Haftalık köşe yazılarıyla Gazete Damga'da yazacak olan gazeteci ve CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş ilk yazısında siyasetin gündemindeki dokunulmazlık fezlekelerine değindi.

Barış Yarkadaş "CHP ve İYİ Parti bu kez aynı tuzağa düşmemeli, AKP ve MHP’nin ne diyeceğine bakmadan, bu tür bir psikolojik baskıyı dikkate almadan, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilkesel olarak “HAYIR” demelidir" ifadelerini kullandı.

Barış Yarkadaş'ın yazısının tamamı şöyle:

AKP ve MHP oylarının eridiğini gördükçe, rakipleri olan Millet İttifakı’nı dağıtmak ve ittifakı oluşturan partiler arasında ayrışma yaratacak formüller arıyor. Zira; Millet İttifakı’nı oluşturan partiler arasında yaşanacak bir kırılma, AKP ve MHP’nin iktidarını sağlamlaştıracaktır.

AKP ve MHP bu kırılmayı yaratacağını düşündükleri en önemli adımlardan birini, 16 şehit verdiğimiz Gara operasyonu sonrası atmaya çalıştı. İktidar, hem Gara’daki başarısızlığın üstünü örtmek, hem de HDP’yi siyaset yapamaz hale getirmek için Millet İttifakı’nı arkalarında hizalandırmak istedi. Hedef; Gara üzerinden HDP’ye yönelik bir carı avı başlatmaktı. Eğer bu yapılabilmiş olsaydı, hem CHP ile İYİ Parti arasında bir ayrışma yaratılacak, hem de Millet İttifakı’na yerel seçimde destek veren HDP tabanı bu ittifaktan uzaklaştırılacaktı.

AKŞENER VE KILIÇDAROĞLU SAĞLAM DURDU

Haklarını yemeyelim; KRT TV’deki Şimdiki Zaman programında da söyledim: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu tuzağı erken fark etti. Her iki lider ortak bir tavır alarak, hem operasyonun siyasi sorumluluğunda başarısız olan iktidarı teşhir etti, hem de hesap sordu. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in ezberini bozduğu AKP ve MHP ne yapacağını ve ne söyleyeceğini bilemez hale geldi.

Ancak iktidar hem Millet İttifakı’nı bozacak hem de HDP’yi tasfiye edecek planlarından vazgeçmiş değil… Yeni plan iki hafta önce devreye sokuldu: HDP’li milletvekillerini terör örgütü PKK ile ilişkilendirerek dokunulmazlıklarını kaldırmak. Bu plan çerçevesinde, İYİ Parti ve CHP’yi de “dokunulmazlıkların kaldırılması için oy vermeye zorlamak..”

TEK ÇARE ‘MİLLİYETÇİ DALGA’

Belli ki; ekonomik sorunlar karşısında ezilen, yoksulluğa çare bulamayan, gençlere umut veremeyen iktidar, tek çare olarak, HDP üzerinden yaratacağı ‘’milliyetçi dalga”ya ihtiyaç duyuyor. İYİ Parti ve CHP bu plan çerçevesinde, HDP’ye yönelik linç operasyonunun bir parçası olmaya zorlanıyor.

AKP ve MHP bu bilindik oyunu, 2016 yılında da oynamıştı. Yeni HDP’li vekillerin dosyaları üzerinden bir dokunulmazlık tartışması açılmış, CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Dokunulmazlıkların geçici 20. Madde üzerinden kaldırılması anayasaya aykırı ama evet oyu vereceğiz” demişti. Ve ne yazık ki; CHP’li bir grup arkadaşımızın verdiği oylarla, TBMM’nin gerçek anlamda tasfiyesi gerçekleşmişti.

TAVIR NET OLMALIDIR

CHP ve İYİ Parti bu kez aynı tuzağa düşmemeli, AKP ve MHP’nin ne diyeceğine bakmadan, bu tür bir psikolojik baskıyı dikkate almadan, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilkesel olarak “HAYIR” demelidir. Zira; AKP ve MHP, HDP’yi tasfiye etmeyi planlarken, aradan CHP ve İYİ Parti’yi de çıkarmak istiyor.

CHP ve İYİ Parti, son yerel seçimlerde HDP tabanının kendilerine verdiği hayati desteği de unutmadan sağlam politik bir hat çizmelidir. Bu konu kuşkusuz önümüzdeki ayların en yakıcı sorunu olarak önümüzde duruyor. Daha çok yazıp konuşacağız.

Bu ilk yazıyı, ilkesel bir hatırlatma ile bitirelim:

Dokunulmazlık, milletvekiline tanınmış, “kişisel bir imtiyaz” değildir. Ve bu yüzden de AKP ile MHP’nin günlük siyasi ihtiyaçlarına göre kaldırılamaz. Dokunulmazlığın siyasi literatürdeki karşılıklarından biri de “tutuklanmama hürriyeti”dir. Bu hak, vekillerin hiçbir baskı altında kalmadan, halkın sesini özgürce duyurmaları için verilmiştir. CHP ve İYİ Parti, bu hürriyeti AKP ve MHP baskısı yüzünden çarçur etmemelidir.