Dante Alighieri’nin “La Divina Commedia” İlahi Komedya kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. “Samimiyetsiz yakınlık cehennemdir” diyor Dante… Dante bu kitabı “Commedia” adıyla çıkardı… Giovanni Boccaccio tarafından başına “İlahi” kelimesi eklenerek Hristiyanlaştırıldığı söyleniyor. Dante’ye bu kitabı şeytanın yazdırdığını bile iddia edenler çıkıyor orta çağda… Bu kısımlar beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren O’nun “Samimiyetsiz yakınlık cehennemdir” cümlesi ve kitabın “ortak hafıza”ya ait bilgileri…

Kendimizle ilgili, insanlık yolculuğumuzda halletmemiz gereken en önemli problem yağmacılık. Yağmacılık anlayışının günümüzde kendini dönüştürdüğü hali, öz kaynaklar savaşı… Biz dünyanın en zengin ülkelerinden birisiyiz. En zengin ülkelerinden birisiyiz derken yanlış anlaşılmasın, dünya bankasına borcumuz yok, hazine bankamızda bir sürü paramız var, değil. Her şeyden önce dünyanın en güzel lokasyonunda bulunuyoruz. Dört mevsimi en güzel yaşayan ülkeyiz. Yedi bölgemizde de dünyanın en verimli tarımını ve hayvancılığını yapabilecek topraklara sahibiz. Üç tarafımız denizlerle çevrili ve bol miktarda suyumuz var. Dünyanın en güzel florasına ve faunasına sahibiz. Örneğin Kaz Dağları, muazzam endemik bitki yapısıyla, atmosfere bol miktarda oksijen gönderen iki kanyonuyla, dünya harikası bir yer. “Fatih Sultan Mehmet, Kaz Dağları’nın ne kadar önemli olduğunu bildiği için bu dağı koruma altına almaya karar verir. Kaz Dağları’nın bakımını en iyi üstlenebilecek, Toroslarda yaşayan tahtacıları, Kaz Dağları’nın eteklerine yerleştirir ve bu eşsiz dağı, onlara emanet ederek koruma altına alır.”

Dünyanın en güzel lokasyonunda yaşadığımızı fark edip “vatan kardeşliği” anlayışını seçmek yerine, geldiğimiz noktayı görmemek için kafanı kuma gömmeye devam edecek misin gerçekten? Yerli, milli, yabancı, iç güç, dış güç adını ne koyarsan koy, öz kaynaklarımızın yağmalandığını görmemek için kendinle daha ne kadar savaşacaksın? Samimiyetsiz yakınlık kurarak hayatımızı cehenneme çevirenlere, daha ne kadar tahammül edeceksin? Dünün tüm değerlerine saldırıp, bugününü yaşamayı engelleyen ve yarınını elinden alan samimiyetsiz yakınlık kuranlara fırsat vermeye devam edecek misin gerçekten? Bir kere geldiğin şu ölümlü dünyanın en güzel halini yaşamayı hak ettiğinin farkına varman, senin en doğal hakkın. İnsan olarak hak ettiğin yaşamı talep etmek, en doğal hakkın. Sen çok değerlisin. Bir bütünün değerli bir parçasısın. Bunu fark ettiğinde, sen ve senden gelenler mutlu, huzurlu ve yarınına güvenle bakan hayatı yaşayacaksınız. 6 Mayıs 1972 Açmadan soldurulan çiçektiler. Memleket sevdalısı deli yürektiler. Başları dik ölüme yürüdüler. DENİZ’in isyanına İNAN’mış ASLAN yürekliler.