Kherson cephesinin de kapanmasıyla Rusya’nın yenilgilerine bir yenisi eklendi. Haber Rusya Savunma Bakanlığı tarafından duyurulduktan sonra Rus yanlısı medyada bir hayal kırıklığı ortaya çıktı. Rusya’da yapılan bazı yayınlarda bile “bırakacaksak neden ilhak ettik?” soruları sorulmaya başlandı.

Belki biraz beklenmeyen bir yorum olacak ama Kherson’dan çekilmenin Rusların savaş başladığından beri kendi adlarına aldıkları en iyi karar olduğunu söyleyebilirim. Sebebiyse biraz karışık.

Öncelikle bunun politik olarak büyük bir yenilgi olduğu aşikar. “Biz çekildik onlar bizi kovmadı” gibi cümlelerin de karşılığı yok. Sonuçta Ukrayna tarafı devamlı köprü saldırıları ve ufak taarruzlarıyla Kherson’u Ruslar için yaşaması zor bir yere çevirdi. Ruslar paşa keyifleri istediği için değil bölgede kalmanın sürdürülemez olduğu için çıktılar.

Rusya’nın operasyonun başına getirdiği “bir bilen abisi” Surovikin’i televizyonda görmüş olabilirsiniz. “General Armageddon” operasyonun başına geldi haberleri epey duyulmuştu. Surovikin adeta Ocak ayında başa geçip enkaz devralan teknik direktör edasında kararlar almaya başladı. Takımın yarısını kadro dışı bırakır gibi emrindeki komutanları değiştirdi. Seferberlik ilan edildikten sonra “Kherson’da ağır kararlar alabiliriz” demişti komutan.

O zaman açıklamayı bir “akıl oyunu” olarak değerlendirdik. Rusya, neticede Kherson’u diğer bölgelerle birlikte yeni ilhak etmişti. Daha üstünden 2 hafta geçmeden çekilme pozisyonuna geçecekse neden böyle politik bir karar aldı? “Şehir saldırı altında referandum yapamıyoruz” diyerek ilhakı Kherson için erteleyebilirlerdi.

İşte Rusların politik hesaplarıyla sahadaki gerçekler arasındaki uçurum bu karardan da anlaşılıyor. Putin’in Rusya’nın potansiyelinin çok üzerinde politikalar yürüttüğüne inanan biri olarak sahadaki performansın da bu politikaların altında kaldığını söylemem gerekir.

Bu uçurum öyle boyutlarda ki sahada insan gücü eksiği kendini sürekli hatırlatmasına rağmen Ukrayna’nın yapacağı taarruzlar küçümsendi. Rusya aslında Kharkiv taarruzunda ciddi bir toprak kaybına uğrayınca acı gerçekle tanışmış oldu.

Karşı taraf tam seferberlik ilan etmiş, batıdan sürekli ekipman ve eğitim alıyor ve sizin ordunuzun başarısız hücumları sonrası ele geçirdiği zırhlı araçlarla kendini bir taarruz için hazırlıyor. Siz ise 6 ay boyunca gidişatı değiştirmek adına bir şey yapmıyorsunuz. Yani sezona iyi transfer yapmadan başlayıp Ocak ayında hocayı kovuyorsunuz.

Rusya bir şeye güveniyor. Tarih boyu sahip olduğu bir güce. O da dirençli olması. Tarih boyu en iyi taktiklere, en güçlü kudretli ordulara sahip olmadılar. Ancak düşmanı yoracak coğrafyaları ve kolay pes etmeyen bir kültürleri vardı. Bunun da rahatı tatmış 21. Yüzyıl batılısına üstün geleceğini umuyorlar.

Fakat bütün maç yumruk yiyerek kazanmanız mümkün değil. En az bir iki başarılı yumruk indirebilmelisiniz. General Surovikin de bu yüzden getirildi. Devraldığı enkazda hatalı gördüğü yerleri düzeltmeye başladı. Kherson’dan çekilerek onlara Odessa’ya kadar giden bir operasyon sağlamayan ancak düzenli olarak ekipman harcatan ve lojistik ağları yoran bir cepheyi kapattı.

Buradan serbest kalan birlikler Donbass’a da gidebilirler Belarus’a da. Eğer Belarus’a giden asker sayısı artarsa önümüzdeki aylarda başlayacak bir operasyonun habercisi olduğunu söylemek gerekir. Eğer Donbass’a giderlerse muhtemelen bölgedeki çatışmaların şiddeti artacak.

Bu sırada serbest kalan birlikler sadece Rusların değil tabii ki. Ukraynalılar da burada ve Kharkiv’de taarruzlar yapmış elit birliklerini tahminen Zaporijya’ya gönderecekler. Hem Melitopol ve Mariopol’e doğru bir taarruz imkanı bulacaklar hem de Kış öncesi başarmayı umdukları operasyonları tamamlamış olmanın moralini taşıyacaklar.

İkinci dünya savaşının kilit noktalarından biri Nikopol-Krivoy Rog muharebesiydi. Zaporijya’nın kuzeyindeki bu bölgede Hitler’in inadı Almanların uzun süre bir çıkıntıyı tutmak için çalışmasına yol açmıştı. Bugünkü Ruslar nasıl Dinyeper’in “sağ yakasında” bir köprübaşı elde ettiyse Almanlar da aynı nehrin sol tarafında bir çıkıntı tutmuşlardı. Tabii Almanların arzusu boş bir politik heyecandan ibaret değildi. Hitler bölgeyi büyük magnezyum, demir ve manganez kaynağı için istiyordu. Savaş makinesini destekleyecek kaynakları bu çıkıntı sayesinde elinde tutacaktı.

Komutanları Hitler’e “ya yorgun birlikleri çıkaracağız, ya da bölgeden çekileceğiz” demişti. Hitler destek birliklerin sözünü verdi. Bir çıkıntıyı korumak ordular için her zaman çileydi. Nehir üzerinden lojistik destek sağlaması zor olmakla birlikte düzenli olarak düşman ateşinin hedefi oluyordu. Hitler tabii bu sözünü tutmadı ve Alman birlikleri hem çıkıntıyı kaybettiler hem de 15 bin zayiat verdiler.

Mao’nun dediği gibi, toprak kaybedip insanı korursan toprağı geri alabilirsin, insanı kaybedersen hem toprağı kaybedersin hem de insanı. Ruslar lojistik destek sağlamakta zorlandıkları ve onlara operasyonel manada bir fayda getirmeyen bir cepheyi kapatarak ve bunu büyük kayıplar vermeden, Rus destekçisi sivilleri arkada bırakmadan yaparak büyük bir faciayı da önlemiş oldular.

Öyle bir durum ki savaşın başından beri her şeyi eleştiren Çeçen lider Kadirov ve Wagner paralı askerlerinin lideri Prigozhin  bile Kherson çekilmesine destek oldular.

Şu ana kadar hep “ABD Rusya’yı Dinyeper’in batısında istemiyor” cümlesini duyduk. Yani Kherson’u bıraktığı sürece Rusya ile masaya oturabilecekleri bahsediliyordu. Ancak seferberlik ilan edilmişken ve ciddi toprak kayıpları yaşamışken Rusya’nın diplomasiyi zafer olarak satabilmesi çok zor gözüküyor.

“Nazilerden arındırma” gerekçesini gösterdikleri bu savaşı Donbass’ın yarısını bile alamadan tamamlamaları onlar adına facia olur. Bu nedenle maalesef ki savaş daha uzun bir süre devam edecek.