İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:

 

 

Aziz milletim, değerli milletvekilleri, kıymetli basın mensupları;

Grup toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

“Bütün cihan bilmelidir ki,

Artık, bu devletin ve bu milletin başında, hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur.

Yalnız bir kuvvet vardır, o da millî egemenliktir.

Yalnız bir makam vardır, o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

Büyük Atatürk, bundan 101 yıl önce,

Aziz milletimizin iradesinin tecelligahı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunu,

işte bu sözlerle ilan ediyordu.

Bayramın adına, milli egemenliğin yanına “Çocuğun” eklenmesini ise, şöyle anlatıyordu;

“23 Nisan’ı, çocuklara hürmet edilmesini temin,

ve onların zaafından yararlanarak, çok defa yapıldığı gibi,

onlara eziyet edilmesini, önlemek için meydana getirdim.

Bu tedbirim, milletin geleceğine karşı gösterilen bir saygı olarak görülmelidir.”

VİZYONSUZLUĞA BAKAR MISIN?

101 yıl öncesinden gelen öngörüye bakar mısınız?

Vizyondaki büyüklüğe bakar mısınız?

Devlet insanlığına bakar mısınız?

Cumhuriyet’i kuranlar, bundan 101 yıl önce, bu iki kötülüğün altını çizerek,

ortaya, millet iradesiyle, evlatlarımızı bir araya getiren, böyle bir vizyon koyarken,

101 yıl sonra bugün ise, maalesef, millet iradesini hiçe sayan bir iktidarla,

ve çocuklarımıza yapılan her tür kötü muameleye sessiz kalabilen, çirkin bir anlayışla yüz yüzeyiz.

Ne kadar yazık değil mi?

Nereden nereye?…

O büyük vizyonu, o kutlu ülküyü,

2 gün sonra, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlayacağımız bu günlerde,

mumla arıyoruz.

Ama umutsuzluğa mahal yok.

O büyük vizyonun, o kutlu ülkünün bayraktarları olan bizler hala buradayız.

Bizlere, bu yüce meclisi ve Cumhuriyeti armağan eden kahramanlarımızın,

ruhları şad, mekanları cennet olsun.

Allah, bizi onlara karşı mahcup etmesin.

Rabbim bize, milletçe hak ettiğimiz, zengin, mutlu ve huzurlu Türkiye’de,

nice 23 Nisan’ları, coşku ve gururla kutlamayı nasip etsin.

MEŞHUR CAHİL İNADIYLA...

Aziz Milletim;

Sayın Erdoğan ve ekibinin, millet menfaatine söylenmiş, hiçbir söze kulak asmamak gibi,

garip ve zararlı bir huyu var.

Milletimizi ilgilendiren her konuda olduğu gibi,

salgın konusunda da, ilk günden beri tüm uyarılarımızı yaptık.

Bilim insanlarıyla, alan uzmanlarıyla çalışıp önerilerde bulunduk, kaynakları gösterdik.

İstedik ki, milletimiz iktidarın beceriksiz ellerinde, bari bu konuda hırpalanmasın.

Ancak maalesef, bilim ne derse desin, tıp ne derse desin,

Sayın Erdoğan, o meşhur cahil inadıyla, bildiğini okumaya devam etti.

Vatandaşlarımıza “maske” dedi, “mesafe” dedi,

kendisi, lebalep kongreler düzenleyip, Kovid Elçiliği’ne soyundu.

Bilim “15 gün tam kapanma” dedi, kendisi duymazdan geldi.

Salgın büyüdü, bilim “28 gün kapanma şart” dedi, kendisi oralı bile olmadı.

En son geçen hafta, yine uzmanlara ve bilime direndi, ve sonuç ortada.

Salgın yavaşlamadı, tam gaz devam ediyor.

BÜYÜK İLLÜZYONİST ERDOĞAN

Dava arkadaşlarım;

Büyük illüzyonist Sayın Erdoğan’ın becerikli ellerinde,

memleket adeta bir kayıplar ülkesi oldu.

Sipariş edildiği söylenen aşılar kayıp.

Gri pasaportla yurtdışına gönderilen, belediye görevlileri kayıp.

