Gündeme bomba gibi düşen o iddiayı CHP'li üç isim Habertürk TV'ye değerlendirdi.

Cumhuriyet Halk Partili bir siyasetçinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 9 Kasım'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğü iddia edildi. Görüşmede Erdoğan'ın, ismi açıklanmayan CHP'li siyasetçiye "CHP Genel Başkanı olman gerekir" dediği öne sürüldü. Gazeteci Rahmi Turan'ın köşesinde ifade ettiği bu iddialar siyaset gündeminde bomba etkisi yarattı.

Habertürk'ten Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu Türkiye'nin Nabzı programında canlı yayına bağlanan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP 26. Dönem Milletvekili Haluk Pekşen ve eski milletvekili Muharrem İnce iddiaları değerlendirdi. 

İşte üç CHP'li ismin yaptığı yorumlar

"SAYIN TURAN'IN AÇIKLAMASI LAZIM"

ENGİN ALTAY (CHP Grup Başkanvekili):  Rahmi Turan şüphesiz tecrübesi, güvenilirliğiyle bilinen saygı duyduğumuz bir abimiz. Şunu söyleyeyim, CHP'nin sarayla ilgili Beştepe'yle ilgili tasarrufu var. Devletin bekasıyla ilgili çok önemli bir konu yoksa CHP Beştepe'ye gitmiyor. Muhtemelen sayın Erdoğan ya da saray ekibi CHP'nin içine fitne, nifak sokmak için sayın Rahmi Turan gibi herkesin çok güvendiği bir gazeteciyi yanlış enforme etmiş olur. Sayın Turan kullanılmış olabilir.

İki seçenek var. Bu Erdoğan'ın aklı olmayabilir ama saraydaki avanesinin aklı olabilir. CHP biraz kendi iç meselelerine dönsün diye bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Şayet böyle bir şey var ise çok sayıda aktif CHP'li töhmet altında bırakmadan sayın Rahmi Turan'ın yarın değil bu gece açıklaması lazım. Kendisinin Londra'da olduğunu biliyorum. Sayın Turan gibi birikimli, tecrübeli gazeteciye ortaya el bombasını çekip bırakıp Londra'ya gitmek de çok doğru olmadı. Böyle bir isim gerçekten var ise CHP ile resmi ve fiili olarak ilişiği kesilmiş olur. CHP tabanı, kadroları, vicdanı bu arkadaşımızla ilişiğini keser. Anlayışım, yaklaşımım bu. Benim için birinci seçenek sayın Turan gibi herkesin itibar ettiği gazeteciye yanlış bilgi aktarılması suretiyle CHP'yi sulandırmak, kadroları içe döndürmek amacıyla olmuş olabilir.

"CHP KADROLARI OYUNA GELMEYECEK"

Bu doğru ise o CHP'li her kimse sayın Cumhurbaşkanına gereğini söylemeden oradan çıktıysa ondan CHP'li olmaz.

Erdoğan CHP'nin iktidar yürüyüşünü, 82 milyonda oluşan bu algıyı değiştirmek için başka hamleler de yapacak. Bu bir fragman. Ama CHP bunlara pabuç bırakmayacak. Ben açık siyaset yapan, öyle bilinen bir insanım. CHP, parti içi demokrasiyi herşeye rağmen işleten bir parti. Çok sesli bir parti. Özgür bir partinin özgür bireyleri var. CHP'de çok çok iyi yetişmiş kadrolar var. Siyaset bana ne verecek değil, ben ülkeme, topluma ne vereceğim anlayışıyla çok iyi yetişmiş kadrolar var. Her türlü numara çekilebilir, burada CHP'nin bütün kadrolarının bir oyuna gelmeyeceğinin garantisini kamuoyuna vermeyi görev sayıyorum.

"RAHMİ TURAN OYUNU BOZMUŞTUR"

MUHARREM İNCE: Ben sayın Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanı adaylığı sırasında Edirne mitinginden sonra gelip Ankara'da görüştüm. Seçimden sonra telefonla görüştüm, onun haricinde görüşmem olmadı. Sayın Rahmi Turan ciddiye aldığım, saygı duyduğum yıllarını bu işe vermiş bir gazetecidir. Yazmışsa ciddiye alırım. Sabahtan beri toto oynanıyor. CHP'liler demedi ama CHP'li olmayanlar telaffuz etti. Sayın Rahmi Turan herkesi zan altında bırakmaktadır şu anda.

