ABD yine seçime gidiyor. Evet, biliyorum Trump’ın yenilgiyi kabul etmediği ve 6 Ocak kongre baskınıyla sona eren gergin seçim sürecinden daha dün çıkmış gibiyiz. “Bu ekonomide yine mi Amerika konuşacak televizyonlar” diye hayıflanmayın. Malum, başkan değişmeyecek sadece meclis ve senato seçimi yapılacak.

Yani televizyonları heyecanlandıracak pek bir şey yok. Biden içinse aynısını söyleyemeyeceğim. 2 yılda Amerikan dış politikası geriledikçe geriledi. ABD ekonomisi durgunluğun kapısına geldi. Ülkesindeki kutuplaşma artarak büyümeye devam etti.

Şartlar böyle olunca anketler de Biden’a pek sevimli görünmedi. %50’den aldığı destek bir bakmış 30’larda...

Az buçuk seçim vaatleri toparladı işi. Esrardan ceza alanları affetti. Öğrenci borçlarının bir kısmını sildi... bir omuz attı sayılır anketlere. Suudileri de petrol üretimini artırmaya ikna edince iyi kötü başa baş girerim diye umdu Biden. En azından Senato’yu elde tutacağını düşündü.

Sonra Suudiler “kazık attılar”.

Biden’ın zoraki ziyaretinde tamam demelerine rağmen üretimi aksine düşüreceklerini açıkladılar. Suudiler yalnız da değildi. Kuveyt’inden Irak’a,  neredeyse bütün Arap alemi destekledi kararı. Belki de Emevilerden bu yana ilk kez bu kadar birlik oldu Araplar...

Durum böyle olunca petrol fiyatları yine patladı. Hem de seçime 1 ay kala...

Suudiler duyurdu ki Biden pazarlık da kovalamış. İstemiş ki “illa ki düşürecekseniz 1 ay sonra düşürün.”  Başım gözüm sağlamken bitireyim şu ara seçimleri istemiş.

Nafile çaba... Şimdi de Suudiler Rusya’nın Brezilya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’yla ortak kurduğu ticaret ağı BRICS’E dahil olmak istiyormuş. Petrolü de Çin Yuanıyla satacaklar...

Amerika’nın öfkesini siz düşünün.  Bir de Biden’ınkini. Bu süre zarfında önlemleri arka arkaya sıralıyor hükümet. Stratejik petrol rezervlerinin piyasaya sürüleceği açıklandı.

ABD’nin kara gün petrolü Biden’ın kara gün petrolü oldu. Seçimi kurtarmak için 15 milyon varil salındı. Savaşı var, kıtlığı var, yokluğu var... Biden’ın seçimi daha önemli.

Biden seçilince “yetişkinler geri döndü” demişlerdi. Malum, Trump’ın kaba tweetleri vardı. Savaştan, enerji krizinden ve küresel hegemonyanın bitişinden daha korkunç bir şey varsa o da kaba tweetlerdir...