Ukrayna savaşı sonrası NATO’nun Avrupa’yı tekrar birleştirdiğini dinledik. Batı medyasında herkesin Ukrayna’nın arkasında tek yürek olduğu imajı kazındı.

Polonya bir taraftan, Baltıklar başka yerden akın akın destek sağladılar Ukrayna’ya. Eski Sovyet ülkeleri Rusya’yı yoracak bir savaşa iştahlı olsalar da batı Avrupalılar bu heyecana sahip değillerdi. Fransa ve Almanya yeri geldiğinde “Rusya’yla diyaloğu sürdürelim” diyerek fikirlerini belli ettiler. Hatta Almanya’nın konumuna o kadar güvenilmiyor ki Kuzey Akımı-2 köprüsü bir şekilde (!) havaya uçuruldu ve Almanya’nın Rusya’yla enerji ilişkilerinin geleceği törpülenmiş oldu.

Yani kısacası batıda kendini şimdilik pek belli etmeyen bir güvensizlik ortamı var. Rusya’ya yatkınlığıyla bilinen Berlusconi’nin partisini de içeren yeni İtalyan hükümeti şimdilik Ukrayna’yı desteklese de tabanında bunun çok popüler olmadığı biliniyor. Şartlar enerji meselesi yüzünden kötüleştikçe bu güvensizlik NATO’yu giderek zorlayacaktır.

Konumu değişmeyecek olan ülkeler de var. Baltıklar, İngiltere ve tabii ki Polonya. Ukrayna savaşına İngiltere ve ABD dışında en müdahil ülke Polonya’dır. Ciddi askeri harcamaları olan bu ülkenin verdiği desteğin yanında Ukrayna’da en fazla gönüllü askeri bulunan ülke olduğunu da belirtelim. Polonya, AB’nin modern kültürel normlarına uymamasından ötürü epey fırça yiyen bir ülke.

Ancak batılılar Polonya’yı eleştirmeden önce iki kere düşünüyorlar. Kültürel konumu Macaristan’a yakın olmasına rağmen, Rus düşmanı olmaları ve Avrupa’nın önünde bariyer görevi görmeleri Polonya’yı dokunulmaz kılıyor. İşte bu imtiyazdan olacak ki Polonyalılar biraz cüretkar olmaya başladılar. ABD’nin Almanya üzerindeki baskın tutumdan faydalanarak 2. Dünya Savaşı için tazminat istediler. Halbuki Almanya o dönemle ilgili ödeyebileceği tüm bedelleri ödedi. Polonya öncesinden onlarda olmayan toprakları dahi ele geçirmişti.

Yani bu saatten sonra Almanya’nın ödeyeceği bir şey kalmamıştı. Ancak bu Polonya’nın umurunda olmadı. Arkasındaki en azından şimdilik yüksek ABD desteğiyle kendisinden çok daha büyük ekonomileri (hatta AB aracılığıyla kendi ekonomisinin de önemli finansörlerini ) tehdit edecek cesareti kendilerinde buldular.

Avrupa’nın şu anda müzmin yaramazları belli; Macaristan ve Sırbistan. Ancak bu yaramazlar listesinde tahtaya yeni ve “daha büyük” isimler eklenirse NATO’nun birlik ve bütünlüğü tehdit altına girebilir. ABD ise böyle bir durumda Ukrayna’dan çok daha fazlasını kaybeder. Enerji krizi bu kavgada belirleyici olacak.