Değerli okurlar;

Bugün bir velimle aramda geçen konuşma üzerine bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı duydum.

Okuduğu okulda kısmen disiplin problemleri yaşayan bir öğrencimin anne ve babası ile görüşmek istedim. Anne ve baba ile durumu değerlendirirken baba dedi ki; “Hocam bu çocuk bugüne kadar ne istediyse yaptık, bir dediğini ikiletmedik. Neden böyle oluyor anlayamıyorum.”

Aslında bu cümle tam olarak kafamdaki soruların cevabıydı…

Büyük çoğunluğumuz çok zor zamanlardan geçerek bu gün bulunduğumuz konumlara geldik.

Kimimiz çocuk yaşta çalışma hayatına atılmak zorunda kaldı, kimimiz okuluna devam edebilmek için hem okuyup hem çalıştı.

Kimimizin koskoca çocukluk döneminde bir tane dahi oyuncağı olmadı, ya başkalarının eskilerini kullandı ya da kendimiz yaptık en sevdiğimiz oyuncağımızı.

Hiç düşündünüz mü bu zor yaşam şartları size ne kattı?

Bu zor zamanları yaşamasaydınız ne olurdu?

Kıymetli anne babalar; çocuğunuzun her isteğini hemen yerine getirmek, çocuğunuza hiç zorluk yaşatmamak, çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük kötülük.

Sizler çocuklarınızın emir eri değilsiniz, onların her istediğini yapmak gibi bir ödeviniz de yok.

Çocuğunuza hayır demeyi öğrenin. Aksi halde çocuğunuz dünyanın kendi için döndüğünü zanneder.

Etrafındaki herkesin ona itaat etmek zorunda olduguna inandırır kendini.

Her geçen gün daha da bencilleşir, kendisi dışında hiç kimseyi hiçbir şeyi düşünmeyen biri olur.

Anne babasını kendi ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan iki çalışanı gibi görür ve en sonunda da kendi sorunlarını çözemeyen, anne babasının olmadığı ortamlarda ne yapması gerektiğini, nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir birey olur, çıkar.

"Çocuğuma hiç bir eksik yaşatmıyorum, en güzel kıyafetleri giyiyor, en güzel telefonu kullanıyor, en güzel bilgisayar benim çocuğumda var." demek bir anne baba için övünç kaynağı olabilir.

Ama şunu unutmayın ki; her derdini sizin çözdüğünüz, her probleminde sizin yanıbaşında olduğunuz, her başı sıkıştığında koşarak yardıma gittiğiniz, her istediğini anında aldığınız o çocuklar hayata atıldıklarında hayatın gerçeklerine bir beton duvara çarpar gibi çarparlar ve artık onlar için siz de hiçbir şey yapamazsınız.

Bırakın çocuklar çocuklugundan itibaren kendi başının çaresine bakmayı öğrensin.

Bırakın çocuklar kendi problemlerini kendileri çözsün.

Bırakın çocuklar bazı şeyleri almaya paranızın yetmeyeceğini bilsin.

Bilsin ki, gerçek hayat hakkında fikirleri olsun. Yoksa pamuklara sarmalayıp sardığınız o çocuklar, gerçek hayatla karşılaşınca sudan çıkmış balığa dönüyor.

Yani demem o ki, çocuğunuzun ileride başarılı, özgüvenli, disiplinli, mütevazi, saygılı, çalışkan, insanlara değer veren, seven, sevilen bir birey olmasını istiyorsanız onun iyiliği için şimdiden ona hayır diyebilmeyi lütfen öğrenin…