Prof. Dr. Faruk Şen

Avrupa Birliği Konseyi, ortak bir karar alarak Türkiye-AB tam üyelik ilişkilerini tamamıyla durdu. Buna göre yeni fasılların açılmayacağı gibi, açılmış olan fasıllarda katiyetle kapatılmayacak. Türkiye’nin AB ile ilişkileri, Suriyeli geçici sığınmacılar dışında tam anlamıyla askıya alınmış bulunuyor.

AHİM’in verdiği kararları uygulamamakta kararlı olan Türkiye’ye yönelik suçlamaların arasında insan haklarına uymamak, basın ve ifade özgülüğünü kısıtlamak gibi birçok suçlama geliyor. 2005 yılında büyük bir uyumla AB Parlamentosu’nda “hoş geldin Türkiye” pankartları açılmıştı. Şimdi en sağdan en sola kadar tüm parlamenterler tam anlamıyla “hayır” diyorlar.

Bu gelişmeler nereye gidiyor?

Türkiye her geçen gün Avrupa’dan ve medeniyetler ittifakı olan Batı’dan dışa itiliyor. ABD, Yunanistan’ın Kuzey’ine ve Adalara askerlerini yerleştiriyor. Arap dünyasıyla son gelişmeler sonrası tekrardan ilişkilerimizi hızlandırıyoruz. Son olarak da insanlarımız akın akın Avrupa’ya ve diğer ülkelere kaçmak için olanaklar arıyorlar. Bu gidişe dur demek lazım. 2021 yılı her açıdan karamsar bir yıl oldu. Dolar 15 lirayı geçti, Euro 17’yi açtı. İçerde ciddi bir huzursuzluk var. Artık Türkiye en geç 2022 Haziran ayında muhakkak erken seçim yapmalı.

Bugünkü hükümet AB’yi hiçbir şekilde ciddiye almazken, maalesef muhalefetten de AB’ye yönelik en ufak bir sinyal gelmiyor. Sosyalist Enternasyonel’de yerini almayan Türkiye, hiçbir uluslararası platformda kendi demokratik sesini duyuramıyor.