Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, CNN Türk ekranında moderatörlüğünü Hande Fırat'ın yaptığı 'Gece Görüşü' programına konuk oldu. Hande Fırat, Hakan Çelik ve Hacer Boyacıoğlu'nun sorularını yanıtlayan Bakan Elvan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tarihin en büyük krizlerinin birinin devam ettiğini belirten Bakan Elvan, "Nisan- mayıs gibi bu problemden kurtulacağız, yaklaşımı söz konusuydu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bunun kolay geçmeyeceğini ifade eden açıklamalar yaptı. Bunun akabinde ülke yöneticileri, DSÖ'nün bu açıklamasını eleştirdi, daha kısa sürede bunun sonuçlanabileceğini düşündü. Ama baktığımızda özellikle 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren inanılmaz bir sorun ile karşı karşıya kaldığımızı hep birlikte gördük. Küresel büyümeye baktığımızda bir yüzde 3,3'lük bir daralma söz konusu. Gelişmiş ülkelere bakınca, bu oranın daha yüksek olduğunu görüyoruz. Yüzde 4,7'lik bir gerileme, ekonomide daralma söz konusu. Gelişmekte olan ülkeler 2,2 gibi daha küçük bir daralmayla karşı karşıya kaldı. Sadece büyüme açısından değil, dünya ticaretine baktığımızda, yüzde 8,5 oranında küçüldüğünü görüyoruz. Tedarik zincirlerinde inanılmaz problemlerin ortaya çıktığını görüyoruz ki bugüne kadar hiç tartışılmıyordu. Kovid öncesi dönemde biz, Brexit'i, ABD- Çin ticari savaşlarını tartışıyorduk. Kimsenin aklına bu tedarik zincirlerindeki kopukluk olacağı gündeme gelmemişti" ifadelerini kullandı.

'BORÇLANMADA 24 TRİLYON DOLAR ARTIŞ SÖZ KONUSU'

Salgın sürecinde, dünyada ciddi bir parasal genişlemeye gidildiğini söyleyen Elvan, dünyada 10 trilyon dolarlık bir parasal genişlemenin söz konusu olduğunu bildirdi. Elvan, "Borçlanma tarafına bakınca oldukça dramatik bir tablo ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Devlet borçlarının 14 trilyon dolar civarında bir artış sağladığını görüyoruz. Özel kesimin borçlarını dahil edince 24 trilyon dolarlık borçlanmada bir artış söz konusu" dedi.

'KÜRESEL ÖLÇEKTE YÜZDE 6'LIK BÜYÜME BEKLENİYOR'

Elvan, tasarruf oranlarında da küresel ölçekte ciddi artışlar olduğunu ifade etti. 5,5 trilyon dolarlık bir ilave tasarruf sağlandığını kaydeden Elvan, "İnsanlar seyahat edemiyorsa, tatile gidemiyorsa, yeterli düzeyde alışveriş yapamıyorsa neticede bu insanlar bunları tasarruf etti ve önümüzdeki süreçte belki bambaşka bir tablo ile karşı karşıya kalacağız. 2021 ile nasıl bir ekonomik tablo ile karşı karşıya kaldık? Ciddi bir ekonomik aktivitede daralma söz konusu oldu. 2021'den itibaren açıkçası güçlü bir büyüme bekleniyor. Küresel ölçekte yüzde 6'lık bir büyüme bekleniyor. ABD'de yüzde 6,4 gibi, AB'de 4,4 gibi bir büyüme performansı bekleniyor. Ekonomik aktivite oldukça canlı. Şu an için özellikle sanayii sektörü başta olmak üzere ekonomik aktivitelerin canlı olduğunu söyleyebilirim. Şu anda hem üretim hem ticaret itibariyle kriz öncesi dönemden küresel ölçekte çok daha iyi konumda olduğumuzu söylemek istiyorum" diye konuştu.

'İSTEDİĞİMİZ HER ŞEYİ ÜRETEBİLİYORUZ'

Bakan Elvan, salgın sürecinde tedarikte ciddi kopuşların olduğunu söyledi. Türkiye'nin de talep ve arz konusunda ciddi şokla karşılaştığını ifade eden Elvan, "Stratejik konumu ve nitelikli insan alt yapısı, dinamik nüfusu itibariyle, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması'nın olmasıyla bunlara bütün baktığımız zaman Türkiye büyük bir avantaj sunuyor. Türkiye ürün çeşitliliği itibariyle gelişmekte olan ülkeler arasında en önde yer alan ülkelerden birisi. Biz istediğimiz her şeyi üretebiliyoruz. Türkiye, inanılmaz bir ürün çeşitliliği itibarıyla büyük bir kapasiteye sahip" dedi.

