İBB Başkanı sayın İmamoğlu’na 2 Yıl, 7 Ay, 15 gün hapis cezası verildi ve bazı haklardan yoksun bırakılarak, siyasi yasak konuldu.

Kısaca vurgulamak gerekirse, bu karar hukuki dayanaktan yoksun bir karadır. Zaten Ceza Kanun’unu hazırlayan hukukçularının da aralarında bulunduğu değerli ve birikimli ceza hukukçuların da görüşleri bu yöndedir. Bu açıdan kararı tartışmak zaman kaybıdır.

Ayrıca bu kararı sadece sayın İmamoğlu’na yönelik bir karar olarak algılamak eksik bir bakış açısıdır.

Bu karar; ifade özgürlüğüne, adalete, insan haklarına ve demokrasiye saldırı ve gözdağıdır. Dolayısıyla bugün 6’lı masa ve demokrasi dostlarının ivedi sorumluluğu; halk ile beraber, demokrasi ve adaleti savunan çelikten bir duvar inşa etmek.

Şair Bertolt Brecht’in ifade ettiği gibi “ halkın ekmeğidir adalet”. Adalet, ekmek, su ve hava kadar gereklidir halka.

Bu tür yargıyı araçsallaştırarak demokrasiyi dizayn etme çabaları ülkemizin süregelen trajedisidir. Mesela, 6-7 Eylül 1955 olaylarının sorumlusu olarak, dönemin hükûmetinin işaret etmesiyle Aziz Nesin, Kemal Tahir ve Asım Bezirci’nin de aralarında bulunduğu, olaylardan haberi bile olmayan aydınlar, tutuklanmıştı. Bu aydınlar suçsuz yere aylarca hapiste tutulmalarına karşın, kimse doğru dürüst dayanışma göstermemişti.

Bu trajediden çıkışın anahtarı yeni bir kurtarıcı yaratmak veya aramak asla değil. Bu karanlıktan çıkışın kapısı; katılımcı demokrasinin kurallarını oluşturmak ve demokrasinin kurumlarını inşa etmek.

Demokrasinin sadece sandık olmadığını anımsayalım. Demokrasi aynı zamanda ifade özgürlüğü, özgürce gösteri ve toplantı düzenleme hakkıdır.

Ayrıca geçen Kasım ayında Cumhuriyet Gazetesindeki makalemde ayrıntılı olarak işaret ettiğim gibi; tarafsız ve bağımsız yargı da demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birisidir. Özellikle baroların sadece bildiri yayımlamakla yetinmeyip, bu konuda kamuoyunu aydınlatmak ve duyarlılık yaratmak için etkin rol oynamaları yasal yükümlülüklerinin gereğidir.

Yine Brecht’in işaret ettiği gibi; “adaletin ekmeğini de/ kendisi pişirmeli halkın/gündelik ekmek gibi/ bol, pişkin, verimli.” Dolayısıyla adaleti, demokrasi ve özgürlükleri ortadan kaldırma çabaları, halk ile beraber verilecek etkin mücadele ile akamete uğratılabilir.

Bu çabanın başlangıç noktasını da, ABD’nin Alabama eyaletindeki siyahiler öğretiyor. 1955’ten Amerika, Alabama eyaletinde siyahilerin, toplum taşıma araçlarındaki, ayrımcı ırkçı uygulamayı protesto için bir yıl toplu taşıma araçlarını kullanmıyor. Bu protestonun sonucu, Amerika Yüksek Mahkemesi, toplu taşımada ayrımcı ve ırkçı uygulamanın dayandığı yasayı iptal ediyor.

Dileriz bu dava, demokrasi ve adalet dostlarının halk ile beraber, güçlü bir demokrasi fırtınası estirmesine vesile olur...