Atalay Girgin*

Okuyanlar anımsayacaktır. “Yine Milli Eğitim… Yine Taciz İddiası ve Yer: Yine…”1 başlıklı yazıda, bir cinsel taciz vakasından ve buna ilişkin iddialardan söz etmiştim. Ve bilinçli olarak hiçbir kurum, yer ve kişi adı belirtmemiştim.

Küçük bir ihtimal de olsa belki gereği yapılır, hiçbir kurum ve kişi adı kamuoyunun gündemine düşüp de yıpranmasınlar, diye düşünmüştüm. Ne var ki geçtiğimiz günlerde öğrendim ki yanılmışım…  “Soruşturma açılsa da kapatılır” diyen bazı veliler haklı çıkmıştı.

Yalnızca haklı çıkmamışlardı. Daha da vahimi cinsel taciz mağduru kız öğrenci okuldan ayrılmak zorunda kalmıştı.

Artık okulda okumuyordu. Babası işçi, annesi sezondan sezona iş bulup çalışabilen yoksul bir ailenin çocuğu olarak evde oturuyordu. Muhtemelen aile, çocuklarını fiziksel ve duygusal olarak korumanın tek yolunu onu okuldan almak olarak görmüştü.

İşte bunun üzerine, yani cinsel taciz iddialarının mağduru olan kız öğrencinin durumunu öğrenince, bu yazıyı kaleme alma gereği hissettim. Ve ilk yazıda “yıpranmasınlar” düşüncesiyle yer vermediklerimden bazılarını belirtmem gerektiğini de…

Peki; bu cinsel taciz iddiaları nerede gerçekleşmişti? Taciz iddialarının kahramanı kimdi? İddialar ayyuka çıkınca ne olmuştu? Bu iddiaları kimler soruşturmuş ve ne karar vermişlerdi? Soruları, şimdilik, daha fazla çoğaltmadan başlayalım o halde…

Ve Yer: Yine Marmaris

Cinsel taciz iddialarına konu olan olay Marmaris İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı bir okulda gerçekleşmişti. 2019-2020 Eğitim Öğretim yılında da cinsel taciz iddialarıyla soruşturmaya sahne olan bu okul bir kez daha gündemdeydi.

Bu kez cinsel taciz olayının kahramanı Beden Eğitimi Öğretmeni Ü. A.’ydı. Mağduru ise S.D.T. adlı bir kız öğrenci… İddiaya göre, söz konusu öğretmen, ders esnasında S. D. T. adlı öğrenciye “Senin ne güzel dudakların var. Tam öpüşmelik” demiş ve devamında da “Fiziğin de şahane. Bu fiziği olan kızı kimseye yedirmem, ben yerim” diye eklemişti.

Bu sözler, kısa zamanda hem okulda yayılmış hem de kız öğrencinin ailesine dek ulaşmıştı. Durumu öğrenen baba, soluğu okulda almış ve o öfkeyle bağırıp çağırmış, küfürler ve hakaretler yağdırmıştı. Olup biten her şey kameralara yansırken, okul idarecileri de veliyi sakinleştirmeye çalışmışlardı. Söyledikleri sözlerle de bunda başarılı olmuşlardı.

Hem de öylesine başarılı olmuşlardı ki veliyi ikna etmişlerdi. Veli de adli ya da idari bir şikâyette bulunma gereği bile duymadan çekip gitmişti. Sıra okul idarecilerindeydi.

Okul İdaresinin Yaptıkları

Okul idaresi ve o sırada okulda olduğu halde ortalarda görünmeyen Beden Eğitimi Öğretmeni Ü. A. velinin küfür ve hakaretlerini sineye çekip emniyete ya da adliyeye herhangi bir bildirimde bulunmadılar. (Muhtemelen velinin haklı olduğunu biliyorlar ve işin emniyete ve adli bir soruşturmaya dönüşüp büyümesine vesile olmak istemiyorlardı.)

Ama hemen Marmaris İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü bilgilendirdiler. Bununla da yetinmeyip S. D. T.’nin bulunduğu sınıfın beden eğitimi dersini iptal ettiler. Söz konusu sınıf öğrencileri hala beden eğitimi dersi görmüyorlar artık.

Bunun yanı sıra biri Rehberlik Servisi öğretmeni, diğeri bir kadın müdür yardımcısı aracılığıyla iki önem şey daha yaptı okul idaresi. Velinin okulu basıp küfürler, hakaretler yağdırmasından bir gün sonra, iddiaya göre, sınıfları dolaşan kadın müdür yardımcısı aracılığıyla, öğrencilere, “Okulda olup biten her şeyi ailelerinize söylemeyin. Bize söyleyin. Aramızda hallederiz” dendi.

Rehberlik Servisi Öğretmeni aracılığıyla cinsel taciz mağduru öğrenci de dâhil olmak üzere diğer öğrencilerin ifadeleri alındı. Beden Eğitimi Öğretmeni Ü. A.’nın söylediği iddia edilen sözler, birçok öğrencinin yazılı ve imzalı ifadeleriyle tutanaklara geçti.
Okul idaresinin bilgilendirdiği, başında müdür olarak Sibel Kısa’nın bulunduğu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ise sorunu hem kaymakama hem de Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ilettiği dile getirildi. Keza savcılığa da…

Savcılıktan şu ana kadar herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığına dair hiçbir bilgi alınamasa da İl Milli Eğitim Müdürlüğü hemen harekete geçmişti. Ve kendilerine gelen bilgiden birkaç gün sonra iki maarif müfettişi görevlendirip soruşturmayı başlatmıştı.

