Yaşama sevinci için engebeli dağların doruklarına tırmanırken, bazen ansızın tökezleyebilir insan. İşte dostluğun, aşkın ve dayanışmanın sınandığı an.

Bir anda hiç ummadığınız birçok kişi, size elini uzatmaktan kaçınır. Hatta hemen, sessizce, anılarından ve düşlerinden bile silinirsiniz.

Uzun bir unutuluşa terk edilirsiniz. Çünkü artık işe yaramayan, çıkar sağlanamayacak bir nesneye dönüşmüşsünüzdür.

Kuşkusuz böyle davranan insanların hepsinin “geçerli” bir bahanesi vardır.

Ama asıl neden, beklentilerinin bitmesidir.

Artık yaşanabilir bir yeryüzü için verdiğiniz mücadelenin, insanlara, hayvanlara, doğaya gösterdiğiniz merhametin, yaptığınız yardımların, zor durumda olanlara duyduğunuz empatinin, dostlarınıza, sevdiklerinize kötü günlerinde gösterdiğiniz dayanışmanın veya çıkmazlarına umut olmanızın hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur; çünkü maddi veya manevi çıkar sağlama işleviniz bitmiştir.

Beklediğiniz ne paradır, ne de pul. Bazen sıcak bir gülüş, bazen içten bir selam veya size kendinizi hala değerli hissettiren bir - iki sözcük.

Binlerce yıllık insanlık birikiminin çürümesidir yaşananlar. Bu, insan kalmaya yüreği yetmeyenlerin, kendi bireysel çıkarları için, insanlık onuruna verdikleri gözdağıdır. 

Gün gelir, ansızın alacakaranlığa inat, güneş konuşur ve yaşamla barışırsınız. Yaşama sevinci yıldızınız yeniden parlamaya başlar. İşte o zaman sizi unutuluşla sınayanlar, ani bir dönüşle elinizden tutarlar.

Tabii önce şaşırırsınız; çünkü yaşananlar skandaldır, trajedidir. Nasıl davranacağınızı bilemezsiniz. Zihninizden hesap sormak bile geçer.

Öfkenize kapılıp bu yola yönelebilir ve bu insanları yaşamınızdan silerek “ödüllendirmek” duygusuna kapılabilirsiniz.

Ama yapmayın; gönül bağınızı koparıp, anılarınıza siz de ihanet etmeyin. 

Ayrıca böyle insanlar, mülkiyetçi ve bencil sistemin kurbanıdırlar; faili değil. Unutmayın ki, faillerden hesap sorulur, kurbanlardan değil.

Öfkenizi, umudun, sevincin ateşi ile dindirin ve kininizi mülkiyetçi bencil sisteme yöneltin.

Sonra onları anlayıp, içinde bulundukları zavallı durumu ve karanlığa gömülmüş yüreklerini görmeleri için onlara ayna olun.

Tabii, yüreğinizin en kıymetli köşesini, zor günlerinizde sizi sevgi ve şefkati ile sarıp sarmalayan annenize ve birkaç dostunuza ayırmayı unutmayın.

Bakın, tüm yaşanan bu kirlenmeye rağmen, insan ve doğa sevgisi varlığını derinde inatla sürdürüyor. Bu iyimserlik değil, sadece bir gerçeğin bilince çıkarılmasıdır.

İnsanlık onuru yaşam bayrağımızdır ve daima savunulacaktır.