Kendisi yurtdışındaymış, telefonları da kapalı. Söylenen, yazılan doğruysa Rahmi Bey'e teşekkür etmemiz lazım. Çünkü Türkiye'de bir oyunu bozmuştur, açıklamıştır, deşifre etmiştir. Doğru olduğunu düşünelim, iki senaryo olduğunu düşünelim. Eğer bu doğruysa Cumhurbaşkanı ile ilgili ciddi bir sorun vardır. Sayın Cumhurbaşkanı herkesle görüşür ama bir başka siyasi partinin genel başkanı belirlemek için görüşme yapamaz. CHP'li kişiye 'sana nasıl yardımcı olabilirim, Türkiye'nin geleceği için sana nasıl yardımcı olabilirim' demiş yazılanlara bakılırsa. Nasıl yardımcı olacak? Para mı verecek? Yoksa müfettiş mi gönderecek? Çuvallarla para mı verecek? Libya mı, Mısır mı burası? Erdoğan yardım edecekse fakir fukaraya yardım etsin.

"SAYIN CUMHURBAŞKANI DA ZAN ALTINDA"

Diyor ki, 'benim engellerim var' diyor CHP'li. Halbuki şunu demesi lazım 'Senin haddine mi düştü beni desteklemek. Ben CHP'liyim sen AK Partilisin, işine bak, benim senin yardımına ihtiyacım yok. Bu yapılan hukuki, siyasi, vicdani, insani değildir' demesi lazım. Bir başka çağrım da CHP yönetimine. Bu ismi mutlaka bulup  disipline sevk etmelidir. Parti yönetimine herhangi bir arkadaşımız eleştiri getirdiğinde, kurultayda aday olmak istediğinde hemen karşısına 'sen Erdoğan'ın adamı mısın?' derler. CHP'de muhalefeti susturmuş olursunuz, bu doğru değil.

Senaryo yaratıldı, o zaman kimler kazançlı çıkacak. Sayın Rahmi Turan bunu açıklamalıdır. İkincisi CHP yönetimi bu kişiyi bulmalıdır. Üçüncüsü de Cumhurbaşkanı ile ilgili ciddi ithamlar var burada. Herkesi zan altına bırakmaya hakkı yoktur. Biz CHP'ye Recep Tayyip Erdoğan'a uygun bir genel başkan seçecek halimiz yok. CHP delegeleri genel başkanını seçerler. 

"ÖYLE BİR ŞEY VARSA CHP'Lİ DEĞİLDİR"

HALUK PEKŞEN (CHP 26. DÖNEM MİLLETVEKİLİ): Birincisi ben bir hukukçuyum. Siyasetçi olmazdan önce Türkiye'de hukukçu kimliğiyle kabul görmüş insanım. Cümlelerimi titizlikle seçmeye gayret göstereceğim. İkincisi parti yöneticisiyim, üçüncüsü Rahmi Turan'la dostluğu olan bir insanım. Gerçekte böyle bir şey olduğunu ben düşünmüyorum.

Saraya CHP'linin gittiği görüşüne katılmıyorum. Rahmi Turan yazmışsa bu önemsenmeli. Nasıl Didem Arslan söylüyorsa önemseneceği gibi Rahmi Turan da önemsenmeli. Öyle bir şey varsa bu CHP'li değildir. Bu şahsın bırakın siyaset hayatını, toplum içinde kabul görmesi de mümkün değildir. Bu itibarla hukukun temel kuralını işletelim. İddia sahibi iddiasını belgeleriyle, kanıtlarıyla ortaya koyması lazım. Benim Rahmi abiden talep edeceğim şey budur.

CHP'nin ortasına pimi çekilmiş bomba bırakmak gibi bir amacının olduğunu zannetmiyorum. Bu yazının iki sonucu var. Bir CHP'de olası kurultay sürecine ilişkin çok ciddi tartışmayı gündeme taşıması gibi. Gerçekten kabullenmesi çok zor bir sonuç doğurdu.

Bu aynı zamanda AK Parti'nin genel başkanı ve Cumhurbaşkanıyla ilgili bir ithamı ortaya koydu. Rahmi Abi çıkıp bu kişinin kim olduğunu yazmalı. Bu kişi hakkında bir görüş ortaya koyamıyorsa o zaman kaynağını yazmalı.

CHP'de benim siyaset yaptığım bunca bedel ödemiş olan insanlardan hiç kimsenin saraya gidip de genel merkezin bilgisi olmadan bir görüşme yaptığına ihtimal vermiyorum. Rahmi abinin bunu uzatmaması ve bu konuda kamuoyunu tatmin edecek açıklama yapması onun 50 yıllık gazeteci saygınlığıyla örtüşecek bir durumdur.