Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) aldığı takımlar için harcama limitleri kararını değerlendirdi. Futbolun siyasete müdahalesi tartışmalarının sürdüğünü hatırlatan Yetkin, TFF'nin yeni kararının kulüplerde kuşku doğurduğunu belirtti ve "Siyaset futbola, futbol ekonomiye yük olmuş vaziyette, faturayı yine kim ödeyecek dersiniz?" sorusunu sordu.

Yetkin yazısında şöyle dedi:

Çünkü TFF’nun başına Nihat Özdemir’in, daha önce de Yıldırım Demirören’in gelmesinin Erdoğan’dan bilinmesi yeni bir şey değil. Özdemir, dünyada en fazla hükümet ihalesi alan müteahhitler arasında.

Son tartışma TFF’nin kulüplere “harcama limitleri” getirmesinden çıktı. Bu tartışma nedeniyle yıllardır katkıda bulundupu Fenerbahçe üyeliğinden ayrıldı Özdemir.

Şimdi, ekonomi bu durumdayken, insanlar işlerini kaybediyor, çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücretle yoksulluk sınırında yaşıyorken yerli ya da yabancı, ama daha çok yabancı oyunculara milyonlarca lira saçılmasına karşı önlem alınmasında ilke olarak yanlış bir şey yok.

Ama bunun uygulama şekli o kadar tartışmalı ki, kulüplerde “Hükümet TFF üzerinden bizim yönetimlere de kayyum atamak istiyor” kuşkusunu doğuruyor. Güven kalmamış. Uygulamaya göre, kulüp yönetimleri Bankalar Birliği ile anlaşma imzalayacak ve beş yıl içinde borç anaparalarının yüzde 80’ini ödemezse yaptırım uygulanacak. Spor gazetecisi Güntekin Onay, bu uygulamanın -dünyanın en pahalı liglerinden İspanyol La Liga’da olduğu gibi- neden futbolculara maaş limiti getirmek yerine kulüplere harcama limiti getirilmesini eleştiriyor.

Faturayı kim ödeyecek?

Bankalarla henüz anlaşma imzalamayan Fenerbahçe ve Kasımpaşa’nın harcama limitleri kısıtlanmış durumda.Daha önce hükümetle, Erdoğan hükümetinin Fethullah Gülen cemaatiyle arası iyiyken Aziz Yıldırım sorunu yaşayan Fenerliler ayakta, diğer kulüplerden destek arayışında. Ligden ayrılma dahi tartışılıyor. TFF yapısının artık özerkliğini yitirdiği, tamamen politize olduğu algısı var.

Siyaset futbola, futbol ekonomiye yük olmuş vaziyette, faturayı yine kim ödeyecek dersiniz? Hükümet mi, Federeasyon mu, futbola milyonlarını saçan iş sahipleri mi, yoksa futbola “gönül vermiş” ve gönül vermese de ceremesini enflasyon ve hayat pahalılığı cinsinden çekecek olan vatandaş mı? Sizce kim?