürülmesini emretmişlerdir.

"Peki alçaklara emir verenler kimlerdi? Siyasileri tutsak alan Fillerdir. Peki siyasiler fillere neden tutsaklar?

"Gelecek Partisi; özgürce siyaset yapan, geçmişi temiz, söyledikleri ile yaptıkları tutarlı kadroların bir araya gelmiş, Fillerin rahatsızlık duyduğu bir kitledir. İşte o yüzden her bir bireyin sözlerinden, çalışmalarından rahatsızlık duymaktadırlar. Partiyi kurduğumuz günden beri her bir arkadaşımıza her alanda saldırılar yapılmakta, zulmedilmekte, hayat hakkı tanınmamaktadır?"

İçten’in yazısı şöyle:

Son beş yıldır ülkemizde yeni Türkiye algısı ve söylemleri ile ESKİ Türkiye’den beter bir duruma girdi.

Eski Türkiye’nin aktör ve ideolojik zihniyetlerin iktidar olduğu bir iktidardan ne beklenir ki?

Eskiler; Yeni Türkiye’de kolayca iktidar ve etkin bir güce sahip oldular.
Sonrası malum vahim tablo ortada; medya satın alındı, hukuk askıya alındı, seçmen iradesi hiçe sayıldı, devletin kasası hızla boşaltıldı, kendilerinden olmayan herkes susturuldu, susmayanlara ise tehdit edildi, ötekileştirildi ülkeyi terk etmeleri sağlandı, siyasi mobbingler oluşturuldu sonrasında ise kendi zihniyetleri bir bir bürokrasiye yerleştirildi, etkin ve yetkin kurumların başında 80-90 yılların karanlık mahkûm zihniyetlerine terk edildi.

2015 yıllarından beri Ak Parti içerisinde muhalif davranan bizler gibi azınlık bir kesimin neden BAŞ KALDIRDIĞI son iki yıldır çok net görünmeye başlandı. Perinçek ve onun zihniyeti ile yıllarca mücadele etmiş biz gibi insanların bu zihniyetin Ak Partiyi ele geçirmesine ve iktidarı yönetmesine bizler asla sesiz kalamazdık. Perinçek bir zihniyetin temsilcisidir ve bu zihniyet 2015 yılından beri bas bas bağırıyor “Devleti, iktidarı ve temsilcilerini biz yönetiyoruz” diyor açık destek verdiğini dile getiriyor bürokraside kendi adamlarını bir bir yerleştiriyor.

MHP ve onun zihniyeti ile yıllarca mücadele etmiş biz gibi insanların bu zihniyetin Ak Partiyi ele geçirmesi ve iktidarı yönetmesi bürokraside güçlü hale gelmesine bizler asla sessiz kalamazdık. MHP anlayışına destek olsaydık gider orda siyaset yapardık. Gerek Refah Partisinde gerek ise Ak Partide siyaset yaptığımız yıllarda en çok zihinsel mücadele ettiğimiz, mecliste en çok bizlere direnç gösteren siyasi anlayış MHP’nin bizzat kendisiydi. MHP lideri Sayın Bahçeli ve Ak Parti genel başkanı Sayın Cumhurbaşkanı ile arasındaki siyasi atışmaların hakaretleri dün gibi hatırlıyoruz.

Peki ne oldu da Ak Parti MHP’ye teslim oldu?

Ak partiye kuruluşundan bugüne kadar en çok destek olan, referandumu, Cumhurbaşkanlığını, cumhurbaşkanlık sisteminin geçmesini sağlayan Kürt’lerdir, bunu Sayın Cumhurbaşkanı defalarca dile getirmiştir, peki sonuç? Kürt’lere sırt dönüldü.

Tüm bu olaylar ülkemizde olurken iktidarın içinde yer edinmiş; makamları elinin tersi ile itmiş, hiçbir yolsuzluğa bulaşmamış, ahlaksızlıklar içerisinde yer almamış, ülkesini ve milletini seven bu uğurda malını canını ortaya koymaktan çekinmeyen bir grup özgür insan ile birlikte Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu önderliğinde GELECEK partisini kuruldu. İşte FİLLERİN rahatsız oldukları gerekçe bu.

Ak parti FİLLERİN vesayetine girmiş ve onlara teslim olmuştur.

