CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, "Bir ülkenin gençliği ikinci yüzyıla giderken 'Başka ülkede yaşamak istiyorum, ülkeyi yönetenler bunun farkında değil diyor." açıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlu, "Gençlerin yüzde 64’ü vatandaşlık verilirse ‘Türkiye’den giderim’ diyor. Türkiye’nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye’nin beka sorunu nedir acaba? Bayrak, vatan için mangalda kül bırakmayanlar bu gerçeği görüyorlar mı? İşte beka sorunu budur." dedi.

Kılıçdaroğlu, "Ülkeyi yönetenler bunun farkında değil. Hayattan, gençlerden, yaşamdan, sorunlardan kopuk bütün dünyası saray olanların Türkiye'nin sorunlarını çözme kapasitesi yoktur. O nedenle biz "İkinci yüzyıla çağrı beyannamesini ortaya koyduk. 13 madde özenle seçilmiş, üzerinde uzun uzun konuşulmuştur." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:

 Parlamentonun, Anayasa'nın askıya alındığı dönemden geçiyoruz. Bunu bizim bütün kitlelere soğukkanlı, özgüvenle anlatmamız gerekiyor. Bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. Bu yük hepimizin omuzlarındadır. Aynı sorumluluğu yüklenmek zorundayız. Genç tweet atacak korkuyor, başıma bir bela gelir mi diye... Gençler hata yapabilirler, yanlış yapabilirler. Onun gençliğini gözardı edip de, yaptığı hata yüzünden başına sopayla vurursanız o genç iflah olmaz. Bir düşünceyi, bir genci yok ediyorsunuz demektir.

"İflas eden bir yargıyla karşı karşıyayız. Yargı sisteminin bu kadar köreleceği bu kadar aklıma gelmezdi. Yargının kendi içinde iç denetimi var. Alt mahkeme, en üst mahkemenin 'Verdiği kararı tanımıyorum' diyorsa çürüme oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi topluma, "Biz hukukun üstünlüğüne göre karar veren bir mahkeme değiliz. Böyle olmadığımız için de anayasalar bizi bağlamaz biz gücümüzü saraydan alıyoruz' diyor."

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi topluma şu mesajı veriyor:

1-Biz hukukun üstünlüğüne göre karar veren bir mahkeme değiliz.

2- Böyle olmadığımız için de anayasa ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü anayasadan değil saraydan alıyoruz.

3- Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz. Biz yasama organının üyesini AYM'nin kararına rağmen yargılayıp mahkum ederiz. Bizi TBMM Başkanı dahil eleştiremez. Yasama dokunulmazlığı olan bir vekilin yasalara aykırı olarak yargılanmasına itiraz etmesi gereken ilk kişi Meclis Başkanı'dır. Meclis Başkanı'nın sesi çıkıyor mu? Çıkmaz, çıkamaz. Talimatı saraydan alır.

4- Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM'nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır.

5- Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz.

Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Devletin dini adalettir. Adaleti yok ederseniz devleti, insanlığı, ekosistemi yok edersiniz.

SİYASİ AHLAK YASASI

Hırsızlık yapanın büyükelçi olduğu bir ülkeye hangi devlet saygı duyar? Hırsızlık yapan bir isim bindiği arabaya Türk bayrağı asılıyor. O bayrağa yapılan en büyük saygısızlık çikolota kutusunda rüşvet alanların büyükelçi olarak atanmalıdır.

AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI

Bir yüzyılın sonunda geldiğimiz tablo insani açıdan büyük bir dramdır. Bir yüzyılı devirdik, yüzbinlerce kişi pazar artıklarından besleniyorsa oturup düşünmemiz lazım. Aile Destekleri Sigortası'nın amacı hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi. Herkesin güvencesi sosyal devlet olur.

DIŞ POLİTİKA

Yüzyılı devirdik, tüm komşularımızla düşmanız. Niçin? Ya dedelerimiz yanlış yaptı ya bunlar yanlış yapıyorlar. Suriye, Mısır, İran, Irak... Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. En büyük tehlike dış politikanın iç politika malzemesi olarak kullanılmasıdır. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı kuracağız. Ortadoğu'yu bir kavga alanı olmaktan çıkarıp bir barış havzasına döndürebiliriz. Dünyanın bütün demokratlarının diktatörlere karşı birleşmesi lazım.

KILIÇDAROĞLU: ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER BİR SİYASİ PARTİ SEÇİMİ DEĞİLDİR

Önümüzdeki seçimler bir siyasi parti seçimi değildir. Hala bunu anlamak istemeyen belli çevreler var. Önümüzdeki seçimler demokratlar ile diktatörler arasındaki seçimlerdir. Bir sağ-sol seçimi değil, kendi ülkesinde düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen demokratlarla, hayır bir kişi konuşsun diyen otoriter rejim yanlıları arasındaki seçimdir. Bu çerçeveden olaya bakamazsanız otoriter rejimlerin tutsağı haline gelirsiniz.

NİYE SEÇİMDEN KORKUYORLAR

Niye seçimden korkuyorlar? Gideceklerini biliyorlar. Bu seçim Kılıçdaroğlu'nun talebi mi? diyorlar. Hayır kardeşim, bu talep Kılıçdaroğlu'nun değil, esnafın, çiftçinin, emekçinin talebidir... Evet kardeşim cesursan, ülkenin sorunlarını çözemedin.