Muharrem Sarıkaya, Habertürk'teki "Akşener’in adaylığı…" başlıklı köşesinde şöyle yazdı:

Hang tarihte olursa olsun Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı belli…

İttifak bileşeni olarak MHP lideri Devlet Bahçeli hem partisinin Büyük Kurultayı’nda, hem de TBMM Grup toplantılarında birkaç kez net olarak adaylarının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu duyurdu.

Cumhur İttifakı’nın eli bu denli rahat olunca, rakibi Millet İttifakı’nı, “Adayınız kim?” diye bu alanda sıkıştırmaya başladı.

Millet İttifakı’nda aday sorunu olduğuna yönelik bir algının yaratılması için ciddi bir gayretin olduğu da açık.

Nitekim bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun adaylık iddiasından söz edilirken, karşısına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş çıkarıldı.

Propaganda yöntemlerinde, “kasıtlı muğlaklık” diye bilinen yöntemle, hedef kitlenin analiz etmeden, mantık ve uygunluğu gözetilmeden öne sürülen iddiaya inanması yönünde ciddi bir çaba gösterildi.

Belki bu yöndeki negatif propagandanın önünü kesme girişiminden olsa gerek, o güne kadar bu konuda daha çekingen bir tutum sergileyen, hedefinin Başbakanlık olduğunu söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ilk kez farklı bir söylem geliştirdi.

KILIÇDAROĞLU’NUN YAKLAŞIMI

Millet İttifakı olarak aday belirleme yöntemlerinin nasıl olacağı ve kendisinin adaylığı ile ilgili olarak özetle şöyle dedi:

“Bir kişinin sözünü dinlemeyeceğiz. Her aday ayrı mı çıkmak isteyecek, yoksa tek bir kişi mi çıkaracağız oturup konuşacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemde ittifak olarak hem fikiriz. Ortak görüş olursa cumhurbaşkanı adayı olurum…”

Son cümle yeni bir tartışmanın kapısını araladı.

AKŞENER’İN TUTUMU

Bu kez İYİ Parti lideri Meral Akşener üzerinden yeni bir Cumhurbaşkanlığı tartışmasının kapısı aralandı.

Her parti, liderini devlet yönetiminin başında görmek ister; bu kaçınılmaz bir gerçek.

Ancak Akşener bunu istiyor mu?

Olaylar ve Görüşler programımızda cumartesi akşamı Akşener’e bu soruyu net yönelttik.

Öncelikle bir durumun altını çizdi:

“Ben bir partinin lideriyim. Ama seçim de bu dönemde bir matematik işi. Eğer iyi hesap yapmazsak uçup gider…”

Yerel seçimde gösterdikleri çabayı ve sonucunda seçimi nasıl kazandıklarını anımsatıp devamını getirdi:

“En büyük sorun bugünkü yönetim biçimi, tek adam, partili cumhurbaşkanı meselesidir. Önceliğimiz bu sistemi değiştirmek olmalıdır. Bu değişikliği başarmanın önüne geçecek hiçbir tavrım olmayacak.”

Üsteledik, adaylığının parlamenter sistemin gerisindeki bir konu olup olmadığını sorduk, yanıtı değişmedi:

“Bu kadar net... Yani bu, ittifakın bu başarısı benim adaylığımın önündedir. Bu kadar net söylüyorum.”

HEDEF PARLAMENTER SİSTEM

Yayın sonrasında tekrar konuştum.

Şunu belirtebilirim; Akşener, ister güçlendirilmiş, ister rasyonelleştirilmiş, ister demokrasisi arttırılmış denilsin, parlamenter sisteme dönülmesi için kendisiyle ilgili her türlü fedakarlığa hazır...

Ayrıca parlamenter sisteme geçildiğinde, ittifak içinde olduğu partilerle rakip olmayı da iple çekiyor.

Dolayısıyla partili cumhurbaşkanlığını da beraberinde getirecek bu seçimde, anladığım kadarıyla aday olmayı düşünmüyor.

Kendisine bu görevi üstlenmesi konusunda talep gelmemesi durumunda…

Dolayısıyla aday konusunda şu aşamada Millet İttifakı içinde bir sorun görünmüyor…