'2,5 MİLYON VATANDAŞIMIZ İŞSİZ KALDI'

Salgın süresince sağlanan ekonomik desteklere ilişkin konuşan Bakan Elvan, şunları söyledi:

"Kovid sürecini Türkiye nasıl yaşadı? Buna genel olarak baktığımız zaman, özellikle sağlık açısından Türkiye çok başarılı bir sınav verdi. Bu sınavda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği avantajlar ciddi ölçüde kullanıldı. Çok hızlı şekilde Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkartılarak, sorunun çözülmesi adına ciddi adımlar atıldı. Küresel ölçekte ABD'si, Almanya'sı, İtalya'sı, İngiltere'si sağlık sektöründe çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalırken, Kovid hastalarını hastaneye bile alamazken, Türkiye bu alanda en ufak bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmadı. Çok başarılı bir sınav verildi. Hastanelerimizde en ufak bir problem yaşamadan atlattık. Sorun yaşayan vatandaşlarımız oldu, tüm dünyada olduğu gibi ama sağlık alanında bu süreci çok iyi değerlendirdik. Mart ayında Kovid problemi ile karşı karşıya kaldık. Burada bizim için en öncelikli alanlardan biri işgücü piyasasının ayakta kalması. Eğer bu piyasa ayakta kalmazsa, fabrikalar çalışmazsa, mevcut tesisleriniz durursa bunları, bir daha bunları aktive etmeniz oldukça zor. Şubat ve nisan döneminde 2,5 milyon vatandaşımız işsiz kaldı. Geçen yıldan bahsediyorum. 2020 Şubat ve Nisan ayı arasında 2,5 milyon vatandaşımız işsiz kaldı. İşsiz sayısında daha da artma eğilimi de söz konusuydu. Buna yönelik çok ciddi tedbirler aldık. Kısa Çalışma Ödeneği mekanizması devreye sokuldu. Kredi genişlemesi sağlandı. Firmaların ayakta kalmasını sağlayacak düzenlemeler yapıldı. Çok değişik programlar devreye konuldu. Biz nispeten 2020 yılında bir takım zayiatlar verdik ama diğer birçok ülkeye göre daha rahat atlattığımızı söyleyebilirim. Kovid öncesi istihdam edilen işçi sayısından daha fazla istihdamın sağlandığını şu anda görüyoruz. Bunu bir anlamada bertaraf etmiş durumdayız. 2020 yılında 1,3 milyon, 2019 yılına göre bir istihdam kaybımız oldu. Ama 2021 Mart'ına baktığımız zaman Mart 2020'ye göre istihdamda daha iyi konumda olduğumuzu ifade etmek istiyorum."

'VİRÜSLE MÜCADELEDE 133,7 MİLYAR LİRA HARCADIK'

Yapılan harcama miktarlarına değinen Elvan, "Merkezi yönetim bütçemizden 2020- 2021 dönemi 78,6 milyar lira, yapmış olduğumuz fiili harcama. İşsizlik Sigortası Fonu ve Sosyal Yardımlaşmayı Teşvik Fonu'ndan yapılan ödemeleri de dahil ettiğimizde yapmış olduğumuz harcama miktarı 133,7 milyar lira. Şu an programa koyduğumuz destekler var. Kısa Çalışma Ödeneği var. Lokantalara, kafe, restoranlara uyguladığımız destek mekanizmaları var. Ücretsiz izin desteğimiz var. Sosyal yardımlaşmalardan başlatmış olduğumuz destekler var. Esnafa yönelik destekler var. Haziran sonuna kadar yapılacak destekleri dahil ettiğimiz zaman bu rakam 2020- 2021 yılı için 175,7 milyar liraya tekabül ediyor. Yaklaşık bu kadar bir harcama yapmış olacağız. Bunun dışında ertelemeler var. Çok değişik kredi programları başlatıldı. Buralardan sağlanan destekler var. Bunları dikkate aldığımızda 315 liralık bir kredi verildiğini görüyoruz. Ertelemeler ne kadar? Tarım Kredi Kooperatifleri'nin, esnaf kredi ertelemeleri, vergi ve SGK ertelemeleri var. Bunların toplam tutarı şu an için 206 milyar lira. 2021 sonu itibariyle 219 milyar lira olacak" açıklamasında bulundu.

