CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Tekirdağ'a "dünyanın en büyük yalanını söylendiğini kaydeti.

Şöyle konuştu:

Ergene de su içilecek diyorlar. İçin beyler. Hiçbir canlının yaşamadığı su parça haline geldi. Doğanın adaleti yok mu? Bugün konumuz adalet. Doğanın da bir adaleti var. Eskiden Ergene'de balıklar vardı. Kuşlar gelip su içerdi. İnsanlar, çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi?

Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olan toplumun vicdanıdır. Adalet demek, haksızlığa karşı isyan etmektir. "Bu yanlıştır" demektir. Haksızlık karşısında susmamaktır.

Eğer bir ülkede adalet varsa insanlar düşüncelerini özgürce açıklarlar. Kimse düşünceleri nedeniyle hapishaneye atılmaz, farklı düşündü diye üniversiteden atılmaz. Hz. Ali, "Devletin dini adalettir" diyor.

Ergene Havzası 53 belediyenin havzasını kapsıyor. Fotoğraflar acı. Cezalar yetersiz, ağır cezalar getirin ki nehir kirlenmesin diye öneri getiriliyor. Gelmedi. Niçin? Yürütme organı TBMM'yi dinlemiyor ki.

Kimyasal arıtma yapılması istemiyor. Yapılmıyor. Yürütme organı kim Erdoğan. Tekirdağ'a gittiğinde ise dünyanın en büyük yalanını söylüyor: "İçilecek su."

Bu suda yüzen balıkların, sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Adalet diyoruz güzel de gereğini yapmıyoruz.

2002'de Ergene Nehri'ndeki kirlilik için Araştırma Komisyonu kuruldu. CHP milletvekilleri önerge verdiler, AK Parti milletvekilleri katıldı. 2003'de rapor bitti ve gereği yapılsın denildi. 2021 yılındayız, 2003'te bu kadar kirli değildi şimdi daha kirli.

Trakya Su Kanalizasyon ve Katı Atık Genel Müdürlüğü kurulsun deniliyor 2003'de. Kurulmadı. Hangi gerekçe ile kurulmadı. Her yere para buluyorsunuz, şatafata para buluyorsunuz. Bir eliniz yağda bir elini balda. Suyu kurtarmak için neden kurmadınız? Doğaya yapılan en büyük adaletsizlik. Bu suda yüzen balıkların, bu sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Nerede peki bunlar?