Ege’de adalar, Mısır’da Rabia kayıp.

Uçan ekonomi masalları anlatılırken, 128 Milyar dolarlık rezerv kayıp.

Kayıpların peşine düşenler için adalet kayıp.

Milletin derdine düşenler için demokrasi kayıp.

Milletimiz için hak kayıp, hukuk kayıp, huzur kayıp.

Kadınlarımızın mutluluğu, gençlerimizin umudu kayıp.

Ahlak kayıp, vicdan kayıp, ciddiyet kayıp.

128 MİLYAR DOLAR TARTIŞMASI

E tabi haliyle, 128 milyarı kaybeden, Powerpoint sunumlarının efendisi Damat Bakan da kayıp.

Ülkemizde sürekli birileri ve bir şeyler kayboluyor,

Bir zamanlar var olanlar, birer birer kayboluyor.

Bazı unutulmaması gereken şeyler,

iktidarın yapay gündemleriyle, kaybolup gidiyor.

Ve bu sırada olan da milletimize oluyor…

Buna izin vermeyeceğiz.

Milletimizin dertlerinin, yapay gündemlere kurban edilmesine, izin vermeyeceğiz.

Ak Parti iktidarının, ülkemize kaybettirdiklerini unutmayacağız, unutturmayacağız.

Değerli milletvekili arkadaşlarım;

Hangi partiye oy vermiş olursa olsun, milletimiz, “128 milyar doların” akıbetini soruyor.

O nedenle, biz de, 9 Ocak’tan beri, her fırsatta, her mecrada, aynı soruları soruyoruz.

“Millet bunca zorlukla mücadele ederken, siz 128 milyar doları ne yaptınız?” diyoruz.

“Neden sattınız?” diyoruz.

“Ne kadara sattınız?” diyoruz.

“Kime sattınız?” diyoruz.

Peki cevap geliyor mu?

Allah var, geliyor…

Sayın Erdoğan’ın, ekonomi gurusu danışmanlarından biri çıkıyor;

“Öyle bir para hiç olmadı.” diyor.

Bir diğeri çıkıyor, “pandemide şu kadar şuna, bu kadar buna dağıttık.” diyor.

Bir başkası çıkıyor, “milletin cebinde.” diyor.

Merkez Bankası Başkanı çıkıyor, tam da bu ucube sisteme layık bir yöntemle,

128 milyar doların bozdurulduğunu itiraf ediyor.

128 AYRI MASAL ANLATIYORLAR

Bunun üzerine Hazine ve Maliye Bakanı çıkıyor, “Merkez Bankası milleti bilgilendirmeli.” diyor.

Dün de en son, küçük ortak çıkmış, “Daha ne arıyorsunuz? Para, Merkez Bankası’nda” diyor…

Ağaç nerede?

Balta kesti.

Balta nerede?

Suya düştü.

Su nerede?

İnek içti.

İnek nerede?

Dağa kaçtı.

Dağ nerede?

Yandı, bitti kül oldu…

128 milyar doları açıklayacağız diye, 128 ayrı masal anlatıyorlar. 

Allah korusun bugün başımıza bir şey gelse cep delik cepken delik.

Ben size 128 milyar doların ardındaki gizemi özetleyeyim.

Ekonominin İnek Şabanı ile badi Ekrem’i el ele verip döviz kurunu baskılamak için Hazine’deki dövizi sattı. Üstelik bu pandemi döneminde olmadı. Daha 2019 martındaki yerel seçimlerin öncesinde dövizin yükselişini durdurmak gibi siyasi bir amaçla satmaya başladılar. Bir puan Faiz artırmamak için sattılar da sattılar. Şimdi de çıkıp bilançoda eksilen bir şey yok diyorlar Kasadaki dolarları sattınız karşılığında Türk lirası veya Türk lirası cinsinden tahvil aldın. Bir yandan da kredi ve swaplarla borçlandığınız dövizleri ölü fiyatına sattınız bir de utanmadan bunu savunuyorsunuz. Böyle cahillik olabilir mi? Kendi dolarını satıp bunu swapla geri alıp kasana koyunca hiçbir şey değişmemiş mi oluyor? Swaplardan kaynaklanan yükümlülükleri bilanço içinde değil dışında gösterince bunun bir borç olduğu gerçeğini ortadan kaldırmış mı oluyorsunuz? Eğer gerçekten de kaybolan bir şey yoksa o 128 milyar doları yerine koyun da hep birlikte görelim.

