CHP'nin dijital dergisi Millet'in Gaziler Haftası için hazırlanan özel sayısı yayında. Kılıçdaroğlu özel sayı için yazı kaleme aldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kııçdaroğlu'nun  "Bu vatan size minnettar" başlıklı yazısı şöyle:

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziler Haftası kapsamında düzenlenen Gaziler Buluşması’nda yaptığı konuşmada şehit yakınları ve gazilerimizin sorunlarına yönelik CHP’nin çözüm önerilerini sıraladı.

Gazi olmak sıradan bir olay değildir.

Şehit olmak sıradan bir olay değildir. İnsanlar bir bedel ödüyorlar. Ödedikleri bedel vatanları için, bayrakları için... Onlar bedel öderken bizler evimizde rahat uyuyabiliyoruz, sokaklarda gezebiliyoruz, caddelerde gezebiliyoruz.

Gazilerimiz ve gazi yakınlarımız için siya-set kurumu üstüne düşen görevi yapma-mıştır önce bu gerçeğin altını bir çizme-miz lazım. Eğer bir kaplama diş için “iki sene sonra geleceksin biz kaplama dişini yaptıracağız” diye bir anlayış egemense, o zaman biz gazilerimize saygı duymuyo-ruz demektir.

ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLER ARASINDA FARKLILIKLAR GİDERİLMELİDİR

Gaziler diyoruz, Allah aşkına kaç tür ga-zimiz var? Kore gazimiz var, Kıbrıs ga-zimiz var, terör gazilerimiz var, 15 Tem-

muz gazilerimiz var. Her biri ayrı statüye tabi. Niçin her birisi ayrı statüye tabi? Gazi gazidir, şehitte şehittir. Aralarındaki farkların nedeni ne? Hepinizin huzurun-da önce TBMM Başkanı Sayın Şentop’a açık çağrıda bulunuyorum, sonra da bü-tün siyasi parti Genel Başkanlarına açık çağrıda bulunuyorum. Şehit yakınları ve gaziler arasında var olan farklılıkların tümünü giderme konusunda gelin or-tak bir çalışma yapalım. Siz kanun teklifi verin biz destekleyelim. Biz 126 milletve-kilimizle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kanun teklifi hazırladık, parlamento-ya sunduk ama görüşülmedi. Efendim “bunu muhalefet verdiği için biz gö-rüşmüyoruz” diyebilirler, ben bunu da anlayışla karşılarım bugünkü kısır yapı içinde. Ama siz verin biz destekleyelim. Önemli olan sorunu büyütmek değil, sorunu çözmektir. Bu çerçevede davra-nalım.

ANAYASA EMREDİYOR

Olay sadece bir söylemin ötesinde, söyle-diğim şeylerin yapılması için anayasal te-mel de var. Anayasa’nın 10. maddesi “Harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşit-lik ilkesine aykırı sayılmaz.” Gayet açık. Yani şehitler için, gaziler için bir ayrıcalık yapar-san bu eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz diyor. Çünkü bunların korunması lazım diyor.

Yine Anayasa’nın 61. maddesi “Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle malul ve gazileri korur ve toplumda ken-dilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.” Korur diyor, koruyabilir değil... “Korur” emredici hüküm, “koruyacaksın” diyor. Şehit yakınları ve gazileri koruyacaksın diyor. Ayrıca korumanın dışında onların hayat seviyelerine uygun bir yaşam tarzını sağlayacaksın diyor. Bu sağlanmıyor. O zaman anayasanın emredici hükmü ha-vada kalmış oluyor.


Bu konuda da yine bütün siyasi partilere, onların Sayın Genel Başkanlarına sesle-niyorum. Yıllardır bir acı olarak bu tablo önümüzde duruyor. Bunu giderelim. Ya ortak yapalım ya da siz yapın, iktidar par-tisi kendisi yapsın, Cumhur İttifakı olarak yapsınlar. Yapmıyor, biz bunu beceremi-yoruz diyorlarsa biz yapalım siz destek verin ve biz bu işi çözelim. Yazıktır günah-tır bu kadar haksızlık olmaz.

Gaziler günü konusunda arkadaşlarım söylediler, Gazi Mustafa Kemal’e gazilik unvanı verildiği tarih gaziler günü olarak, o hafta da gaziler haftası olarak kutlanıyor. Dolayısıyla bizler her yıl bunları kutluyoruz ama iş sadece sözde kalıyor. İşin özünü hayata geçiremiyoruz burada temel bir sorunumuz var.

NE YAPILMASI LAZIM

Şimdi neler yapılması lazım, madde mad-de sayacağım bunu lütfen hafızalarınızda tutun.

