Venezuela’nın meşhur devlet başkanı Nicolas Maduro daha yeni Türkiye’ye geldi. Bizimle muhabbeti bol olsa da mahallenin büyük ağabeyini kızdırdığı için ülkesindeki kontrolü güç bela elinde tutuyor. Enflasyon, işsizlik derken ekonominin en kötü olduğu ülkelerin başında geliyor Venezuela. Kimisi bunu ABD’nin yoğun yaptırımlarına bağlıyor. Kimisi ise sorunu Maduro’nun liyakatsiz yönetimi ve beceriksiz ekonomi politikalarına bağlıyor. Dahası Maduro’nun Venezuela’sı komşularla da kavgalı.

Chavez zamanında Venezuela’nın durumu farklıydı. Amerikalı Devletler Organizasyonu’nun (OAS) en etkin üyelerinden biriydi. Ülkesindeki petrol rezervlerini agresif bir biçimde, kullanıyor kurduğu diplomatik ilişkilerle ülkesinin çıkarlarını uluslararası mecralarda savunabiliyordu. Maduro gelince OAS’tan ayrıldı. Venezuela kabuğuna çekildi. Bazılarına göre patlayan enflasyon Chavez’in de suçuydu. Ülkesinin en büyük şansı olan petrol fiyatları yüksekken gerekli yatırımları yapmamış, fiyatlar düşünce Venezuela çaresiz konuma düşmüştü. Bir de bunların üzerine ambargolar gelince zaten kırılgan ekonomi daha da kötü hale gelmişti.

Tabii bu finansal krizin tek sebebi kötü yönetim ve hatalı kararlar mı bilinmez. 2000’den 2015’e kadar bir şekilde varlığını sürdürmüş etkin Güney Amerika liderlerinin bir ortak noktası vardı. Brezilyalı Lula, Bolivyalı Evo Morales ve Venezuelalı Chavez Rusya ve Çin’le ilişkileri ABD ve AB’nin önüne geçirmişti. 

Bir de yıllarca Kolombiya’nın uğraştığı FARC örgütünü Venezuela’nın desteklemesi var. Kolombiya bu yüzden kindar. Kolombiya’da ABD’ye yakın Duque rejimi de Maduro’nun zayıf anını kolluyor. 2018’de Maduro’ya yapılan suikast girişimi sonrası Venezuela hükümeti suçluyu “ABD ve Kolombiya” olarak açıklamıştı.

2019’da ise bir darbe girişimi oldu. Meclis başkanı Juan Guaido’nun çağrısıyla “Özgürlük Operasyonu” adı verilen bir kalkışma gerçekleşti. Venezuela ordusunun küçük bir kısmı bu operasyona katılsa da ordunun çoğunluğu Maduro’dan yana tavır aldı ve darbe başarısız oldu. İşin tuhaf kısmı ise Guaido’nun başarısız girişim sonrası kendini “geçiş hükümeti başkanı” ilan etmesiydi.

Dahası, ABD Guaido’yu başkan olarak tanıyacağını açıkladı. Kendisinin seçim falan kazandığı da yoktu. Bir anda ABD’nin Venezuela ile selamı sabahı kesildi. Yaptırımlar arttırıldı. Ülke ekonomisi yıprandıkça yıprandı. ABD’nin uzun yıllardır temsilciler meclisi başkanı Nancy Pelosi, Guaido’yu “demokrasi kahramanı” ilan etti.

Üzerinden 3 sene geçti. Ukrayna’da savaş çıktı. ABD Rusya’ya yaptırımları açıklayınca batı ekonomisi zora girdi. Enflasyon patladı. Petrol fiyatları uçtu gitti. Rus enerjisine alternatif arayan ABD çözümü Venezuela’da buldu. Maduro’nun yakınları yaptırım listesinden çıkarıldı. Ülkeye uygulanan ekonomik kıskaç nispeten hafifletildi.

Tam bu günlerde bir video düştü internete. 2019’daki darbe girişimini başlatan Guaido’nun bir restoranda saldırıya uğrarkenki görüntüleri paylaşıldı. Aynı günlerde Nancy Pelosi’ye Guaido’yla ilgili bir soru soruldu. Pelosi duraksadı, sonra cevap verdi;

“Kimdi o?”