Geçtiğimiz aylarda dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın Twitter’a talip olması batıda ortalığı karıştırmıştı. ABD merkez medyası “düşünce özgürlüğü adı altında ırkçılığı normalleştirecek” diyerek kıyameti koparmıştı.

44 milyar doları masaya koyup teklifi kabul ettirince çeşitli komplo teorileri havalarda uçuştu. Musk Twitter’ı ne yapacaktı ki? Birçokları Musk’a “Rus ajanı” bile dediler. Onlara göre “Dezenformasyonla mücadele” kurallarını gevşetip Rusya’nın manipülasyon çalışmalarına yardımcı olacaktı Musk. “Kendi şirketiyle ilgili atılan iddiaları susturmak için aldı” diyenler de oldu. Ben ise Musk’ın yeni dünyada altın madeninden daha değerli olan veri arşivlerinin peşinde olduğu kanaatindeydim. Bu verilerle çeşitli şirketlerinin üretim hedeflerini ayarlayacak ve karını arttıracaktı.

Aylar geçti, bir türlü anlaşma sonlanamadı. Musk, Twitter’ın gerçek bot sayısını gizlediğini söylüyordu. Şirketin iddiası bot sayısının %5’i geçmediği yönündeydi. Az çok Twitter kullanmış kimse aynı Musk gibi buna pek inanmadı. Haftalar boyu “gerçek sayıyı söyleyin” diye sosyal medya şirketini sıkıştırmış olsa da bir sonuç elde edemedi ve geçtiğimiz günlerde anlaşmadan vaz geçtiğini açıkladı.

Musk için bu neden mi çok önemliydi? Bot sayısı açıklanandan fazla olduğu takdirde şirketin değeri düşüyordu. Musk 44 milyardan daha az bir miktara anlaşmak istedi. Twitter’dan cevap alamayınca da başka bir yol denemeye karar verdi.

Birçokları artık bu anlaşmanın bittiğini ve Musk’ın tamamıyla vazgeçtiğini söylüyor. Ben pek o görüşte değilim. Musk’ın bu hareketiyle hem Twitter hem de kendisi ciddi zarara uğradılar. Twitter şimdi kendisini dava etmek istiyor. “Bir işe başladın, alacaksın artık” diyorlar.

Kendisine açılacak bu dava Musk’ın yeni hamlesi olabilir. “Neden vazgeçtin?” diye sorulduğunda “bana gerçek bot sayısını söylemiyorlar” diyecek. Belki de böyle bir durumda Twitter gerçek sayıyı mahkemeye sunmak durumunda kalacak. Eğer işler istediği gibi giderse Musk bu satın alımı önceden anlaştığından epey az bir miktara kapatabilecek.

Açıkçası bu denli büyük bir satın alımın bu kadar kolay iptal olacağını düşünmüyorum. Son zamanki tweetlerinde “siteyi kaybettiği için” büyük üzüntü duyduğunu söyleyen ve “sansür meraklısı” yönetim kurulundan kontrolü geri almak isteyen sitenin kurucusu Jack Dorsey’nin de belirttiği gibi Twitter batıdaki kamplaşmanın önemli bir cephesi.

Musk’ın siteyi aldığı açıklandığında muhafazakar kullanıcıların geri geldiği, liberallerin ise siteyi terk ettiği belirtilmişti. Bu denli bir politik atmosferin bulunduğu yerde satın alımın sadece Musk ve Twitter arasında olduğunu düşünmek pek gerçekçi olmaz. Son zamanlarda internet fenomenlerini toplayıp brifingler veren, “dezenformasyonla mücadele” kurumu kuran Beyaz Saray’ın konuya ilgisiz kalacağını pek düşünmüyorum.

Eğer Amerikan devleti ulusal çıkarlarının bu sebeple tehdit altına gireceğine ikna olursa işlemin sonuçlanmaması için elinden geleni yapacaktır. Böyle bir durumda Elon Musk gibi bir milyarderin daha fazla zorlamayacağını düşünüyorum. Ama yok sadece Twitter’ın “gerçek bot sayısını saklama” çabasından ibaretse bu gerginlik, Musk bir şekilde anlaşmayı nihayete erdirecektir. Bu kavga bir süre daha devam eder. İzleyip göreceğiz.