Ukrayna’da savaş tüm şiddetiyle sürerken medyada da çeşitli kavgalar baş gösterdi. Özellikle batılılar her uluslararası krizde “iyi ve kötü adam” ararlar. Karşı cephelerinde de durum farklı değildir. Savaşın sebeplerini açıklarken birden fazla gerekçe kullanmanız “Putin’ci” ya da “NATO’cu” damgası yemenize sebep olacaktır.

 Halbuki gerçekte bu tarz karmaşık durumların sebebi birden fazladır. Önce Rusya’nın saldırırken gösterdiği gerekçelere bakmak gerekir.

Belki de en önde gelen gerekçe NATO’nun bitmeyen genişlemesiydi. NATO Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle Doğuya genişlemeyeceği taahhüdünü vermesine rağmen sözünde durmamıştı. Ukrayna gibi Rusların egemenlik alanının dibinde bir ülkenin NATO’ya katılması Rusya için ciddi bir tehditti. Batı ülkeleri dışında kalan milletler bu gerekçeye pekala ikna olmuştu. Sahi, Rusların veya Çinlilerin öncülük edeceği bir askeri ittifaka Meksika veya Kanada’nın katılmasına ABD nasıl tepki verirdi? Bu iki ülkeye bir askeri operasyon kaçınılmaz olurdu.

NATO’nun bu agresif ve hızlı genişlemesi Ruslar için önemli bir gerekçeydi ancak tek başına yeterli değildi. Putin savaş başlamadan günler önce bu sebepleri sıralamaya başladı. NATO genişlemesinden sonra bir de tarih dersine girişti. Ukrayna tarihi olarak Ruslara aitti ona göre. Hatta iddia o ki Sovyetler döneminde Kruşçev alkolün ve Ukrayna’lı eşinin de etkisiyle Kırım’ın Ukrayna Sovyetine verilmesine göz yummuştu.

Putin öyle bir anlattı ki, Ukrayna diye bir millet yok dersiniz. “Onlar zaten bizim bir parçamız” diyordu Rusya. Sonra saldırının başladığı gün “Ukrayna’nın nazilerden arındırılmasını hedefliyoruz” diye son gerekçeyi de ortaya koydular.

Naziler derken, batılıların ağzına pelesenk ettiği, görüşü beğenilmeyen herkesin ilan edildiği gibi bir “naziden” bahsetmiyorlardı. Bunlar hakiki bildiğiniz naziydi. Gamalı haçlı kol bantları, SS sembollü Ukrayna bayraklarıyla en ön cephelerde 7-8 yıldır aktif Azov Müfrezesini kastediyorlardı. Sahi, Ukrayna tarafı bir karışıktı. Rusları sevmeyen herkesin toplandığı bir ittifaktı bu. Nazi de vardı, Yahudi de, Kırım Tatarı da vardı Ukrayna yanlısı Rusça konuşanlar da…

Ancak Putin’in söyleminde bir çelişki vardı. Hem NATO’yu defedeceklerdi hem Ukrayna’yı nazilerden arındıracaklardı ama bir andan da Ukrayna’yı kendi toprağı olarak görüyorlardı. Gerekçe hangisi? ABD’lilerin yıllarca ortaya attığı “demokrasi götürüyoruz” bahanesinden pek farklı değildi aslında. Emperyalist hedeflerini pek de gizlemedi Rusya bu dönem boyu. NATO Ukrayna’ya bulaşmasa bu işgal olmazdı demek bu gerekçelerle mümkün değil.

Bir de işin ABD ayağı var. Putin’in ilk gerekçesinin kaynağı olan NATO genişlemesi yani. Gösterdikleri tutarsız politikalarla bir ülkenin kaderini daha yıkıma ittiler. Aynı Afganistan’da olduğu gibi destekledikleri politikacıları yalnız bıraktılar. Şu an kimse “neden müdahale etmiyorsunuz” diyemez. Artık müdahale dünya için korkunç bir yıkım demek olur. Ancak caydırıcılığa zerre yaklaşamamış yarım yamalak yaptırımları ve Ukraynalılar için çizdikleri sahte NATO üyeliği hayalleri bugünkü krizin zeminini hazırladı.

Ruslar neden saldırıyor?

Rusların kullandığı bir cümle var.”Bu savaş bugün başlamadı. 2014’te başlayan savaşı bugün bitiriyoruz” diyorlar. Donbass bölgesinde ölen binlerce sivili gösteriyorlar. Ben de birçokları gibi Rusya’nın yaptığı büyük yığınakla NATO’da ayrışmalar yaratıp daha küçük bir operasyonu sorunsuz halledeceği görüşündeydim. Fakat şu anda topyekün bir savaştan bahsetmek mümkün.

2008’de Rus ordusu Putin yönetiminde reforma gitti. Asker sayısı azaltıldı. Ordu konvansiyonel olmayan savaş yöntemlerine hazırlandı. Suriye’den aşina olduğumuz düzensiz birliklerin cephe savaşı harici yaptıkları operasyonlar gibi yani. Ancak Rus Genelkurmayı, ekonomik, kültürel ve sosyolojik karışıklıkların yeterli olmadığını ve son darbenin bir askeri müdahaleyle vurulacağına inanıyorlar. Ruslar Kırım’da da ortamı çeşitli yöntemlerle hazırladıktan sonra askeri müdahaleyle sonlandırmışlardı.

Putin yönetimi batının gösterdiği zayıf caydırıcılıktan cesaret bulmuş olacak ki yıllardır uzayıp giden Ukrayna meselesini sonlandırabilecekleri bir ortam bulduklarına inanıyorlar. Başarılı olmaları için savaşın hızlıca bitmesi gerekir. Ukrayna’nın savaşı uzattığı her bir gün, Rusya için kar-zarar dengesinin aleyhine işleyeceği anlamına gelir. Şu anda cepheden gelen bilgilerin güvenilirliği epey düşük. Yani hangi ordunun ne derece performans gösterdiği ancak savaş sonlandığında belli olacak.

Tabii bu sırada devlerin altında ezilen Ukrayna halkı oldu. Rusya kazansa bile yaşadıkları bu travmaların ardından Rus yanlısı bir hükümet ne kadar kalıcı olur bilemiyorum. Maalesef ki Ukrayna yakın gelecekte huzurdan uzak bir bölge olmaya devam edecek. Umarım yanılırım.