Albert Einstein; “Aslında herkes dâhidir. Ama siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, balık tüm hayatını bir aptal olduğuna inanarak geçirir.” demiş yıllar önce…  Milyonlarca spermden sadece bir tanesi yumurtayı döller, mucizevi bir şekilde oluşan embriyodan bizler meydana geliriz ve her birimiz aslında bir mucizeyiz. Bu kadar romantik bir yerden bakarken insanlığa, birdenbire sevgili Ekrem İmamoğlu’na havlayan kadını görünce egzajere bir efekt sesiyle kafamı duvara çarpmış gibi hissettim. Esasen bu durumu ilk defa yaşıyor da değilim ama her defasında ilki kadar can yakıyor.

Ne demişti damat; “Aya duble yol yapacağız desek, inanacak seçmenimiz var.” Taner Yıldız; “Eğitim seviyesi arttıkça AK Parti'nin hitap ettiği alanın daraldığını görüyoruz. Anketler de buralarda oylarımızın azaldığını söylüyor.”  İçinde bulunduğumuz realite bu…

Her şeyden önce dünyanın oluşumunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Dünya yaşayan bir organizma, taş, kaya değil… Dünyanın merkezi 1.6 katrilyon ton altın ile kaplı… Yer kabuğunun içinde okyanuslardan üç kat daha fazla iç okyanuslar bulunuyor. Günde ortalama 8 milyon şimşeğin yer yüzüne çarpmasıyla, çekirdekten iyonosfere uzanan, adına Schumann rezonans denilen atış gerçekleşiyor. Ve tüm bu sistem, yer yüzünde bulunan 8.7 milyon canlı türünün yaşam döngüsünü oluşturuyor. Bizim var olmamızı sağlayan, havada bulunan azot, leşleri yiyen safrofitlerin leşi yerken ağzından çıkan azotun havaya karışmasıyla oluşuyor. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altında buzullarda bulunan planktonlar, dünyadaki fotosentez ile üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu üretiyor, diğer kısmını bitkiler üretiyor. Bu örnekleri sayfalar dolusu yazmaya devam edebilirim.

Dünya, evrenlerin mimarı olan yaradan tarafından bu kadar muazzam bir şekilde tasarlanmış. Özellikle sanayi devriminden sonra başlayan öz kaynaklar savaşıyla toplumların eğitim sistemi, tamamen bu savaşa göre tasarlandı. Yani özetle senin eğitim seviyenin gün be gün yerle bir olması için kurulan bir sistem var. Bunu çok iyi anlamak zorundasın. Sadece bir kere geldiğin dünyada, hayatının birilerinin konfor alanına hizmet etmesi için ne hale getirildiğinin farkına varmak zorundasın. Eğitim, cezaevi gibi tasarlanmış binaların içinde değil toprakta başlar. Biz toprağı ve ürünlerini bilmeye başladığımızda sağlıklı beslenmenin zekayla direkt olarak ilişkisi olduğuna uyanacağız. Sağlıklı beslenen beyin ise zaten sorgulamaya başlar. Sorgulamaya başlayan insanı da hiç kimse kandıramaz. Sen bir mucizesin… Sen bu bütünün değerli bir parçasısın… Kendini, zenginlerin konfor alanı için değersiz bir varlık haline getirmemelisin. Sen, nesline karşı sorumluluk taşıyorsun aktardığın genlerle… Öğrenilmiş çaresizliklere kapılıp sana “kader” diye tanımlanan yalana inanmak yerine, varlığının önemini fark ederek yaşamalısın bu her yeri yemişlerle dolu dünyayı…