ŞEHIT YAKINLARI VE GAZILERI YÜKSEK KURULU OLUŞTURULMALI

Arkadaşlarım diyorlar ki, gaziyiz veya şehit yakınıyız. Milli Savunma Bakanlığı’na gidiyoruz, Emniyete, Sağlık Bakanlığı’na, Maliye Bakanlığı’na gidiyoruz, nereye baş-vuracağımızı bilmiyoruz. Yapılması gere-ken ilk iş, Şehit Yakınları ve Gazileri Yüksek Kurulu oluşturmak. Böyle bir yüksek kurul olması lazım. Yani şehit yakınları ve gaziler bürokraside bir makama başvursunlar sorunlar orada çözülsün. Gazileri veya şehit yakınlarını bakanlık bakanlık, genel müdürlük genel müdürlük dolaştırmanın bir mantığı yok.

FARKLILIKLAR GİDERİLMELİ

Kore, Kıbrıs, 15 Temmuz... Her bir olay-dan sonra bir gazilik unvanı alınmış ve o gazilik unvanı alanlar arasında büyük farklılıklar var. Bu farklılıkların kesinlikle giderilmesi lazım. Bununla ilgili bir yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor.

ŞEHİT YAKINLARINA VERİLEN MAAŞ EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞININ ALTINA DÜŞMEMELİ

Şehitlerimizin eşleri, yoksa anne ve baba-larına aylık bağlanıyor. Çok düşük rakam-lar... Bu aylıkların en az, en düşük net me-mur maaşının altına düşmemesi lazım.

Düştüğü takdirde o zaman biz görevimizi yapmıyoruz, bütçeden onların hak ettiği minimum kaynağı dahi sağlayamıyoruz. Bunun çözülmesi lazım.

DEVLET ŞEHİTLERİMİZİN ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKMAK ZORUNDA

Türkiye Cumhuriyeti devleti şehitlerimizin çocuklarına sahip çıkamıyor mu, onlara bir görev veremiyor mu? Burada da yaş sınırının 18 yaşını aştığı zaman kaç ço-cuğu varsa kamuda işe başlamalı. Eğer çocuğu okuyorsa ona burs imkanı sağlan-malı. Kaç çocuğu varsa burs imkanı sağ-lanmalı. Mezun olduğu zamanda işi hazır olmalı. Bu devlet olarak bizim görevimiz olmalı biz bunu yapmalıyız.

MİLLETVEKİLLERİNİN YARARLANDIĞI İMKANLARDAN ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLER DE YARARLANMALI

Efendim bir başkası; sağlık güvencesi. Protezden ve dişten behsedildi... 5 yıl sü-reyle bir arabayı alıyor 5 yıl süreyle onu ye-nileyemiyorsunuz kaza yaptınız veya şöyle böyle bir sıkıntı çıktı. Bunun giderilmesi lazım. Bunun ölçüsü ne olmalı? Milletve-killeri sağlık sisteminden hangi şartlarda yararlanıyorlarsa gaziler ve maluller ve şehit yakınları da aynı şartlarda sağlık hiz-metinden yararlanmalılar bu kadar basit. Bu milletvekilleri için de bir onur vesilesi olur. Bakın altını çiziyorum bu milletve-killeri için de bir onur vesilesi olur. Benim yararlandığım sağlık imkanlarından bu ülkenin şehitleri, şehit yakınları, gazileri ve onların yakınları da yararlanıyor algısı çıkar ve dolayısıyla parlamentoda görev yapan milletvekiliyle veya milletvekilliği yapmış şimdi görevini yapmayan eski milletvekil-leriyle şehit yakınları ve gaziler eşitlenmiş olur. Bunun yapılması lazım. Bu lütfen biz dillendiriyoruz, söylüyoruz, baskı kuruyo-ruz ama sizlerin de dillendirmesi lazım.

ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERİMİZ İÇİN TOPLANAN PARALAR ÖDENMELİ

Beşiktaş’taki terör saldırısında 39’u polis 47 vatandaşımız şehit oldu. 15 Temmuz darbe girişiminde de şehitlerimiz ve ga-zilerimiz var. Bunlar için toplanan paralar duruyor. Bunların kesinlikle derhal hak sahiplerine iade edilmesi lazım, verilmesi lazım. Milletin parasını kimse tutamaz. Millet ödedi gazilerimize, şehitlerimize, şehit yakınlarına ödenmesi için bu parayı bankada tutamazsınız. Parayı ödemek zorundasınız, bunu yapmak zorundasınız.

