Hayatımın yaşam şekline “Hemşirelik” diyorum.

Her an, her saniye, her dakika mesleğimin görülebilir izlerini yaşıyorum. 

Hemşirelik doğumdan yaşamın sonuna kadar uzun bir bakım ve öğrenim sürecini kapsar. 

Hemşireliğin, içinde barındırdığı sezgisel her türlü olumlu duygunun doğuştan geldiğini ve her bir hemşirenin bu özelliklerini yaşamın içinde daha da güzelleştirerek geliştirdiğini düşünüyorum. 

Sonradan kazanılan donanım ve bilime dayalı eğitimlerin eşliğinde, birtakım kişisel özelliklerin de olması gerekir. Merhamet, şefkat,sevgi gibi.

Hemşire,süt kardeş anlamına gelen Farsça kökenli bir kelimedir.

Aslına bakıldığında,bir meslek olarak nitelendirilmeye başlamadan önce,insanların yardıma htiyacı olduğunda onlara el uzatan, sevgi ile paylaşan, herhangi bir beklenti içinde olmadan ortak bir çaba içinde hastalık halinin iyileştirilmesine katkı sağlayan kişilerdi. Sevgi, şefkat, yardımseverlik, paylaşmak bu insanların ortak özellikleriydi. Bu nedenle de hasta insanlar tarafından aynı anadan süt emdiğimiz kardeşlerimiz diye adlandırılarak,yardımcı olan kişilere minnet duygularını ifade edebildikleri bir isimdi. 

Tarihe bakıldığında salgınlar ve savaşlar sırasında hastalara,yaralılara yardımcı olabilecek gönüllü bakıcılar yer almaktaydı.

Florence Nightingale’de bu süreçleri en iyi şekilde yönetmiş,yaralılara ve hastalara en iyi şekilde bakmanın yollarını geliştirmiş bir hasta bakıcıydı. Kırım Savaşı’nda geceleri elinde lamba ile gezerek tedavilerine devam etmiş ve bu nedenle askerler tarafından “Lambalı Hanımefendi” ve “Kırım Meleği” adı takılmıştır. 

Köklü bir aileden gelen, iyi bir eğitim almış olan Florence, bu iş için ilahi olarak görevlendirildiğini de ifade eder. O zamanlar hasta bakıcı olarak nitelendirilen hemşirelik, ailesi tarafından uygun görmedikleri bir iştir. Kendisi aynı zamanda bir istatistikçidir. Ailesine rağmen bu mesleği en iyi şekilde yapmaya çalışan ve bunun için yapmış olduğu birçok çalışmayı günümüze kadar taşıyan Florence Nightingale, Modern Hemşireliğin kurucusudur. 

Türkiye'de  Modern Hemşireliğin öncüsü ise Safiye Hüseyin Elbi’dir. Şefkat ve aşkla gelen yardımcı olma duygusu ile ülkemizde hizmet veren nice hemşire gibi…

İlkler kıymetlidir ancak adı günümüze ulaşmamış, hemşirelik adına büyük katkılar sağlamış nice emekçi, iyi niyet sahibi meslektaşlarımı yürekten anıyor ve kutluyorum. 

21. Yüzyıl Hemşireliği ise bir hastanın sağlık hizmeti yolculuğunda rehber ve yöneticidir. 

Bakıma muhtaç bireylerin tedavi süreçlerinde bireyin ihtiyaçlarını belirlemek ve korumak için durmadan çalışırlar.  Hemşirelik, hasta davranışlarının uzun vadede takibini, hastanın refahına ilişkin her şeyi kapsayan süreci planlar.

Eskiye kıyasla merhamet,şefkat, yardımseverlik,kendini adama ve bir çok olumlu duyguların yanısıra, toplumsal ihtiyaçların karşılanması için de sürekli gelişen, bilimsel olarak kanıtlanan tedavi seçeneklerinde önemli noktada yer alan son derece uzmanlaşmış bir meslek yatmaktadır. Halkın sağlığının,toplum sağlığının korunmasında vazgeçilmez bir parçadır. 

Yaşamak alabildiğimiz nefesin hakkını verebilmektir.

Sadece nefes alıp vermek insanı, bir bitkiden farksız kılar. Bitkisel hayat ifadesi de bu nedenle ortaya çıkmıştır. Fakat bitkilerin yaşamı da budur insandan farklı olarak.

Sağlık, yaşamın ilk temelidir. Hastalıklı bir yaşam, yaşam olmaktan çıkar, ızdıraba götürür. Sağlıklı yaşamın rehberliğinde hemşireler önemli bir yer tutar. 

Hemşirelik sanat ve bilim ile tanımlanabilir. 

Kalp ve aklın ortaklığında insan onuruna temel bir saygıyı yani kişide güven duygusu içinde mahremiyeti ve hasta bireyin ihtiyaçlarına yönelik temel bir sezgiyi yani sempati ve empatiyi anlatır. 

Kalben ve aklen yürütülecek bir disiplinin ortaklığıdır. 

Hemşirelik mesleğindeki çok çeşitli uzmanlıklar, nitelikler ve beceriler nedeniyle, her hemşirenin kendine özgü güçleri ve yaklaşımı olacaktır. 

Hemşireliğin birleştirici bir etik anlayışı vardır. Hemşireler,değerlendirme yaparken sadece test sonuçlarını dikkate almazlar. Objektif bir bakış açısıyla hasta bireyin fizyolojik, biyolojik ve davranışsal ihtiyaçlarını da değerlendirirler. 

Uzmanlığı ne olursa olsun tüm hemşireler aynı hemşirelik sürecini kullanır. Değerlendirme,teşhis,planlama, uygulama ve tekrar değerlendirme. 

Hemşireler, ilk değerlendirme olarak hastaları sosyoekonomik,fiziksel ve yaşam tarzı olarak gözlemler. Bunun sonucunda hasta davranışlarını dikkate alarak bir teşhis koyar. Plânlama yaparak hastanın tedavisi için gerekli bakım planını ve uygun yaklaşımı belirler. Bu hedefleri daha sonra yakından tekrar kontrol eder. Bakım planını doğru bir şekilde uygulayarak, ilerlemelerini belgelerken hasta için bakımın etkinliğini gözlemler. Hemşire, bakım planının etkinliğini yakından analiz ederek ve hasta tepkisini inceleyerek, en iyi hasta sonuçlarını elde etmek için planı geliştirir. Uygulamalarını dikkatli kontroller çerçevesinde gerçekleştirir. Bu süreçte hastanın ihtiyaçlarını takip eder. Toparlayıcı, pozitif yaklaşımla hasta bireylerle güven ortamını oluşturur. Tedavi süreci sonunda kat edilen yol için tekrar bir değerlendirme yapar. 

Hemşirelik, sağlık sisteminin bel kemiğidir. Sağlık profesyonellerinin her biriyle temas halinde olan, bi nevi hasta ve sağlık profesyonelleri arasındaki köprüdür. Bu köprünün çökmesi, aradaki bağın kopmasına ve sağlıklı bir iletişimin sağlanmamasına sebep olur.

Meslek hayatımın 11.yılında,işini çok severek ve gururla yapan birçok meslektaşım gibi çalışma şartlarının iyileştirilmesini,çok iş az personel anlayışının ortadan kaldırılmasını,çalışma saatlerinin düzeltilmesini ve motivasyona dayalı bir sağlık sisteminin geliştirilmesini arzu ediyoruz. 

Ulusal Hemşireler Günümüz Kutlu Olsun.