Göçmen sorunu ülkemizde gündemi işgal etmeye devam ededursun, benzer bir tartışma ABD’de de başladı. Muhafazakar sınır eyaletlerinde sayıları giderek artan göçmenler, Florida ve Texas valileri tarafından otobüslere doldurulup liberal eyaletlere gönderiliyor. Sebep ise söz konusu liberal eyaletlerin kendilerini “göçmenler için güvenli bölge” ilan etmeleriydi.

ABD’nin göçmen sorunu da bizimki gibi giderek artan bir ivmeyle Amerikan halkını rahatsız etmeye başladı. Amerikan halkı demeyelim de sınır eyaletlerindeki muhafazakarlar diyelim. Çünkü, liberal eyaletler kendilerine “göçmenler için güvenli alan” ismi takmışlar. Yasal bir karşılığı olmasa da kültürel olarak “güvende olacağınız bir yer” diyorlar kendi eyaletleri için. 11 tane eyalet bu ismi kullanıyor.

Bu eyaletlerin içinde ABD’nin en çok göçmen barındıran eyaleti California da var. Ancak Cumhuriyetçiler son 10 yılda göçmenlerin çoğunun Texas ve Florida’ya geldiğini bu yüzden liberal eyaletlerin onlar kadar sorun yaşamadığını iddia ediyor. “Madem bu kadar seviyorsunuz, alın siz bakın o zaman” diyorlar yani.

İşte bu ortamda ABD’nin yükselen politik figürlerinden ve muhtemelen de Trump’tan sonraki Cumhuriyetçilerin yıldızı olacak Florida valisi Ron DeSantis sert bir kararla göçmenleri liberal eyaletlere göndermeye başladı. 2 uçak dolusu göçmen Massachusetts eyaletine bağlı Martha’s Vineyard adasına gönderildi. Bu adanın özelliğinin çok zengin liberallerin tatil noktası olduğunu belirteyim.

Böyle bir karar alan tek muhafazakar da DeSantis değildi. Texas Valisi Greg Abbott da göçmenleri otobüslere doldurup California’ya yolluyor. Durum böyle olunca Demokratlar epey tepki gösterdiler. Martha’s Vineyard adası “insani kriz” başladığını duyurdu.

Ada küçük bir yer olsa da 2 uçak dolusu insanla insani kriz başlayacak bir yer de değildi. Bu tepkinin sebebi muhafazakar eyaletlerin bu politikaya devam etmesinden korkulmasıydı. Liberal medya kuruluşları DeSantis’in hareketini politik şov olarak nitelendirdiler. Sorun çözmekten ziyade seçmeninden alkış toplamak istiyordu Florida valisi.

Bir de işin hukuki boyutu konuşuldu. “İnsanları kaçırıyorlar” diyenler çıksa da uçaklara binenlerin kendi isteğiyle bindiği belirtiliyor. Demokratların iddiasına göre iş ve iyi bir hayat vaadiyle kandırılıyordu bu göçmenler. Doğrudan kaçırma olmasa bile kandırma vardı ve suç kapsamına alınabilirdi.

İşin yasal süreci nasıl işleyecek bilmiyoruz ama Cumhuriyetçiler rakiplerinin yumuşak karnını iyi bulmuşa benziyorlar. Hem kendini göçmen dostu ilan eden zengin liberallerin tadını kaçırdılar hem de ara seçimler yaklaşırken Demokratlara iyi bir gol attılar.

 Biden dönemi ABD’nin küresel varlığını hatırlamak amacıyla politikalarını şekillendirse de iç siyasette epey zayıf kaldı. Ekonomik zorlukların yanında göçmen sorununu çözemediler. Trump’ın seçim döneminde epey hırpalandığı göçmen çocukların ailelerinden ayrı tutulması meselesi daha da kötüleşti. Toplam gelen göçmen sayısı iki katının üstüne çıktı.

Başkan Yardımcısı Kamala Harris yaptığı Güney Amerika turunda “ABD’ye gelmeyin, yolda ölürsünüz” dese de pek caydırıcı olmadı ve insanlar gelmeye devam ettiler.

Bu sırada Cumhuriyetçiler öyle veya böyle istemedikleri göçmenleri otobüslere doldurup yollamaya başladılar. İsveç’ten, ABD’ye, Fransa’dan Türkiye’ye, göçmen karşıtı politikalar siyasetçilere kazanım sağlamaya devam edecek, en azından göçmen sorunu çözülene kadar.