(DHA)-  MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, yazılı açıklamasında Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin yürürlüğe konması ve başbakanlığın kaldırılmasının Anayasa değişikliğiyle gerçekleştiğini hatırlattı. Yalçın, "16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen referandumda, halkın oylarıyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi, 9 Temmuz 2018 tarihinde uygulanmaya başlanmıştır. Yani, mevcut yönetim modelinin değiştirilmesi ve başbakanlığın geri getirilebilmesi için TBMM’de yeterli çoğunluğun bulunması veya en azından referanduma gidilerek halkın oyuna başvurulması gereklidir. Bu durum karşısında, yamalı bohça niteliğindeki muhalefetin öncelikle Meclis'te bir Anayasa değişikliğine gidebilmesi için, 400 milletvekilinin oyunu alması lazımdır. Anayasa değişikliğini halkın oylarıyla gerçekleştirmek üzere referanduma gitme kararı alınabilmesi için de 360 oy gereklidir. Görünen köy kılavuz istemez. CHP’nin de yancılarının da 2023’te alacakları oy belli, elde edecekleri milletvekili sayısı mahduttur. Çok parçalı, çok başlı muhalefetin TBMM’de bırakınız yeterli çoğunluğu sağlamayı, salt çoğunluğa bile ulaşması mümkün değildir. Dolayısıyla zillet ittifakının Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemini değiştirme ve başbakanlığı yeniden ihdas etme şansı kesinlikle yoktur" dedi.

'BU, HALKI ALDATMAKTIR'

Yalçın, muhalefetin parlamenter sisteme dönüş çalışmalarını hatırlatarak, "Zillet ittifakının sözcüleri ve destekçileri kamuoyunda mevcut yönetim modelini değiştirebilecekleri ve parlamenter sisteme dönebilecekleri algısı yaratmaya çalışıyor. Bu, siyaseti alenen yalan üzerine kurmak ve halkı aldatmaktır. Bu kez hafıza-i beşer nisyan etmeyecektir. Millet; parlamenter sistemin ürettiği siyasi kriz ve istikrarsızlıkları, koalisyon açmazlarını unutmamıştır. Millet, sözde siyasi cinayet duyumu paylaşıp FETÖ yöntemiyle kamuoyunu paniğe sevk etmeye çalışan sorumsuz bir zihniyetin ellerine iktidar sorumluluğunu bırakmayacaktır" diye konuştu.

'SAÇMA BİR İDDİA, ULAŞILAMAYACAK BİR HEDEFTİR'

Yalçın, başbakanlığa talip olan parti başkanlarının sayısında artış gözlendiğini vurgulayarak, "İP Müdiresi Meral Akşener’in, 'Ben başbakan olacağım' tarzındaki ısrarlı iddiasının bilimsel açıdan 'olmayana ergi' metoduyla ironik bir analizi yapılabilir. Bu bilimsel yöntemin amacı, bir saçmalığı kabulden yola çıkarak doğruyu bulmaktır. Gayet net sonuç veren bu metot; siyasette başbakanlık probleminin çözümüne tatbik edildiğinde, iddia sahibini hayal kırıklığına uğratacak bir netice ortaya çıkmaktadır. Başbakanlığın varlığını bir an fiilen kabul edelim. Bu görevi mevcut Anayasa’ya göre birine tevdi etmeyi mümkün kılacak hak ve yetkiye, olmayan bir görevi olmayan yetkilerle birine verecek makama ihtiyaç duyarız. Ancak ortada ne hukuken böyle bir yetki ne de makam sahibi bulunmaktadır. O halde 'olmayana ergi' metoduna göre, 'Ben başbakan olacağım' demek absürt, yani saçma bir iddiadır ve ulaşılamayacak bir hedeftir. Kısacası, İP Müdiresi’nin başbakan olma hayalleri ilmen suya düşmüş görünmektedir. Gerçek böyleyken İP Müdiresi Akşener, 15 Temmuz 2016 ihanet kalkışmasından kısa süre önce verdiği mesajı şu sıralar neden papağan gibi tekrarlamaktadır? Yoksa kulağına Pensilvanya’dan meşum bir taktik mi fısıldanmıştır" ifadesini kullandı.