Türkiye’de ev işçiliği; kayıt dışı, sigortasız ve güvencesiz çalışma şartlarının en yoğun görüldüğü iş kollarından biri. Kayıt dışılığın çok yüksek olmasından dolayı ev işçilerinin net sayısı tespit edilemese de yapılan araştırmalara göre Türkiye’de ev işçisi olarak çalışanların sayısı 1 milyondan fazla. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ev işçileri, gündelik ya da haftalık olarak ev temizliği, aşçılık faaliyetleri, çocuk ve yaşlı bakımı gibi işlerde çalışıyor. Güvencesizlik, sigortasızlık, baskı, düşük ücret, mobbing ve uzun süreli çalışma saatleri gibi birçok sorunla mücadele eden ev işçilerinin örgütlendiği iki sendika var: İmece Ev İşçileri Sendikası ve Ev İşçileri Dayanışma Sendikası. Türkiye’de ev işçisi olarak çalışanların sayısı 1 milyondan fazla olmasına rağmen bu 2 sendikanın toplam üyesi ise sadece 150-200 kişi civarında.

“Toplumun güvencesiz kesimleriyle emek ve adalet mücadelesi başlattık”

CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu da sendikal bir mücadele yürüten ev işçisi kadınlar için harekete geçti. Kaftancıoğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal ile birlikte İmece Ev İşçileri Sendikası Başkanı Ayten Kargın’ı Ümraniye’deki evinde ziyaret ederek ev işçisi kadınlarla bir araya geldi. Ziyarette ev işçilerinin sorunlarını uzun uzun dinleyen, taleplerini not alan Kaftancıoğlu, bu görüşmelerin bir başlangıç olduğunu belirterek “Ev işçileri, motosikletli kuryeler, tezgâhtarlar, serbest çalışanlar, ofis çalışanları gibi toplumun güvencesiz çalışma şartlarına sahip kesimleriyle uzun soluklu bir emek ve adalet mücadelesi başlattık. Özellikle gençlerle ve kadınlarla birlikte gündelik sorunlarımıza acil çözümler ve temel sorunlara uzun vadeli kalıcı çözümler üretmek için hep birlikte çalışacağız. Bugün burada en iyi şekilde örneğini gördüğümüz gibi mesleki örgütlenmelerin oluşması ve bu örgütlülüğün arttırılması için elimizden gelen tüm katkıyı sunacağız” dedi.

“Ev işçilerinin mesleki kimlikleriyle ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç var”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Günü’nde kadınların çözülmesi gereken çok fazla sorunu olduğunu vurgulayan Kaftancıoğlu, kayıt dışı emeğin yoğun olduğu ve çoğunluğu kadınların oluşturduğu ev işçiliğine dair sorunların da her kesimden vatandaşı ilgilendirdiğini hatırlattı. Kaftancıoğlu, ev işçilerinin mesleki kimlikleriyle ilgili yasal düzenlemelere ihtiyacı olduğunu belirterek, “Sizin yaptığınız bir iş var fakat yasalarda işin tanımı yok. İşin tanımı olmadığı için haklarınıza dönük ciddi mağduriyetler yaşıyorsunuz. İşinizin tanımı olmadığı için çalıştığınız yerlerde her işe size yaptırmak gibi bir anlayış söz konusu. Her işi yaptığınız ama buna karşılık yasanın hiçbir şekilde bunu tanımadığı; hep kişinin vicdanına, iyiliğine ya da kötülüğüne maruz kaldığınız bir alandasınız” dedi.

“Örgütlenmeyi büyütmek için hepimize düşen sorumluluklar var”

Türkiye’de ev işçilerinin büyük çoğunluğunun da İstanbul’da yaşadığını söyleyen Kaftancıoğlu, “Belki farkında değilsiniz ama o kadar büyük bir iş başardınız ki şu ana kadar. Bu ülkede ev işçiliğinin bir meslek olduğunu sizler kamuoyuna da bizlere de gösterdiniz. Sizin örgütlü mücadele ederek sonuç alabildiğinizi kendi içinizde diğer ev işçilerine de hissettirmeniz gerekiyor. İstanbul’da ev işçisi olan arkadaşların yüzde 30’u örgütlenmiş olsa bugün Uluslararası İşçi Sözleşmesi’ndeki haklar burada da uygulanmak zorunda olurdu. Sizin iş tanımınızın çoktan yasalarda tariflenmiş olurdu” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak ev işçilerinin sorunlarını çözmek için adımlar atacaklarını kaydeden Kaftancıoğlu, “Sizlerin bu örgütlü mücadeleyi kendi içinizde büyütmek için bizlere düşen sorumluluklar var. Benim bir kadın olarak da vatandaş olarak da ayrıca sorumluluğum var. Sizlerin mesleki olarak ihtiyacınız olan yasal düzenlemelerin oluşturulması için Meclis’e düşen sorumluluklar var. Bizim işimiz bunları görmek ve hissetmek değil. Ev işçilerinin sorunlarının çözümü için hem TBMM tarafında hem de İstanbul’da her türlü katkıyı sunmaya hazırız. Örgütlü kadın mücadelesinin sonuç almaması mümkün değil. Birlikte başaracağız” diye konuştu.

