Tekin, “yaklaşık 1,5 yıldır ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkileyen pandemi koşullarında milyonlarca vatandaş gelirinden mahrum kalmış, ticari hayat ciddi zarar görmüşken, vatandaşın ödemesi gereken emlak vergisi miktarını artırmak ne vicdanla ne de sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmıyor” dedi.


Emlak vergisi artışı hakkaniyete ve günümüz ekonomi koşullarına göre uygun olmamış ve ölçü kaçmıştır diyen Tekin, “Böylesi sarsıcı bir ortamda devletin vicdanlı davranması beklenir ama ülkemizde iğneden ipliğe her şeye zam yapmak bir gelenek haline gelmiş durumda. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın kayıtlarına göre yurttaşlar 414 çeşit vergi ödüyorlar. Yani vergi ödenmeyen hiçbir yaşam alanı bırakılmamış durumda ülkemizde.”

Gerçekleşen yeniden değerleme ve enflasyon oranlarını ve özellikle pandemi sürecini hiç dikkate almadan, tamamen gelir hedefi ile belirlenen fahiş değerlemelerin önüne geçmek iktidarın en temel görevi olduğunu ifade eden Tekin, “vatandaşın yüzde 50’den fazlasının kendi mülkü olan evlerde yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda, Emlak Vergisinin ödenmesinde vatandaşlarımıza destek olmak, vergi ödemelerini ertelemek sosyal devlet ilkesinin en önemli gereğidir. Emlak Vergisi'nin bazı maddelerinde yapılacak değişikliklerle tanınacak hak ve ödevlerle bu sorunun aşılması mümkündür.” Dedi.

Ülke olarak tarihimizin en kötü dönemini yaşadığımız bu süreçte, Takdir Komisyonları’nca tespit edilen yüksek değerlerdeki artışın hangi ölçüt veya kıstas esas alınarak belirlendiği anlamakta güçlük çekiyorum diyen Tekin” vatandaşımız için olumsuz koşullar artarak devam ederken, emlak vergisi için yapılacak artışın ‘yeniden değerleme oranın’ minimum ile sınırlı kalacak şekilde belirlenmesi konusunda CHP olarak üzerimize düşen görev ne ise yapılacaktır” değerlendirmesinde bulundu.