Prof. Dr. Faruk Şen

Türkiye’de iç politika her geçen gün daha da kötüleşiyor. Ülkede Millet ve Cumhur tanımlarıyla iki düşman cephe oluşturuldu. Bu cephelerin dışında kalan küçük gruplarda “nereye yanaşacağız?” arayışı içindeler.

84 milyonluk ülkemizde, Alevi-Sünni, Laik-Antilaik, Kürt-Türk gibi ayrımlar olmamalı. Bakın ayını büyüklükte olan Almanya’da bir genel seçim yapıldı. Seçimler çok uygar gerçekleşti. Eski Başbakan Angela Merkel neredeyse kendi adayını desteklemeyerek Olaf Scholz’un ve SPD’nin önünü açtı. Bizde bunlar niye olmuyor? Niye her konuda çatışma içine giriyoruz. Son olarak Siirt ve Mersin mitinglerine baktığınız zaman bunlar ortaya çıkıyor. Ayrıca son Barolar Birliği seçimleri de böyle oldu. Hükümetin adayıyla avukatların çelişmesini Feyzioğlu kaybederek, nihayet önemli bir kurumda, önemli bir değişiklik sağlanmış oldu.

Türkiye en geç 2023 Haziran ayında, fakat büyük bir olasılıkla 2022’nin Mayıs ve Haziran ayında genel seçim yaşayacak. Bu atmosferde genel seçimlere gitmek çok büyük sorunları da beraberinde getirir. Türkiye’nin karşıtları, Türkiye’nin komşuları her geçen gün daha saldırgan bir politika izliyorlar. Suriye bile Hatay’ı Türkiye’den isteme gafletinde bulunurken, Yunanistan, ABD’yi de arkasına alarak her an Türkiye ile savaşacak konuma geldi. Bu konuda daha da kötü gelişmeler var. AB ile ilişkilerimiz bozuk, Rusya her an çatışabiliriz. ABD, Türkiye karşıtlığını tam olarak çıkarmış durumda. Bu açıdan Türkiye’nin normalleşmesi ve iç barışını sağlaması gerekir.