Toplu Tecavüz Sanığı Müfettiş

Görünüşte işler hızlı ilerliyordu. 27 Ekim’de soruşturmaya başlayan müfettiş ekibi öğrencilerin ifadelerini alma işlemini sürdürürken, Beden Eğitimi Öğretmeni Ü. A.’nın söylediği iddia edilen skandal sözlerden daha vahimi konuşulmaya başlamış ve soruşturmanın akıbetine ilişkin kaygılar dillendirilir olmuştu.

Bunun temel nedeni, soruşturma için görevlendirildiği belirtilen müfettişlerden birinin, genç bir kadına toplu tecavüz davası sanığı olduğu iddiasıydı. Söz konusu müfettiş, bir grup erkeğin toplu tecavüzüne uğrayan kadın tarafından teşhis edilen zanlılardan biriydi. Hts kayıtlarına göre olayın gerçekleştiği yerde de telefonunun sinyal verdiği belirlenmişti. Ancak dava sonunda “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraat etmişti ki bu davanın sonucu kadar açılma süreci de ayrı bir skandaldır.
İşte Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü de iddiaya göre, bu deneyimli ve mahir, nerede ne yapacağını bilen, işinin ehli müfettişi bir cinsel taciz soruşturmasında görevlendirmişti. Ne de olsa “delil yetersizliği”nden beraat edip paçayı kurtarmıştı.
 Kasım ayının ilk haftasında ve yaklaşık bir haftalık süre içinde tamamlanan soruşturma sürecinde birçok öğrenci, Rehberlik Servisi’nde verdikleri ifadeleri müfettişlere de yinelemişlerdi. Lakin sonuç, bazı velilerin daha soruşturma başlamadan önce “Kapatılır” dedikleri minval üzre sonuçlanmıştı.

Ve söylenenlere göre, tıpkı toplu tecavüz davasında olduğu gibi, “yeterli delil bulunamadığı”, “kesin kanıt” olmadığı gibi gerekçelerle bitirilmişti soruşturma. Acaba bir sözlü taciz soruşturmasında, tanık ifadeleri dışında hangi kanıtları arayıp da bulamamışlardı? Velhasıl, aynı zamanda Muğla İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısının eşi olduğu belirtilen öğretmen hakkında hiçbir işlem yapılmasına gerek yoktu. O pürü paktı…

Ne yazık ki bu süreçte olan her şey “Senin ne güzel dudakların var. Tam öpülmelik… Fiziğin de şahane. Bu fiziği olan kızı kimseye yedirmem, ben yerim” sözlerine maruz kaldığı dile getirilen S. D. T.’ye olmuştu. Ve okul hayatı bitmişti.

Mahmut Özer Bakanlık Müfettişlerini Görevlendirmeli

Şimdi görev Mahmut Özer’dedir. MEB Teftiş Kurulu’nu harekete geçirmelidir. Ve bazı veliler tarafından, yukarıda sayılan gerekçelerle kapatıldığı ileri sürülen bu cinsel taciz soruşturmasının yeniden açılmasını sağlamalıdır. Aslında MEB’deki tüm taciz ve tecavüz dosyalarının yeniden açılmasını…

Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Marmaris İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine S. D. T. adlı cinsel taciz mağduru kız öğrenci ve ailesiyle irtibata geçilmesi talimatını vermelidir. Dahası ailesinin de ikna edilerek bu kız öğrencinin okula döndürülmesi için gerekli her şeyin yapılmasını istemelidir.

Elbette etkili ve yetkili birilerinin yakınları ve onların aklanması, bu toplumun geleceğidir denilen çocukların ve öğrencilerin mağduriyetinden, cinsel tacize uğraması ve travmalar yaşamasından daha önemli değilse…

Tercihiniz ve önceliğiniz birincileri korumak, kollamak ve aklamaksa eğer, yerinizden kıpırdamanıza bile gerek yoktur. Ancak önceliğiniz ikincilerse şayet; beklediğiniz, geciktiğiniz her an, toplumun bugünden geleceğe uzanan kayıplar hanesine atılan derin bir çiziktir. Bedeli hep birlikte ödenecek olan…


* Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü mezunu ve “Arzu Okulu”, “Aşk Mavidir Öğretmenim”,  “Öğretmen Düzenin Duvarındaki Tuğla”, “Edebiyat Nedir Ki…”, “Allah dedi Üstad-ı Azam” kitaplarının yazarı. Güncel ve Düşünsel; http://atalaygirgin.blogspot.com

 
1 “Yine Milli Eğitim… Yine Taciz İddiası ve Yer: Yine…” başlıklı yazı: https://atalaygirgin.blogspot.com/2021/10/yine-milli-egitim-yine-taciz-iddias-ve.html