Bakan Lütfi Elvan, 2020 yılının büyüme rakamlarına bakıldığında G20 ülkeleri arasında büyümeyi pozitif kapatan iki ülkenin Türkiye ve Çin olduğunu söyledi. 2020'nin ilk çeyreğinde yüzde 4,5 oranında bir büyüme gerçekleştirildiğine değinen Elvan, "Kovid ile birlikte ikinci çeyrekte yüzde 10'un üzerinde bir küçülme söz konusu oldu. 2,5 milyon civarında işsiz kalan vatandaşımız söz konusu idi. Bir kredi genişlemesi söz konusu oldu. Bu genişleme ile güçlü bir iç talep ortaya çıktı, bu taleple birlikte de enflasyon görünümü olumsuz etkilendi. İç talebin artması, ithalatımızı ve cari açığımızı yukarı çekti. Bu yapılmasaydı çok farklı bir tablo ile karşı karşıya kalabilirdik. 2018 büyümesine baktığımızda iç talep ile büyüdüğümüzü görüyoruz, yüzde 7,2'lik. Dış ticarete baktığımızda, yüzde eksi 5,5 büyümeye tekabül ediyor. Talep çekişli bir büyüme söz konusu oldu. 2020 yılında yüzde 1,8'lik büyüme gerçekleştirdik. Olağanüstü bir tablo ile karşı karşıyasınız. Bu tabloda sizin birtakım önlemler almanız gerekiyor. İç talepteki canlanma sonrası, 30 Ağustos'ta makro ihtiyati tedbirler alındı. Tüketici kredilerdeki 60 aya olan vade eylül ayı itibariyle 36 aya çekildi. Arkasından kasım ayı itibariyle özellikle bu güçlü talebin biraz daha ılımlı gitmesi talebiyle bazı tedbirler aldık" diye konuştu.

'YÜZDE 5'İN ÜZERİNDE BÜYÜME BEKLİYORUZ'

Salgının etkilerinin azalmasının ardından ekonomideki toparlanma sürecine ilişkin konuşan Elvan, "ABD çok hızlı toparlanıyor, Çin aynı şekilde. Euro bölgesi ilk çeyrekte biraz ağır yaşadı. Aşılama hızına baktığımız zaman AB ülkelerinde de olumlu gidişatın olduğunu görüyoruz. Bu bize ihracat performansımızdan daha da olumlu yansıyacak. 2021 yılında büyümenin yarıya yakınını dış ticaret tarafından alacağız. İlk çeyrek için şöyle düşünüyorum; yüzde 5- 6 bandında olabilir. İkinci çeyrekte baz etkisi ile birlikte çift haneli bir büyüme göreceğiz. Yılın geneline bakınca ben 5'in üzerinde bir büyüme gerçekleşeceğini düşünüyorum. Türkiye açısından küresel büyüme bizim büyümemize olumlu etki edecek" ifadesini kullandı.

'DENGENİN OLUŞTURULMASI GEREKİYOR'

Bakan Elvan, artan enflasyon rakamlarıyla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:

"Tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Enflasyon, orta vadede arz talep sorunu. Eğer talebinizi karşılayacak, arz talep arasında bir dengesizlik söz konusu ise talebiniz fazla ise ne yapmanız gerekiyor? Ya arzı artıracaksınız ya da talebinizi kısacaksınız. Enflasyonla ilgili yapısal sorunlarımız var. Atalet konusu var, gıda sektöründe yaşanan sıkıntılarımız var. Yine fiyat istikrar komitesi kuruyoruz, yapısal sorunlara yönelik olarak. Geçtiğimiz haftalarda bir büyükelçi beni ziyaret etti. Fiyat istikrar komitesi deyince dedi ki bana; 'Siz bu komiteyle fiyatları mı kontrol etmek istiyorsunuz?' Dedim; 'Hayır, Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi hakim.' Merkez Bankası'nın temel görevi, fiyat istikrarını sağlamak ama bazı alanlar vardır ki bunu para politikasıyla çözemezsiniz. Şu anda arzda yaşanan problemler var. Buna karşı ne tür önlemler alacaksınız, bunu Merkez Bankası yapamaz. Bunu hükümet yapacak. Bunu kendisine anlatınca rahatladı, 'ben farklı anlamıştım' dedi. Bu yapısal sorunların çözümü noktasında da Ekonomi Reform Programımızda kapsamlı tedbirlerimiz var. Bunları teker teker uygulamaya başlayacağız. Emtia fiyatlarında ciddi bir artış oldu. Metal fiyatları yüzde 66 arttı, gıda fiyatları yüzde 30'a yakın arttı. Petrol fiyatlarında yüzde 94- 95'lik bir artış söz konusu. 2020 yılında nispeten daha düşük bir petrol fiyatı söz konusuydu. Güçlü bir iç talep söz konusuydu. Nispeten şu anda bu talep, iç talepteki hız azalmış durumda. Diğer taraftan birikimli döviz kuru etkisi var. Bunları bir bütün olarak aldığımız zaman enflasyon problemi ile karşı karşıyayız. Bizim temel problemimiz büyümenin finansmanında. Sizin iç tasarrufunuz yatırım talebini karşılamıyorsa bunu dış tasarruflardan sağlayacaksınız. Nedir bu aslında, tasarruf yatırım açığı, bunun anlamı nedir, cari açık. Kalkınmanın öncelikleriyle büyümenin finansmanı arasında mutlaka bir dengenin oluşturulması gerekiyor. Bunu biz sağlamakla yükümlüyüz."

Ekonomi Reform Programı'nda yer alan tedbirlere değinen Elvan, sağlık ve yazılım, donanım alanlarındaki ihracat gelirinin koordine edilmesi için Savunma Sanayii Başkanlığı'nda bulunan modelin bu alanlara da entegre edileceğini söyledi. Sağlık ve yazılım, donanımın önceliklendirileceğine işaret eden Bakan Elvan, "Sağlık endüstrilerinde ithalatımız oldukça yüksek, biz bu alanı önceliklendiriyoruz. Bizatihi bu işin başında Sayın Cumhurbaşkanımız olacak. Yine yazılım ve donanım endüstrilerinde kuracağımız yapının başında Cumhurbaşkanımız olacak. Bu alanlarda ciddi ithalatımız var. Savunma Sanayii'nde oluşturduğumuz ekosistemi, sağlık endüstrilerinde oluşturacağız ve yazılım ve donanım alanında da aynı ekosistemi oluşturacağız. Şu anda çalışıyoruz, Sağlık Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ekonomi reform programındaki tedbirlerimizin yüzde 78'ini bu yıl itibariyle bitireceğiz" değerlendirmesini yaptı.

'TÜİK, YIPRATILMAYA ÇALIŞILIYOR'

Enflasyon rakamları üzerindeki polemiklere yanıt veren Elvan, "TÜİK, mesleki açıdan bağımsız ve hiçbir şekilde teknik konularda talimatlandırılamaz. Bugüne kadar ben de hem Kalkınma Bakanlığım döneminde, o zaman da bana bağlıydı. Hem de bugün enflasyonu siz sabah 10.00'da öğreniyorsanız, ben de 10.00'da öğreniyorum, 10.00'a 5 kala öğrenmiyorum. 130 yıllık bir kurum TÜİK. Maalesef bu kurum yıpratılmaya çalışılıyor" dedi.

