TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ayın 22'sinde Irak'a yapacağı ziyaret, fevkalade önemli bir dönüm noktasını teşkil edecektir. Her iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirmek, daha ileriye götürmek için mevcut projelerin üzerinde mutabık kalınması, anlaşmaların imzalanmasının mümkün olduğu bir ziyaret gerçekleşecek" dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Irak Temsilciler Meclisi Başkan Vekili Muhsin Ali Ekber El Mendelavi'yi Meclis'teki makamında kabul etti. Kurtulmuş, Türkiye-Irak ilişkilerini her alanda çok daha ileri götüreceklerini belirterek, "Ticaret alanında, sanayi alanında, kültür alanında, turizm ve eğitim alanlarında karşılıklı iş birliğini geliştirmemiz için önemli bir zemin mevcuttur. Sayın Cumhurbaşkanımızın ayın 22'sinde Irak'a yapacağı ziyaret, fevkalade önemli bir dönüm noktasını teşkil edecektir. Her iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirmek, daha ileriye götürmek için mevcut projelerin üzerinde mutabık kalınması, anlaşmaların imzalanmasının mümkün olduğu bir ziyaret gerçekleşecek. Başta Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere önümüzdeki önemli projelerin hem Irak'ın gelişmesine hem bölgenin gelişmesine hem de iki ülke arasındaki ilişkilerin artmasına fevkalade büyük katkısı olacağına inanıyorum" dedi.

'FİLİSTİNLİLERİN GAZZE'DEN ÇIKARILMASINI ENGELLEMELİYİZ'

Bölgede yaşanan gelişmelerin Türkiye ve Irak arasında iş birliğini zorunlu hale getirdiğini kaydeden Kurtulmuş, Gazze'de yaşanan sivil can kayıplarına değinerek, "Soykırım boyutlarına ulaşmış olan bu insanlık suçlarında İsrail'in en büyük cesareti, arkasındaki Batı ülkelerinin desteği değil. Komşu ülkelerin, İslam ülkelerinin güçsüzlüğü, dağınıklığı ve maalesef ortak hareket edememesidir. Bu çerçevede bizler tabii ki önce kendi ülkelerimizdeki birliği, beraberliği, bütünlüğü sağlamak, bölge ülkeleri olarak iş birliğini artırmak ve ortak projelerle bölge halklarının huzur ve refahını geliştirmek zorundayız. Eğer bu perspektifle hareket etmezsek, emperyalizmin önümüzdeki dönemde de yeni birtakım yöntemlerle Müslüman ülkelerdeki dağılmayı daha artıracağı, kuvvetlendireceği aşikardır. Kaldı ki İsrail hükümetinin Gazze'deki bu saldırıları, Filistin'i bir çözümsüzlüğe doğru ötelemesi, özellikle Gazze halkının 'Hamas'ı buradan çıkarıyoruz' maskesi altında Gazze'den çıkarılarak sürgüne gönderilmesi ile yeni bir çılgınlığa adım atmak üzere olduğu görülüyor. Buna hep beraber mani olmak ve bunun uygulanmasının önüne geçmek zorundayız" diye konuştu.

'BÜYÜK DEVLETLER TERÖR ÖRGÜTLERİNİ VEKALET UNSURU OLARAK KULLANIYOR'

Kurtulmuş, bölgeyi ilgilendiren bir başka önemli sorunun da bazı devletlerin bölgedeki halkları rahatsız etmek, bölüp parçalanma sürecine katkıda bulunmak için terör örgütlerini vekalet unsuru olarak kullanması olduğuna işaret ederek, "Bu çerçevede terör örgütlerinin hiçbirisini ayırt etmeden, hepsine karşı mücadele etmenin bölge halklarının öncelikli görevlerinden biri olduğuna inanıyoruz. İnşallah böylece halkların arasındaki kültürel, mezhebi, itikadi farklılıklara rağmen beraberce yaşayabilecekleri bir zemin oluşmuş olur. Çünkü bu bölgede asırlar boyunca Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler, Şiiler hep birlikte komşu olarak, aramızda ihtilaf olmadan yaşadık" dedi.

'IRAK, İKİ ÜLKE ARASINDAKİ SINIRI KORUMAYA AZİMLİDİR'

Muhsin Ali Ekber El Mendelavi de Türkiye ile ticari, ekonomik ve siyasi alandaki ilişkilerin geliştirilmesi için her türlü desteği sunduklarını belirterek, "Her iki ülkenin stratejik ilişki ve konumlarından da hareketle birçok projeyi birlikte başarabiliriz. Tabii bunun en başında Kalkınma Yolu gelmekte ki Körfez ülkelerinden Avrupa'ya kadar, Türkiye ve Irak üzerinden mal çıkışı söz konusu olacak. Sınır konularında birtakım olumsuz şeyler yaşanmakta olduğunu bilmekteyiz; ama bakanlıklar arasındaki siyasi ilişkiler, dostluklar ve güvenlik birimleri arasındaki iş birliği nedeniyle bütün her şeyin üstesinden gelmeye açık durumdayız. Bilindiği üzere önümüzdeki hafta büyük ve tarihi önemde bir ziyaret beklemekteyiz. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak'a gerçekleştireceği ziyaretten bahsediyorum. Bu ziyaret sırasında birçok siyasi konuda üstlenilmiş olan rollerin aktif hale geleceğine inanmaktayız. Türkiye'nin güvenlik ve istikrarı tabii ki Irak'ın güvenlik ve istikrarıdır aynı zamanda. Irak'ın güvenlik birimleri; ordu, silahlı kuvvetleri, polis gücü ve halk nezdinde istihdam ettiğimiz kesimler, iki ülke arasındaki sınırı gönülden korumaya azimlidir" diye konuştu. (DHA)