Hayatta en tiksindiğim şey, içinde bulunduğumuz düzen hakkında yakınıp durmak ve o bıktığımız hayatın içinden öylece çıkıvermeyi beklemek. Hiç bir çaba vermeksizin dayatılan hakkında atıp tutup, feryat  figan etmek…

Söylenen insanlardan hoşlanmam , ama gelin görün ki ben de söylenirim . Ama bu böyle kalmaz . Söylediklerim boşa gitmez. Çünkü olması gereken noktada söylenirim. E sonuçlarını da tahmin edersiniz .

İnsanın inandığı doğrular adına baş göstermesi ne zor şey. Bir de onca insanın dert yandığı ama ne hikmetse kimsenin bunu sesli konuşamadığı bir toplulukta yaşıyoruz. Fısıldayarak dert yanıyorlar…

Sanki bir çok elle başımın aşağı bastırıldığını hissediyorum . Bir çoğumuza olduğu gibi. İtiyorlar . Ben dik durmaya çalıştıkça kambur kalmanın önemini vurguluyorlar !

Sırtımda ciddi ağrılarım var , bunlar ciddi sırt ve boyun ağrısı da yapıyor , işte dedim ya ne zahmetli şey .

Çenemin durmadığı zamanlar çok. Düzeltilebileceğini düşündüğüm şeyler için oysaki. Veyahut babaannemin adını aldığımdan . Geveze Fadime derlermiş .

Ben söylemezsem kimse söylemeyecek sanırsam . Bu yüzden ben konuşacağım sanırım hep. Ve bu yüzden de yalancılık , para bazlı , müşteri hizmetiyle dahi olsa eksik hizmet veren, riyakarlık içinde çalışan kurumlar beni işe alırken bi kaç kez düşünecek . Ya bizi de farkederse . Bununla uğraşamayız . Hatta bir arkadaşım bana sorunlusun demişti. Bırak sende herkes gibi yap işini geç demişti. Aslına bakarsanız doğru . Ben de arada fikirlerimi kenara koyup yoluma bakayım derken bi yere kadar durabiliyorum. Kim işini doğru yapıyor ki !

E tabi ben de dört dörtlük biriyim diyemem. Ama zaten kusursuz insan da ben sevmem . Kusurlar insanı insan eden . Fakat ki doğrularıyla var olan insanlar kendilerini doğruların içinde var etmek ister. Ama yok , o yer yoksa ordan ayrılıp aç kalmayı dahi yeğler. Hepimizin sorumlulukları var. Ama biz dünyadan değil evrenden bahsedenlerden olalım. Ekmek için verdiğimiz mücadele kadar fikirlerimiz de önemli . Fikrine itimat etmediğim yerde karnım doysa ne olur !

Yanlıştan doyan karnım huzur bulsa ne olur. !

Yaşamını,evini arabasını almak için adayan insanların sonunda onları satarak sağlığını kurtarma çabasından yararlanmak bizi nasıl doğru yapar ? Gerçekten bazen boğuluyorum ben de . Yanlışlar içinde boğuluyorum. Tam ordan çıkacakken içimden cüretkar biri sesleniyor ; “dur gitme ! “…Bir insan bir çok şeyi değiştirebilir . Bu fikrine ne oldu ? …sonra hayatımdaki tüm sorumluluklarıma bir sorun daha ekliyorum. Bununla nasıl mücadele edeceğimi bilmiyorum ama en azından hangi doğrunun içinde olmam gerektiğini biliyorum. Sonunu düşünmüyorum çünkü bir sonu yok bunca şeyin . Yaşadığım kadar , varlığım şu büyülü topun içinde döndüğü sürece inandığım doğrular çizgisinden yürümeye devam ediyor olacağım . Peki ya sizler ? Sizler ne düşünüyorsunuz? Doğru bir düzenin mi  yoksa sizi üzenin mi bir parçası olmak istiyorsunuz ?