“Biz çalışan insanların hayatını tamamlıyoruz”

İmece Ev İşçileri Sendikası Başkanı Ayten Kargın da Kaftancıoğlu’na ev işçiliği mesleği ve sorunlarıyla ilgili şunları söyledi: “Ev emeği görünmeyen emek. Biz çalışan insanların hayatını tamamlıyoruz. Doktor olan bir kadın çocuğunu ev işçisine emanet ediyor, işini, evini, hayatını ev işçisine emanet ediyor. Biz burada gerçekten gizli kahramanlarız. Bizim ev işçilerinin işi çok zor. İş tanımı yok. Zaman tanımı yok. İş ne zaman biterse. Bizim işlerimiz bir eve gittiğimiz zaman kaç tane mesleği birden yapıyoruz. İş tanımının olmaması demek, ev işçisinin ezilmesi demek. Kapıdan içeri girdiğiniz zaman o evin ilk başta mutfağını toparlıyorsun, yatağını toparlıyorsun, ütüsünü yapıyorsun, çocuğuna bakıyorsun. Biz insanın hayatını kolaylaştırıyoruz, kaç tane hizmet veriyoruz ama bunun karşılığında ev işçilerinin sigortası bile yok.”

“13 sene bir evde sigortasız çalıştım. Sigortam olsa bugün emekli olurdum”

Kargın, İmece Ev İşçileri Sendikası’nı 2014’te bir grup ev işçisi kadın ile birlikte kurduklarını ve sendika sayesinde iş kazası yaşayan birçok kadının haklarını alabildiğini belirtti. Kargın, “Bu sendikanın kurucularından biri benim. Kanayan bir yaraya biz parmak bastık aslında. Ben 13 sene bir evde çalıştım. 13 sene önce sağlığımı bıraktım o evde, sigortasız çalıştım. Bugün hala kaç yaşındayım ama gidip çalışıyorum ki evime ekmek getireyim. Sigortam olsa emekli olurdum. Ben işvereni mahkemeye verdim, davayı kazandım. Bu davayı anlatsam kitaplara sığmaz. Ben bu davayı kaldırım taşlarının arasından söktüm” dedi.

“Kadınlar kararlı olursa her şeyi başarır”

Kargın, ev işçisi olarak çalışırken haklarını aramak için sendika kurma çalışmalarına başladığında eşinden şiddet gördüğünü de söyledi. Kargın, o süreçte yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı: “Önceden 1 Mayıslara, 8 Martlara gittiğimde eşimden dayak yiyordum. Niye inkar edeyim. Bu mücadelenin içinde girdiğim ilk gizli gidiyordum. Sonra oturdum karşısında dedim ki ‘Bak ben bu davaya başladım, ya benimle beraber olursun ya da kopar dedim ipler.’ Sonra benimle beraber geldi, afiş astı. Davaya geldi, pankartı eline aldı resim çekti. Ben kararlı oldum. ‘Sen sendika başkanı olamazsın, sen kimsin’ dedi. Ben de dedim ki ‘O sendika benim sendikam. Ben başkan olurum. İstersen başkan kocası olursun ister olmazsın. Sen bilirsin’ dedim. Şimdi eşim de bana saygı duyuyor. Benim için büyük bir kazanım da bu oldu. O da benim gibi emekçi bir insan. Sonunda anladı. Kadınlar kararlı olursa her şeyi başarır.”

“Uluslararası İşçi Sözleşmesi uygulanmalı”

Ev işçilerinin sigortasız, kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırıldığını belirterek ev işçiliğinin yasal olarak meslek statüsüne alınması ve Uluslararası İşçi Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğini söyleyen Kargın, “Yasanın içinde biz ev işçisi sayılsak zaten olaylar çözülür. Biz hala yasalarda işçi bile sayılmıyoruz. Bizim Antalya’da bir arkadaşımız camdan düşüp sakat kalmıştı. Mahkeme dosyayı kapattı. Onun bir bedeli olması lazım. Uluslararası İşçi Sözleşmesi’nin uygulanması lazım ki bizler işçi sayılabilelim” dedi.

CHP ev işçilerinin sorunlarını TBMM’ye taşıyacak

CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal da mevsimlik tarım işçileriyle ilgili önümüzdeki günlerce TBMM’ye bir kanun teklifi getireceğini belirterek ev işçileriyle ilgili de özel bir çalışma yaparak meclis gündemine taşıyacağının sözünü verdi.