Yazının başlığında kullandığım gibi ‘Köylü kurnazlığı’  son günlerde sıkça duyduğumuz, hemen hemen her örnekte kullandığımız bir deyim.

Sevgili okurlar dünya küçük yapılan her gizli iş ile mutlaka yüzleşiyorsunuz ve bunu bir gün yaşıyoruz. Ne yaparsak yapalım, samimi ve dürüst olmak kazandırır, kaybettirmez.

Yakın bir zamanda, bir ilde 30'a yakın kadın üreticinin kurduğu kooperatiften haberdar oldum.

Kadın girişimcilerin  o yöreye ait özgü üreticilik yapıp, onu metropollere yayarak kazanç elde ederek, bir gelir kaynağı olarak kazanç elde etmeleri hayallerine bende öncü olmak istedim ve gerekli bilgileri alarak siparişlerimi geçtim.

Hem yörenin kültürel ürünlerini tadıp tattıracağımın hayalini kurarken bir yandan da onların heyecanına ortak olacağımdan oldukça keyif almıştım.

Neyse ki ürünler geldi…

Aman Allah’ım o da ne ürünlerin o coğrafyaya özgü olmadığını gördüm. Bu durumu gören çalışma arkadaşlarımızda şaşkınlığını gizleyememişti .

Birkaç gün sonra çok zıt coğrafya ilinden bir telefon.

‘Buyrun efendim’ diyerek telefonu açtım. Karşı taraf telefonda sözlerine şöyle devam etti:  ‘‘O günkü ürünleri benden alıp kendi üretimleri diye size gönderdiler. Arzu ederseniz ben size fiyat ile ilgili yardımcı olabilirim’’ deyince kendi kendime yuh dedim inanmamak için içimde sakladığım o içerik gelen telefonla hayata olan bakışımda güven zedeledi.

Sevgili dostlar işte size küçük bir ‘’köylü kurnazlığı’’ hikayesi. Diyoruz ya ‘’dünya küçük’’ işte küçük olan bu hikayede yatıyor .

Maalesef hemen hemen herkes köylü kurnazlığı ile iş yapmaya çalışıyor. 21. yüzyılda her geçen gün geriye gittiğimizi, ticaret ahlakını yerler altında kaldığını, üzülerek ifade etmek istedim.

İyi tatiller, görüşmek üzere…