Bakan Lütfi Elvan, '128 milyar dolar nerede?' söylemiyle başlayan polemiğin, önce basit bir soru ile başladığı, ardından da farklı alanlara çekildiğini söyledi. Muhalefetin sorularının yanıtlandığı halde, aynı soruların tekrar tekrar gündeme getiriliğini aktaran Elvan, "İlk aşamada 'bu para buharlaştı' dediler, 'birilerine peşkeş çekildi' dediler. Merkez Bankası Başkanımız, bir açıklama yaptı, ben bir açıklama yaptım, Cumhurbaşkanımız bununla ilgili açıklama yaptı. Bu arada Ana Muhalefet Partisi'nden ekonomiyle ilgilenen bir vekilimiz bunun kaybolmadığını ifade etti. Bundan sonraki süreçte şu başladı. Bu böyle ama 'bu protokol hukuki değil' denildi. Halbuki Hazine Müsteşarlığı mülga haline geldikten sonra Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Hazine Müsteşarlığı'nın bu yetkisi tamamıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı'na aktarıldı. Bunun üzerine yaptığımız açıklamada, 'bu tamamen yasaldır' dedik. Ancak biz 'yasaldır' dememize rağmen karşı taraftan 'bu yasaldır' şeklinde bir ifade kullanılmadı, yine 'hukuksuzdur' ifadesi kullanıldı. Hukuki dayanağını okumak istiyorum. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde şu deniyor; 'Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Türk parasının dolaşımını ve istikrarına yönelik politikaları, Merkez Bankası'yla birlikte oluşturmak ve uygulamak.' Yani, 'Türk parasının dolaşımı ve istikrarıyla ilgili olarak Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile birlikte bunları oluşturmak ve uygulamakla görevli' diyor" diye konuştu.

'SİZİN BİREY OLARAK DÖVİZ ALDIĞINIZIN AÇIKLANMASI TİCARİ SIRLA BAĞDAŞIR MI?'

Merkez Bankası Kanunu'ndan da konunun hukuki dayanağını açıklayan Elvan, şöyle konuştu:

"Yani bu protokol yasaldır. Ana Muhalefet Lideri'nin açıklaması doğru değildir. Bunu özellikle vurgulamak istedim. Burada yasaya aykırı herhangi bir durum söz konusu değildir. Üçüncü aşamada ne geldi? 'Bunu kime sattınız?' dediler. Merkez Bankası, eşleştirme platformlarında, yerli ve yabancı bankalara açık olan bir platform, bu döviz değişim işlemlerini gerçekleştiriyor. Bir taraftan şunu söylüyor muhalefet; 'Bu protokol hukuksuzdur.' Diğer taraftan 'Bizi hukuksuz bir işlem yapmaya zorluyor' diyor. 'Bunu kime sattınız?' Muhabir banka üzerinden kime satılmış bu, bankalara. Peki bankalar kime satmış, vatandaşlara, şirketlere. Bunlar bankaların elindeki veriler. Hande Hanım siz A bankasından o dönemde döviz aldınız. Sizin bir birey olarak döviz aldığınızın açıklanması ticari sırla bağdaşır mı? Bunu alanlar, firma almıştır, şahıslar almıştır, bankalardan alıyorlar. Bunu alanlar kimler? Yine yerli ve yabancı bankalar. Alan ve satan birbirlerini görmüyor. Alım işlemi gerçekleştikten sonra hangi bankanın ne kadar aldığını Merkez Bankası görebiliyor. Merkez Bankası'nın geçmişte, alınan- satılan dövizlerle ilgili açıklamaları var. Sadece Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası değil dünyadaki diğer merkez bankalarını da düşünün. Bir merkez bankası 'Ben şu bankaya şu kadar sattım' diyebilir mi? Böyle bir örnek var mı? Mümkün olmadığını kendileri de biliyorlar. Siyasi bir malzeme yaptılar, siz ne söylerseniz söyleyin karşıda bir kapı duvar. Onlar, söylediklerini tekrar ediyorlar. Siyaseten kullanalım düşüncesiyle hareket ediyorlar. Benim gördüğüm bu. Kendileri bilmiyorlar mı, hangi bankanın ne kadarlık miktar alındığının açıklanmayacağını? Şunu söyledim başka yerlere çekildi; 'Evet, bu Merkez Bankası'nın takdirindedir.' Bir grup diyor ki '128 milyar dolar.' Kimisi '130 milyar dolar', '150 milyar', '160 milyar dolar' diyen çok değişik kesimler var. Bu siyasi amaçla kullanılıyor. Ben orada ne kadarlık miktar satıldığını ifade ettim. Kişileri, Merkez Bankası'nın açıklaması mümkün değil. Bunu kalkıp da sanki Merkez Bankası, A bankasına şu kadar satmış, A bankası da Hakan Bey'e şu kadar vermiş, Hacer Hanım'a şu kadar vermiş, Hande Hanım'a şu kadar satmış. Böyle bir şey söylenebilir mi? Bunun verilemeyeceğini kendileri de bilir. Onlar tekrar etmeye devam ediyorlar."