Tüm bu yalan rüzgârın içinde iktidarın sorulmasını istemediği bir aşka soru var. Milletin Hazinesindeki dövizi ortalama 6.20 liradan satan bu iktidar bugün 8.1 lira olan döviz kuru dolayısıyla kimin veya kimlerin cebine 250 milyar lira koydu? Temel soru budur.

Sayın Erdoğan dün 2001 krizinde birkaç milyar dolar için dövizi sattınız ülkeyi soydunuz diye yeri göğü inletiyordun, bugün kaybolan 128 milyar doların hesabı sorulmayacak mı zannediyorsun? Millet soruyor millet sen de çıkıp cevap vereceksin, bu beceriksizliğin hesabını vereceksin. Yapma yok. İşi ona buna havale edip kenara çekilemezsin. Gece yarısı baskınlarıyla pankart indirip milletin ağzına tıkayamazsın. Ana muhalefet partisi genel başkanına fezleke düzenleyerek bu meseleyi kapatamazsın. Çünkü faiz sebep enflasyon sonuç deyip abuk sabuk bir teori uydurup milletin parasını çar çur eden sensin."

Bugün kaybolan 128 milyar doların hesabı sorulmayacak mı zannediyorsun. Çıkıp milletine bu beceriksizliğin hesabını vereceksin. İşi ona buna havale edip kenara çekilemezsin. Gece yarısı pankart indirtip milletin ağzını tıkayamazsın. Ana muhalefet partisi genel başkanına fezleke hatırlatarak bu işi kapatamazsın.

BU İKTİDAR ÖMRÜNÜ TAMAMLADI

Milletimiz fakirleşti, paramız pul oldu, işsizlik arttı, gençlerin umudu soldu. Şimdi kalkmış yine aynı hikayeyi anlatıyor. Diyor ki; 2021 yılı Türkiye için şahlanış yılı olacak... Milletime sormak istiyorum; 5 yıl öncesinden daha mı zenginiz?

Bu iktidar artık ömrünü tamamladı. Millete verecek bir şeyi, yazacak yeni bir hikayesi kalmadı. Yiğidi kuru soğana muhtaç etmiş bir iktidarın sefasına devam etmesi mümkün değildir. İktidar mensupları sarayda kendi kendilerine şahlanıyor olabilirler. Çocuğuna tablet alamayan babalar şahlanmıyor.

BUNLAR ARTIK SON ŞAHLANIŞLARINIZ

Sayın Erdoğan; eşin, dostun, yandaşın istedikleri kadar şahlansın. Bunlar artık son şahlanışlarınız. Sandık gelecek ve o karar göklerden tepenize inecek. Türkiye için asıl şahlanış sizin iktidardan gittiğiniz o anda başlayacak. Sizin gidişiniz patates-soğan sıralarına mahkum ettiğiniz milletimizin şahlanışı olacak.

İşte size partili cumhurbaşkanının son icraatı; canım istedi vergisi. Aziz milletim, Türkiye vergi şampiyonu bir ülke. Hele AKP iktidarında Cumhuriyet tarihinin kalanından daha fazla vergi toplandı. 1923'ten AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar toplanan vergi 1.9 trilyon lira. AKP'nin 18 yıllık iktidarında toplanan vergi ne kadar dersiniz; 3.1 trilyon lira. Satıp savdıkları fabrikalar, kamu kuruluşları da cabası, onlar bunun içinde yok.

Çok önemli bir projemiz var, adına "artagan" dedik.

Bu projemizle kayıt dışı ekonomiyle sözde değil özde mücadele edecek bir seferberlik başlatacağız. Ezcümle, Sayın Erdoğan'ın icat ettiği bu ucube sistemle vatandaşımızın sırtına bindirdiği yükü indireceğiz.