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’NE BAYRAĞIMIZI YENİDEN ÇEKECEĞİZ

Bir başka önemli konu, bu benim içim-de bir yaradır. Vatan ve bayrak sevgisini benim gazilerimize, şehit yakınlarımıza anlatmama gerek yok. Siz bunu yaşadınız zaten. Bunu yaşarken de bir bedel öde-diniz. İçimdeki derin yara şudur, bir vatan toprağını, bayrağımızın dalgalandığı bir vatan toprağını yani Süleyman Şah Tür-besini yani kendi topraklarımızdan bay-rağımızı indirip Süleyman Şah Türbesini kaçırmaktır. Bu benim içimde derin bir yaradır. Hiç yaşanmadı böyle bir tablo. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olay yaşanmadı. İnsanlar bedel ödedi, şehit oldu insanlar, gazi oldu insanlar ve siz tek mermi dahi atmadan bayrağınızı indiriyorsunuz Süleyman Şah Türbesini kaçırıyorsunuz kendi topraklarınızı terk ediyorsunuz. Bu kabul edilecek bir olay değildir. İnşallah göreceksiniz devir deği-şecek biz bayrağımızı yine oraya götüre-ceğiz kendi topraklarımıza, Süleyman Şah Türbesini yine oraya götüreceğiz, göndere bayrağımızı çekeceğiz ve askerimiz orada yine nöbetini tutacak. Biz bunu yapaca-ğız. Ha bunun bedeli ne olur? Bedeli ne olursa olsun bunu yapmak zorundayız. Bu iş lafla olmaz. Bunu yaptığınız zaman kimse sizin vatanseverliğinizi asla sorgula-yamaz. Ama bayrağı indirip vatan toprağı-nı terk ederseniz tek kurşun bile atmadan kimse kusura bakmasın biz onların vatan-severliğini sorgularız. Biz bu kadar açık, bu kadar net konuşuyoruz. Sizin sorunlarınızı biliyoruz bu sorunlar çözülecek hiç endişe etmeyin. Söylediğim tarzda çözülecek.

ENGELLİ ARABASINI BİZ GÖNDERECEĞİZ

Eğer engelli arabası kullanan bir kar-deşim herhangi bir nedenle arabasını değiştirmek isterse, Ankara’daysa Mansur Başkana derhal başvuracak. Biz bir hafta bile bekletmeyeceğiz alacağız arabasını yenileyeceğiz. Türkiye genelindeyse CHP   Şehit Aileleri ve Gaziler Koordinasyon Merkezi’ne başvuracaklar... Biz alacağız engelli arabasını kendisine göndereceğiz. Hiç kimse endişe etmesin. Birlik ve bera-berlik bizim için çok önemlidir, temel bir konudur. Birliğimizi ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Birliğimizi ve bera-berliğimizi korurken bunun temel taşını oluşturan şehitlerimiz ve gazilerimizdir. Onları saygıyla anmakta hepimizin boy-nunun borcudur.

Sevgili dostlarım, bir şeyi daha anlatmak isterim. Bu da içimde bir başka yaradır ama bu yara biraz yeni bir yaradır. Deniz-li’deydim akşam cep telefonundan bir video gösterdiler iki askerimizin diri diri yakıldığının videosunu. Bu montaj mıdır, şöyle midir, böyle midir diye araştırırken gerçek olduğu çıktı ortaya. Talimatı veren kişi tutuklandı, hapse atıldı. İyi ki bu ülke-de dürüst gazeteciler var. Bir gazeteci ar-kadaşımız bir makale yazdı, bir fıkra yazdı iki askerin yanmasıyla ilgili talimatı veren kişi Gaziantep’te kuşçuluk yapıyor diye, kuşçu dükkanı açmış diye. Önce tutukla-nıyor, hapse atılıyor, sonra serbest bırakılı-yor ve orada kuşçu dükkanı açıyor. Bir; kim bunu serbest bıraktı, hangi irade serbest bıraktı? Hangi siyasi irade buna müdahale etti ve nasıl oluyor da gazeteci yazdıktan sonra Gaziantep’te yakalanıp yeniden hapse atılıyor? Yeniden hapse atıyorsanız neden serbest bıraktınız? Kim serbest bıraktı, kimler serbest bıraktı? Böyle bir acı tablo gerçekten içimize taş gibi oturuyor. Bunun da sorgulanması lazım.

Bütün bu anlattıklarımın ötesinde çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Huzur içinde yaşamak isteriz. Elbette ki siyasi partiler olmalı, elbette ki siyasi partiler yarışmalı ama bu yarışma iyilik üzerine olmalı, daha güzelini biz gerçekleştirebiliriz bunun üzerine olmalı bu. Her evde huzur, her evde bereket olmalı. Şehitlerimiz, gazile-rimiz el üstünde tutulmalı. Onlara gerekli saygıyı toplumun her kesimi ama her kesimi vermeli. Ve onlarda bu memleket için ödedikleri bedelin ne kadar değerli olduğunun farkına varmalı. Biz bunu yapabiliriz ve bunu yapmak zorundayız ve bunu yapacağız.

Hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunu-yorum. Asla umutsuzluğa kapılmayın bu söylediklerimden çok daha fazlasını inşal-lah hayata geçireceğiz ve yapacağız. Emin olun, bir yere yazın broşürleri cebinizde ta-şıyın. O broşürde vaat edilenlerin nasıl te-ker teker hayata geçtiğini göreceksiniz biz bunu yapacağız. Bu ülkenin güzelliği için, bu ülkenin huzuru için yapacağız. Tekrar hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.