CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısından öne çıkanlar şöyle:

“ARTIK AK PARTİLİLER BİLE DAYANAMIYOR”

“Önce, ‘Türkiye'yi, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapacağım’ dedi. Sonuç ne oldu? 1990'da girdiğimiz en büyük 20 ekonomi arasında, artık yokuz. 2023'e bir kala, Erdoğan Türkiye'yi 23. sıraya düşürdü. Erdoğan 2023 için millete başka taahhütler de vermişti. ‘Milli gelirimizi, 2 trilyon dolara çıkaracağım’ dedi. Ama bunun yarısını bile gerçekleştiremedi. 2023'e bir yıl kaldı, milli gelirimiz 800 milyar doların altına, 794 milyar dolara düştü.

‘Kişi başına düşen gelir, 2023 yılında 25 bin dolar olacak’ dedi. Ama kendi atadığı Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı, ‘Türkiye fert başına 8 bin 500 dolarla, fakir bir ülkedir’ diyerek, saray ve şürekasının ülkeyi içine düşürdüğü durumu, TBMM'de itiraf etti. Evet, Saray millete verdiği sözleri tutmadı. 20 yılın sonunda ülkeyi getirdiği yer fakirlik, fukaralık.

Hep söylüyoruz, gerçeklerin er ya da geç, ortaya çıkmak gibi güzel bir huyu var. Artık yaşamın gerçekleri karşında, AK Partililer bile dayanamıyor. ‘Kral çıplak’ diye bağırıyor. Erdoğan bundan dört yıl önce 19 Haziran 2018'de, milletimizin huzuruna çıkıp başka sözler de verdi. ’24'ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin. Ha ondan sonra bu faizle, şunla, bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz’ dedi.”

“İŞE BU UCUBE REJİMİN SANDIKTA TASFİYESİYLE BAŞLAMAK GEREKİR”

“Dört yıl önce aldı yetkiyi, millete gösterdi etkiyi. Erdoğan bu sözleri söylediğinde, iki yıllık tahvil faizi yüzde 19’du. Şimdi yüzde 24. Bir yılda bütçeden ödenen faiz, 2018’de 62 milyar 419 milyon liraydı. Bugün son 12 ayda ödenen faiz, 221 milyar 280 milyon lira. Bütçedeki faiz harcamaları, dört yılda dörde katlandı. ‘Faiz sebep, enflasyon netice’ safsatasıyla, millet pahalılığa ezdirilirken, faiz lobilerini abat etti.

19 Haziran'da 2018'de, Türkiye'nin borç ödeme risk primi 290 idi. Bugün 820. Yine dört yıl önce Erdoğan yetki istediğinde, dolar kuru 4 lira 71 kuruştu. Bugün 17 lira 33 kuruş. 1 litre benzin 6 lira 29 kuruştu. Bugün 27 lira 63 kuruş. 1 litre mazot 5 lira 75 kuruştu. Bugün 30 lira 10 kuruş. 12 kiloluk ev tüpü 92 liraydı. Bugün 335 lira.

Erdoğan'ın memleketi Rize'de, ekmeğin fiyatı 1,5 liraydı. Bugün bir ekmek oldu 5 lira. Enflasyon yüzde 12 idi. Bugün oldu yüzde 74. O da TÜİK'in makyajlı rakamlarıyla. Bugün, millete verdiği sözleri tutmayan, taahhütlerini yerine getirmeyen müflis bir siyasetçi, cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal ediyor. Kibrine esir olmuş, tek başına, ülkeyi yönettiğini sanıyor. Teşhisi doğru koyamazsanız, doğru tedavi uygulayamazsınız. Türkiye'yi uçuracak denen ucube saray rejimi sebeptir. Hayat pahalılığı ve yoksullaşma ise sonuçtur. İşe, bu ucube rejimin sandıkta tasfiyesiyle başlamak gerekir.”

“SAVCILARI GÖREVE DAVET EDİYORUM”

“Genel başkanımızın İzmir’de çiftçilerimizle beraber olduğu toplantıda kadın çiftçilerin feryatları yürekleri dağladı. Peki Tarım ve Orman Bakanı bu feryatları duydu mu? Hayır. Yemedi, içmedi toplantıda dertlerini anlatan kadın çiftçilerin kişisel bilgilerini basınla paylaştı. Aba altından sopa gösterdi. Verdikleri üç kuruşluk paraları çok marifetmiş gibi anlattı.

Kişisel bilgileri paylaşmak suçtur. Ben savcıları burada göreve davet ediyorum. Kanunun emrettiği ama ödemediğiniz, çiftçiye 273 milyar lira borcunuzu hemen ödeyin. Bakan Yardımcısı çiftçinin yakasından elini çeksin kendi işini doğru dürüst neden yapmadıklarının hesabını versin. Tarım ve sanayi birbirinin ikamesi değildir, tamamlayıcısıdır.”