İktidarı bu vesayetten kurtaracak olanlar, iktidarın yanlış işlerine bulaşmayan bir avuç insanla olacaktır. Bu bir avuç yürekli insan en güçlü oldukları zaman diliminde tüm nimetleri elinin tersi ile iterek duruş sergileyenlerdir.

Filler siyasetçileri esir aldı!

Gelecek partisi esir alınan siyasetçilere özgürlük getirmek için kuruldu.
Gelecek partisi kurucuları, illerdeki teşkilatları, her biri özgürce konuşan sorunlara duyarlı ve çözüm üreten kadrolardır. Kendisini diğer siyasi partilerden ayrıştığı en önemli nokta budur.

Gelecek partisi GÜÇLENDİRİLMİŞ parlamenter sistemi kamuoyu ile paylaşmış, GELECEK MODELİ adı altında her alana ilişkin projelerini kurulduğu günden beri kamuoyu ile paylaşmaktadır. Diğer siyasi partiler, GELECEK Partisi projeleri üzerinden siyaset yapmaya çalışmaktadır. Gelecek partisinin her bir üyesi kimseden çekinmeden konuşmaktadır bu FİLLERE esir olmuş siyasilerin gıpta ile izledikleri bir siyasi duruştur.

Geçen günlerde Cuma namazına gitmek için evinden çıkan Gelecek Partisi genel başkan yardımcısı Dr. Selçuk Özdağ bazı alçakların terör saldırısına maruz kaldı, bu alçaklara emir verenler aslında genel başkan yardımcımızın öldürülmesini emretmişlerdir.

Peki alçaklara emir verenler kimlerdi?
Siyasileri tutsak alan Fillerdir.
Peki siyasiler fillere neden tutsaklar?

Gelecek Partisi; özgürce siyaset yapan, geçmişi temiz, söyledikleri ile yaptıkları tutarlı kadroların bir araya gelmiş, Fillerin rahatsızlık duyduğu bir kitledir. İşte o yüzden her bir bireyin sözlerinden, çalışmalarından rahatsızlık duymaktadırlar. Partiyi kurduğumuz günden beri her bir arkadaşımıza her alanda saldırılar yapılmakta, zulmedilmekte, hayat hakkı tanınmamaktadır?

Peki Gelecek Partisinden bu kadar korkmalarının nedeni nedir?

Fillerinde onların esaretinde olan siyasilerinde GELECEK Partisinden korkmalarının haklı nedenleri vardır. Bizlerin varlığı ve çalışmaların, halkta karşılık gördüğünü en çok onlar görmektedirler aksi durumda ciddi almazlardı.

Bir partinin genel başkan yardımcısı silahlı saldırıya uğruyor! Bunu İKTİDAR medyası görmüyor ise, bunu sayın cumhurbaşkanı ve MHP genel başkanı kınamıyor ise failler başkent gibi bir yerde yakalanamıyor ise buna ne denir?

17-25 Aralık kıyametleri koparıp ağza alınmayacak hakaretler yapanlar bugün iktidarın ortağı değil mi?

Biz dünde bugün de hukuktan insanlıktan kucaklamaktan yana duruş sergiledik, sizler bizlere zulmetsenizde şiddetten yana olsanızda bizler barıştan sevgiden yana olacağız.
Bizlere saldıran gençler ide, fillerin emirinde olan siyasileri de esaretten bizler kurtaracağız.

Maske dağıtmayı yüzüne gözüne bulaştıranlar, 83 milyon için 1.5 milyon aşı getirenler bu aşıyı kendi siyasi parti yönetiminden başlamasına, 3. Faz denemeden geçmeden aşının dağıtılmasına, Alman aşısını kendilerine, Çin aşısını vatandaşa vurulmasına artık şaşırmıyoruz.

Uygur Türkleri zülüm altındayken, MHP ve Ak Partinin körleri ve sağırları oynamasına, TBMM verilen önergeleri reddetmelerine, Birleşmiş milletlerde ÇİN’ i kınayan ülkeler arasında olmamalarına da şaşırmıyoruz.

Onlar Uygur Türker’inin yanında olmasalar da GELECEK Partisi onların yanında olmaya devam edecektir. Bu duruşu kıskanan siyasiler Fiillerine naz etmiş olabilirler mi?

25 Mart 2009 yılında kaza süsü ile Şehit edilen Muhsin Yazıcıoğlu’nun Faillerini hala bulmaya çalışan devlet görevlilerine SELAM olsun. "